Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir başka anlatımla, tehlike sorumluluğunun oluşması için zarar ve illiyet bağı yeterli olmakta, zarar verenin kusuru aranmamaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile kural olarak araç işletenin sorumluluğu "tehlike sorumluluğu" olarak kabul edilmiştir. KTK.'nun 85/1 maddesi; sorumluluğu, aracın işletilmesine dayalı tehlike sorumluluğu olarak düzenlediğinden, işleten veya araç işleticisinin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi kusurlu olsa bile kusur ilkesine göre değil, tehlike ilkesine göre sorumlu olacaklardır. Hemen belirtilmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir....

    Dava; Türk Borçlar Kanununu'nun 69. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. (TBK m.69; BK m.58) Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden "olağan sebep sorumluluğu"dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir. Enerji nakil hatları da yapı eseri niteliğinde olup, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir....

      Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğu söz konusu olmaktadır.Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur....

        Eş söyleyiş ile burada yapı maliki, gerekli özeni gösterdiğini ispat etmek suretiyle sorumluluktan kurtulamaz. İşte bu nedenle yapı malikinin sorumluluğu, kurtuluş kanıtı getirilemeyen “ağırlaştırılmış özen sorumluluğu” olmakta ve tehlike sorumluluğuna yaklaşmaktadır. Tehlike sorumluluğunda da özel kurtuluş nedenleri yoktur. Sadece genel kurtuluş nedeni olan illiyet bağını kesen sebepler sorumluluğu ortadan kaldırır (Fikret Eren Borçlar Kanunu Genel Hükümler s. 646 ) Türk Borçlar Kanunu’nun 69. maddesi kapsamında, sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk-bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Bir bina veya yapı eseri malikinin BK’nın 58. maddesine göre sorumlu tutulabilmesi için, zararın, yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden doğduğu ispatlanmalıdır....

          Maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı ve gösterdiği istinaf nedenleri ile sınırlı olarak istinaf incelemesinin yapılması gerekmiştir. 6098 Sayılı TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 50/1.fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. 56/2. fıkrası gereğince ölüm halinde ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Ayrıca, kusursuz zorumluluk türlerinden olan ve olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK'nun 69.maddesi gereğince bir binanın veya yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden dolayı oluşan zararı gidermekle yükümlüdür. Yargıtay kararlarında, öğretide bina ve yapı malikinin sorumluluğunun objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan "ağırlaştırılmış" "olağan sebep sorumluluğu" olarak isimlendirilen bir kusursuz sorumluluk halidir....

          Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; Türk Borçlar Kanunu'nun 69 uncu maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür (TBK m.69). Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden "olağan sebep sorumluluğu"dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir....

            Hukukumuzda yer alan kusursuz sorumluluk hâllerine örnek vermek gerekirse, ayırt etme gücü bulunmayan kişinin verdiği zarara ilişkin hakkaniyet sorumluluğu (TBK 65, BK 54), adam çalıştıranın sorumluluğu (TBK 66, BK 55), Hayvan bulunduranın sorumluluğu (TBK 67 BK 56), Yapı malikinin sorumluluğu (TBK 69, BK 58), Tehlike arzeden işletme faaliyetinden doğan zarar sorumluluğu (TBK 71), araç işleteninin sorumluluğu (KTK 85), ev başkanının sorumluluğu (TMK 369) hükümleri verilebilir. Bu hükümler gibi tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan devletin sorumluluğu da bir kusursuz sorumluluk (tehlike sorumluluğu) düzenlemesidir. 818 sayılı Borçlar Kanununda kusur unsuru içermeyen sorumluluk hâlleri bulunmasına rağmen kusursuz sorumluluğun esaslarına yer verilmemiştir....

              Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur. Zarar, aradaki illiyet bağını kesecek derecede bir mücbir sebepten, zarar görenin ya da üçüncü bir kişinin kusurundan doğmuş ise yapı malikinin sorumluluğu söz konusu olmaz (bu yönde, HGK'nun 29.11.2017 tarih, 2017/3-439 Esas ve 2017/1463 Karar sayılı ilamı). Kiracıların sorumluluğu ise zarar görene karşı haksız fiil sorumluluğuna dayanmaktadır....

                BK 58.) maddesinde düzenlenen bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türü olan özen (olağan sebep) sorumluluğudur. 6098 sayılı TBK'nun 69/1. maddesinde "Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur" denilmektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk-bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir....

                Uyuşmazlık, davalının sorumluluğunun 6098 sayılı TBK'nın 69. maddesinde düzenlenen "yapı malikinin sorumluluğu" içerisinde mi değerlendirileceği yoksa aynı kanunun 301. maddesinde düzenlenen kiralayanın sorumluluğu" içerisinde mi değerlendirileceği noktasındadır....

                UYAP Entegrasyonu