Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in sevk ve idaresinde bulunan... plakalı aracın il içinde rutin seyri sırasında davacının araca bindiği bu sırada otobüsün arkasına doğru ilerlemekteyken, araç sürücüsünün ani freni nedeniyle araç içerisinde yuvarlanması ve sağ kolunu koltuk arası demirlere çarpması sonucu yaralandığı, davacının yaralanması nedeniyle ameliyat geçirdiği ve koluna platin takıldığını, iş gücü kaybına uğradığını, bu süreçte maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek 20.000 TL manevi tazminat ile davacının tedavi ve hastane masrafları ile çalışmadığı günlerden kazanç kaybı ve diğer hususlar için şimdilik 1.000 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 21.000 TL'nin kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ......

    Toplu yapı kapsamında bulunan birden çok yapının ortak sosyal ve alt yapı tesisleri bulundukları parsel veya yapıya bakılmaksızın, tahsis edildikleri bağımsız bölümlerin ortak yeri sayılır." hükmünü içermektedir....

      Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi de, 2918 sayılı ....’nun 92/b maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür. Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından sadece, tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır. Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış, böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda ... kapsamında olduğu benimsenmiştir....

        Dekorasyon Ltd.Şti. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Yangının elektrik tesisatından kaynaklanması nedeniyle yapı malikinin sorumluluğu kapsamında kaldığını, müvekkilinin kusuru bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir. Yargılama sürecinde tarafların gösterdiği deliller toplanılmış, atanan bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor alınmıştır. Davanın temeli olan, yangın nedeniyle zarara uğrayan başkaca kişilerin de farklı mahkemelerde dava açtıkları, bu davalardan birinin Ankara ... Ticaret Mahkemesinin ... Esasında yürütüldüğünü, Ankara ... Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasının da ... Ticaret Mahkemesi dosyası ile birleştirildiği, davacıların taleplerinin aynı nedene dayalı olduğu, Ankara ......

          Hükmü ile, zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır. Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi de, 2918 sayılı KTK.’nun 92/b maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür. Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından sadece, tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır....

            Davacı,reçete ile verilen ilaç yerine yanlış ilaç verilmesi nedeniyle hayati tehlike geçirdiğini ileri sürerek manevi tazminat talebinde bulunmuş, davalı ilacın başka eczaneden verildiğini, reçetedeki kaşenin kendi eczanesine ait olduğunu savunmuş,mahkemece ilacın davalı tarafından verilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı,ilacın kendisi tarafından verilmediğini, ancak, reçete arkasındaki kaşenin kendisine ait olduğunu kabul edip, reçetede kendisi tarafından kuruma fatura edildiğine göre kaşe vurmakla reçetedeki sorumluluğu üstlendiğinnin kabulü gerekir. Öyle olunca mahkemece işin esasına girilerek 2011/7296-14121 sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasay aykırı olup bozma gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 10.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              El piyasa değeri hususunda rapor alındığı, yapılan hesaplama sonucunda araçtaki değer kaybının 25.000- TL olduğunun tespit edildiği, alınan raporun denetlemeye ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, mahkememizce aldırılan kusur raporunda davalı idarenin %20, dava dışı yüklenicinin %80 kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için, bina ve diğer inşa eserlerinin tamamlanmış ve tahsis amacına uygun olarak kullanılmaya başlanmış olması gerekir. Eser yeni yapılıyorsa, tamamlanmadan; tadil veya tamir ediliyorsa, bu işler bitmeden önce, malik BK md 58/1' e göre ( 6098 sayılı TBK 69.madde- yapı malikinin sorumluluğu) sorumlu olmaz. Yapı eseri inşa, tadil ve tamir edildiği sırada başkasına zarar verilmişse buradan BK 41.md 'e göre( 6098 sayılı TBK 49.madde- haksız fiil sorumluğu) sorumluluk söz konusu olur. ( Borçlar Hukuku-Genel Hükümler- Fikret Eren- syf: 616- 12.Baskı)....

              Bu durumda, 4.3.l953 tarihli ve 10/3 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada kararlılık kazanmış ilke uyarınca aşırı zarar nedeniyle yapı yıkılamıyorsa veya ağaçlar sökülemiyorsa, iyi veya kötüniyete göre, muhik tazminat veya en az levazım bedelini ödeyip ödemeyeceği arsa malikinden sorulmalı, kabul ettiği takdirde bu bedel karşılığı yapının taşınmaz malikine aidiyetine karar verilmeli, aksi halde yıkım isteği reddedilmelidir. Yargıtay’ın artık kurumlaşmış bu uygulaması ile başkaca bir dava açılmasına gerek kalmaksızın taraflar arasındaki uyuşmazlık daha az giderle, daha çabuk ve kolay, daha sağlıklı şekilde çözülecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.10.1983 tarihli ve 1980/1-2348 Esas ve 1983/971 Karar sayılı, 19.11.2003 tarihli, 2003/1-718 Esas ve 2003/709 Karar sayılı kararları da bu yöndedir....

                Yargıtay Hukuk Genel kurulunun 20.04.2011 gün ve 2011/13-37 E., 2011/198 K. sayılı kararında değinildiği gibi; kusur sorumluluğunda, bir zararı başkasına tazmin ettirmek, ancak zarar onun kusurlu bir fiilinden doğmuş ise mümkündür. Sanayileşme ile birlikte doğan tehlikeler, bir kimsenin kusurlu olmasa dahi kendisinin verdiği zarar nedeniyle tazmin sorumluluğunu getirmiştir. Öğretide kusursuz sorumluluk halleri "Olağan sebep sorumluluğu - tehlike sorumluluğu" gibi ikili ayırıma tabi tutulduğu gibi, hakkaniyet sorumluluğu-nezaret ve ihtimam gösterme yükümünden doğan sorumluluk-tehlike sorumluğu şeklinde üçlü ayırım yapanlar da vardır. Bir diğer ayrımda "Objektif sorumluluk" üst başlığı altında kusursuz sorumluluk halleridir. Bunlardan "Tehlike sorumluluğu" terminolojide "Ağırlaştırılmış sebep sorumluluğu" ya da "Ağırlaştırılmış objektif sorumluluk" olarak yer almaktadır....

                  Bununla birlikte malzeme sahibinin tescil istemi reddedilmişse taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden taşınmaz malikinin malzeme malikine muhik bir tazminat vermesi gerekir. Malzeme maliki iyiniyetli değilse tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği, aynı yasanın 723.maddesinde düzenlenmiştir. Eldeki davada, mahkemenin yeterli inceleme yapmadan davacıyı iyiniyetli kabul etmiş ve taşınmazdan ayrılarak tescili istenilen kısmın ifrazının mümkün olmaması nedeniyle davanın reddine karar verdiği halde ikinci kademedeki istem olan bina bedellerinin tazmini konusunda olumlu ya da olumsuz bir karaR vermemiştir. Somut olayda; malzeme malikinin ikinci kademe istem olarak Türk Medeni Kanunun 723. maddesi uyarınca tazminat talep etmiş olması nedeniyle davacının iyiniyetli olup olmadığının belirlenmesi önem arz etmektedir. Dosyadaki deliller davacının iyiniyetli olduğunun kabulüne yeterli değildir....

                    UYAP Entegrasyonu