Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, davalının kusursuz sorumluluğu iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Taraflar arasında, davalı idareye ait elektrik iletim hattından kopan telin düşmesi nedeniyle davacı tarafın kullanımında olan binada ve eşyalarında hasar oluştuğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.20/06/2017 tarihli yangın raporunda yer aldığı şekilde, yüksek gerilim kablosunun koparak çatı üzerine düşmüş olduğu ve villadan duman çıktığı şeklinde tespit yapıldığı anlaşılmıştır. Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk halleri olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayrıma tabi tutulurken, TBK tarafından hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir....

D-DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız fiil nedeniyle araçta oluşan zararın ve değer kaybının tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, istinaf sebepleriyle bağlılık ve kamu düzeni ilkesi de dikkate alınarak, duruşmasız olarak yapılan incelemede: Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk hallerinin olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutarken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz (G.Antalya B.Hukuku Genel Hükümler C.1.2012.İst.sh.533.535.)....

Dosya içinde bulunan tapu kayıtları ve fen bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davacı taraf dava konusu taşınmazların maliki olup, davalı tarafın da oluşan zarardan kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince sorumluluğu gözetilerek usul ve yasaya uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygundur. Dava ve olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Zamanaşımı" başlıklı 72. maddesinin 1. fıkrası "Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır." hükmünü içermektedir....

Diğer yandan özel hukuk sorumluluğu bakımından her zaman kusur (kast veya ihmal) unsurlarının bulunması zorunlu değildir. Bu gibi hallerde, zararın, hukuka aykırı bir davranıştan doğması yani objektif koşulu gerçekleşmesi yeterli olup, ayrıca subjektif koşula kusura ihtiyaç yoktur. Özellikle kusursuz sorumluluk hallerinde durum böyledir. Zarar, ihmalden de kaynaklanabilir ve ihmali bulunanlarda zarardan sorumlu olur. Yargılama sırasında yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yapı Malikinin Sorumluluğu başlıklı 69. maddesinin 2. fıkrasında da “İntifa ve oturma hakkı sahipleri de binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan malikle birlikte müteselsilen sorumludur” hükmü düzenlenmiştir. Açıklanan nedenlerle 818 sayılı B.K’nun 58. maddesi gereğince bina maliki meydana gelen zarardan kusursuz sorumlu olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir....

    KARŞI OY Uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK.dan doğan, tehlike sorumluluğu nedeniyle sürücünün vefatı halinde desteğinden yoksun kalanların tazminat taleplerinde, ölen desteğin müterafik kusurunun tazminattan indirim sebebi teşkil edip etmeyeceği, desteğin kusurunun işleten ve araç ZMSS.ini düzenleyen sigorta şirketini ne şekilde etkileyeceğine ilişkindir....

      Ancak, böyle bir davada öncelikle zarar gören davacı, zarar gördüğünü ve bu zararının bina veya yapı eserinin yapılışındaki bozukluk veya bakımında eksikliğinden kaynaklandığını ispat etmesi zorunludur. İspat yükünü yerine getirdiği takdirde kural olarak bina veya imal olunan şeyin malikinin sorumluluğu söz konusu olacaktır. Somut olaya gelince; davacı sigorta şirketinin sigortalısı ve davalının kiracısı olan dava dışı Mehmet Berçinli'nin davalının maliki olduğu Uzunyalı Mah....

      Ancak, böyle bir davada öncelikle zarar gören davacı, zarar gördüğünü ve bu zararının bina veya yapı eserinin yapılışındaki bozukluk veya bakımında eksikliğinden kaynaklandığını ispat etmesi zorunludur. İspat yükünü yerine getirdiği takdirde kural olarak bina veya imal olunan şeyin malikinin sorumluluğu söz konusu olacaktır. Somut olaya gelince; davacı sigorta şirketinin sigortalısı ve davalının kiracısı olan dava dışı Mehmet Berçinli'nin davalının maliki olduğu Uzunyalı Mah....

      Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve mahkemece benimsenen gerekçe içeriğine göre; tapu iptali ve tescil (temliken tescil) isteminin kesin hüküm nedeniyle reddi hukuken doğru olup, davacı vekilinin bu yöndeki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin ikinci kademedeki tazminat isteminin olumlu ya da olumsuz olarak karşılanmadığı yönündeki temyiz itirazlarına gelince; Türk Medeni Kanununun 684 ve 718. maddeleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemim cüz'ü) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi Türk Medeni Kanununun 722, 723 ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir....

        Karar Düzeltme Sebepleri Davalı vekili; TBK'nın 69 uncu maddesi kapsamında sorumlu olunabilmesi için binanın yapımında bozukluk ya da bakımında eksiklik bulunması gerektiğini, davacının iş yerini kendisinden kiralamadığını, kiraladığı şahsın ofiste yaptığı değişikliklerin yangına sebep olduğunu, bunların da yapımındaki bozukluk ya da bakımındaki eksiklikten kaynaklanmadığını, hiçbir bilirkişi raporunda yapımındaki bozukluk ya da bakımındaki eksiklikten bahsedilmediğini, yapı kullanım izin belgesi dikkate alındığında illiyet bağının kesildiğini ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, yapı malikinin sorumluluğu kapsamında tazminat istemine ilişkindir. 2....

          Malzeme maliki koşulları varsa arazi malikinden arsa ve inşaatın mülkiyetinin geçirilmesini isteyebileceği gibi tazminat talebinde de bulunabilir. Malzeme malikinin ikinci ... tazminat talebidir. Somut olayda; krokide (H) harfi ile gösterilen yapı ve yapının zorunlu kullanma alanının ifraz olanağı bulunmadığı saptandığından, malzeme maliki iyiniyetli olsa dahi Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil isteminin kabulü mümkün değildir. Mahkemenin bu olguyu gözeterek davayı reddetmiş olmasında yasaya aykırılık yoktur. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine özellikle TMK.nun 718. maddesince arza tabi olan yapı arzdan ayrı düşünülemeyecğine göre davacı ve birleşen davanın davalısı ...’nin bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Mülkiyet ... sahibi ...’nin temyiz itirazlarına gelince; Mülkiyet ..., eşya üzerinde sahibine geniş yetkiler tanıyan mutlak bir haktır (TMK.m.683-778)....

            UYAP Entegrasyonu