Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ve manevi tazminat taleplerinden, davalı AXA Sigorta A.Ş.’nin dava konusu aracın 2918 sayılı yasa kapsamında zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında poliçe limiti dahilinde maddi tazminattan ve diğer davalı Yapı Kredi Sigorta A.Ş.’nin genişletilmiş kasko sigorta poliçesi nedeniyle manevi tazminattan sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak davacı baba T2 ve anne Türkan Duman için ayrı ayrı 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 100,000,00’er TL manevi tazminat, davacı kardeş T3 için 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 68.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 29/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte (manevi tazminatların davalılar T4 ve Yapı Kredi Sigorta AŞ’den; destekten yoksun kalma tazminatlarının tüm davalılardan) davalı sigorta şirketleri yönünden sigorta limiti dahilinde olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 25.04.2018 tarihli dilekçesi ile...

Yapı malikinin sorumluluğu, bir kusur sorumluluğu olmadığı gibi, bir tehlike sorumluluğu da değildir. Bu sorumluluk, niteliği itibariyle bir kusursuz sorumluluk türü olan, özen sorumluluğudur. Bu nedenle, sorumluluğun doğması için yapı eseri malikinin veya yardımcılarının kusurlu olması şart değildir. Sorumluluk, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki noksanlığa dayanmaktadır. Burada, yapı malikine bir kurtuluş kanıtı tanınmamıştır. Sorumluluğun şartları, genel şartlar, özel şartlar olmak üzere ikiye ayrılır. Genel şartlar: 1- Zarar, 2- İlliyet bağı, 3- Hukuka aykırılık, Özel şartlar: 1- Sorumlu ile yapı eseri arasında mülkiyet ilişkisi bulunması, 2- Bir yapı eserinin mevcut olması, 3- Yapı eserinin yapımının bozuk veya bakımının eksik olmasıdır. İlliyet bağı genel şartı yönünden, meydana gelen zarara, üçüncü kişinin illiyet bağını kesemeyecek yoğunluktaki kusuru veya mücbir sebep teşkil etmeyen bir umulmayan hal sebep olmuşsa malik sorumluluktan kurtulmaz....

Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur. Zarar, aradaki illiyet bağını kesecek derecede bir mücbir sebepten, zarar görenin ya da üçüncü bir kişinin kusurundan doğmuş ise yapı malikinin sorumluluğu söz konusu olmaz.(Yargıtay HGK'nun 29.11.2017 tarih ve 2017/3-439 E. ve 2017/1463 K. sayılı ilamı). 3....

    Doktrinde kusursuz sorumluluk halleri olağan sebep sorumluluğu ve tehlike sorumluluğu şeklinde ikili bir ayrıma tabi tutulurken, 6098 sayılı TBK'da yapılan düzenlemelerde, hakkaniyet sorumluluğu (özen, sebep) ve tehlike sorumluluğu şeklinde bir ayrıma tabi tutulmuştur. Özen sorumluluğu veya tehlike sorumluluğunda, denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, tazminat sorumluluğu için kusur unsuru aranmaz (Gökhan ANTALYA, Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt, 1, İstanbul, 2012, s.533-535). Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya eksiklik olup olması meydana gelen zararın tazmin edilmesi borcu yönünden bir etkiye sahip değildir....

      Zarar görenin ağır kusuru illiyet bağını keseceğinden kusursuz sorumluluk nedeniyle tazminat isteme hakkı ortadan kalkacaktır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK) 85. maddede düzenlenen işletenin hukuki sorumluluğu tehlike sorumluluğu niteliğindedir. Tehlike sorumluluğu kusursuz sorumluluk esasına dayalı olup, aracın işletilme tehlikesi nedeniyle bu sorumluluk getirilmiştir. Bu nedenle işleten kendisinin kusurlu olmadığını belirterek sorumluluktan kurtulamayacaktır. Bu maddedeki tehlike sorumluluğu kusursuz sorumluluk esasına bağlı olsa da illiyete dayalı bir sorumluluktur. Diğer bir ifadeyle zarardan sorumlu olmak için illiyet bağının da mevcut olması gerekir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: İlk derece mahkemesince toplanan deliller ile tüm dosya kapsamına göre, ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK 355/1 maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin yapılan inceleme sonucunda; Dava, yangın sonucu oluşan zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine karar davalılar tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 69. (818 s. BK 58.) maddesinde düzenlenen bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türü olan özen (olağan sebep) sorumluluğudur. 6098 sayılı TBK'nun 69/1. maddesinde "Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur" denilmektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk-bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır....

          Kusursuz sorumluluk, hakkaniyet sorumluluğu, özen sorumluluğu ve tehlike sorumluluğu olmak üzere üçe ayrılmaktadır. 4. Tehlike sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 71 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında; " Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur. Bir işletmenin, mahiyeti veya faaliyette kullanılan malzeme, araçlar ya da güçler göz önünde tutulduğunda, bu işlerde uzman bir kişiden beklenen tüm özenin gösterilmesi durumunda bile sıkça veya ağır zararlar doğurmaya elverişli olduğu kabul edilir. Özellikle, herhangi bir kanunda benzeri tehlikeler arzeden işletmeler için özel bir tehlike sorumluluğu öngörülmüşse, bu işletme de önemli ölçüde tehlike arzeden işletme sayılır." şeklinde düzenleme yapılmıştır. 5. Burada işletme sahibi veya işletene kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/03/2019 NUMARASI : 2016/530 ESAS - 2019/237 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekillerinin müşterek çocuğu olan davacı Vehbi Uçkun henüz 14 yaşında iken 09/06/2006 tarihinde Bursa ili İnegöl ilçesi, Huzur mahallesinde bulunan ve davalı tarafa ait bina şeklinde olan ve kapı ve pencereleri kilitsiz ve güvenlik önlemi alınmamış trafo binasına yağan yağmurdan ve oynamak nedeniyle girdiği ve elektriğe kapılan Fatih ve Sinan isimli arkadaşlarının bağrışma sesleri duyması ile merak edip içeri girdiğinde elektrik çarpması sonucu ağır şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, tazmin borcunu doğuran eylemin davalı kurumun hizmet kusuru ve haksız fiili ve tedbirsizliği nedeni ile meydana geldiğini belirterek fazlaya dair dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla davalı kurumdan davacılar yönünden ayrı ayrı belirlenen...

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2019 NUMARASI : 2018/428 ESAS, 2019/322 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat KARAR : İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; yapı malikinin, kiracı tarafından herhangi bir tadilat ve değişim yapılmadığı takdirde meydana gelebilecek zararlardan sorumlu olduğu, bu sorumluluğun bina malikinin kusursuz sorumluluğu kapsamında olduğu, davacı yapı maliki T6 kiracısı olan davalının haksız eylemi sebebiyle oluşan zararlardan sorumlu olacağı, bilirkişi raporunda kusurun yarı yarıya yapı maliki ile davalı arasında paylaştırılması usul ve yasaya uygun bulunarak rapor hükme esas alınmış, davacıların oluşan zararın ancak %50'sini davalıdan talep edebileceği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

            , dava konusu olayın kiracının kontrol bakım eksikliği nedeniyle meydana geldiğini, sigortalı ve müvekkili şirketin kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminat miktarının bilirkişiler tarafından poliçe genel ve özel şartlarına uygun olarak tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin usulüne olarak temerrüte düşürülmediğini, davacının faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu