Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bozmaya uyulduktan sonra davacı-davalı (koca)'nın “atipik psikoz” rahatsızlığı sebebiyle hukuki ehliyetinin kısıtlanmış olması, yoksulluk nafakası ile ilgili sorumluluğunda etkili değildir. Çünkü yoksulluk nafakasını tayinde, nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK. m. 175/2) Bu nafakayı talep edenin kusurunun daha ağır olmaması yeterlidir. Bu husus da, uyulan bozma kararıyla tespit edildiğine göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş olan kadın yararına, kocanın mali gücü oranında uygun miktarda yoksulluk nafakası takdir edilmelidir. Bu yön nazara alınmadan “kısıtlanmış olması sebebiyle kocaya kusur izafe edilemeyeceğinden” bahisle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru bulunmamıştır. Hükmün bu yönden bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun onama kararına açıklanan sebeple katılamıyorum. ......

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat istekleri, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve kişisel ilişki yönünden, davalı kadın tarafından ise, tümü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının tüm, davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkek tahkikat aşamasında velayet altında bulunan müşterek çocuklar için iştirak nafakası talebinde bulunmuş mahkemece isteğin süresinde yapılmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

      Davacı kadının, ilk defa ön inceleme duruşmasından sonra ileri sürülen yoksulluk nafakası isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. Davalı tarafın, bu isteğe açıkça muvafakatı bulunmamaktadır. Bu durumda ıslah da söz konusu olmadığına göre, davacının yoksulluk nafakası talebi artık incelenemez. Açıklanan nedenlerle, davacı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.04.2016 (Çrş.)...

        Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; kadın için yargılama sırasında takdir edilen tedbir nafakası miktarının makul olduğu anlaşıldığından kadın vekilinin kadın için takdir edilen tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....

        Hukuk Dairesi 05/03/2020 tarihli 20212019/1180 E 2020/749 K sayılı ilamı ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği, taraflarca karar ilamının temyiz edildiği, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 02/11/2020 tarihli 2020/4002 E 2020/5193 K sayılı ilamı ile davacı kadının dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesi ile tedbir nafakası talep ettiği ,yoksulluk nafakası talebi olmadığından yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulduğu , bozma sonrası Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4....

        Hukuk Dairesi 05/03/2020 tarihli 20212019/1180 E 2020/749 K sayılı ilamı ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği, taraflarca karar ilamının temyiz edildiği, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 02/11/2020 tarihli 2020/4002 E 2020/5193 K sayılı ilamı ile davacı kadının dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesi ile tedbir nafakası talep ettiği ,yoksulluk nafakası talebi olmadığından yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulduğu , bozma sonrası Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4....

        Davacı vekili 09/05/2018 tarihli ISLAH DİLEKÇESİ ile özetle ; Dava tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine tedbir nafakası boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren ise yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere davacı kadın lehine aylık 750- TL nafaka, müşterek çocuk Funda için ise dava tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakası boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren ise iştirak nafakası olarak devam etmek üzere aylık 500- TL,müşterek çocuk Esra için ise dava tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakası boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren ise iştirak nafakası olarak devam etmek üzere aylık 400- TL nafaka talep etmiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası....

        Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı kadın cevap dilekçesinde erkeğin davasının reddine, davanın kabulü halinde ise; kendisi için aylık 1.500 TL ve müşterek çocuk için aylık 1.000 TL tedbir nafakası talebinde bulunmuştur. Ön inceleme duruşmasında da talep ettiği nafakaların yoksulluk ve iştirak nafakası olduğunu açıklamıştır. Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. Davalı kadının kendisi için talep ettiği nafakanın, boşanma kararından sonra da devam etmesine yönelik talebi "yoksulluk nafakası" anlamındadır. Davalı kadının kendisi için boşanma kararı sonrasında devam edecek şekilde talep ettiği nafakayı tedbir nafakası olarak adlandırmış olmasının, kadının dilekçeler teatisi aşamasında usulünce yoksulluk nafakası isteğinin bulunmadığı şeklinde yorumlanması usul ve yasaya aykırıdır....

          Bölge adliye mahkemesi kararının gerekçe kısmında erkeğin, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 3. bendinin yoksulluk nafakası yönünden ve 4. bendinin kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildiği halde bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasında ilk derece mahkemesi hükmünün kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata yönelik bölümleri kaldırılarak yeniden bu yönlerden hüküm kurulmaması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

            Somut olayda davalı-davacı kadın birleşen davasında yararına aylık 2.500 TL bağımsız tedbir nafakası talep etmiştir. Bölge adliye mahkemesince kadının birleşen davada tedbir nafakasına yönelik talebinin kısmen kabulü ile kadın yararına aylık 1.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Kadın yararına hükmedilen bir yıllık nafaka miktarı göz önüne alındığında bölge adliye mahkemesinin bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik kararı kesindir. Bu nedenle kadının; bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

              UYAP Entegrasyonu