Dosya içinde mevcut belgelerden boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmadığı ve düzenli bir gelirinin de bulunmadığı, bu anlamda boşanma ile birlikte yoksulluğa düşeceği anlaşılan davalı kadın için yoksulluk nafakası takdir edilmesi gerekirken hatalı kusur tespiti neticesinde yoksulluk nafakasına ilişkin talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin istinaf isteminin kabulüne karar vermek gerekmiş, ilk derece mahkemesinin hatalı değerlendirmesi nedeniyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin karar kaldırılarak tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evli kaldıkları süre, paranın alım gücü dikkate alınmak suretiyle davalı kadın için TMK 175 maddesi uyarınca aylık 750 TL yoksulluk nafakası takdirine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İstinaf Sebepleri Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kabul edilen boşanma davası, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile velâyet yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....
tedbir nafakası takdirine, boşanmaya karar verilmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, maddi ve manevi tazminata ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
SAVUNMA: Davalı-davacı vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı-davalının davasının reddine, birleşen davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 10.000,00'er TL maddi-manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; asıl dava ve birleşen davanın boşanma yönünden kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine, davacı-davalı lehine 400,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-davalı vekili; kusur, tedbir/yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminat ve birleşen davanın kabulü yönlerinden, istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
açtığını, kendisinden habersiz yargılama yapıldığını, davalının çocuğun kendisinden olmadığına yönelik beyanının hakaret niteliğinde olduğunu belirterek; boşanma davasının açılış tarihinden itibaren faiziyle beraber kendisi ve çocuk için ayrı ayrı 1.000,00 TL yoksulluk ve iştirak nafakası talep ve dava etmiştir....
(Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı kadının yoksulluk nafakası talebi bulunmamasına rağmen, talep aşılarak (HUMK.mad.74) kadın yararına yoksulluk nafakası takdiri doğru olmamıştır....
Bu nedenle taraflar arasında kabulüne karar verilen bir boşanma davası bulunmadığı halde boşanmanın fer'ilerinden olan velayet, kişisel ilişki, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile yargılama giderleri hakkında düzenleme yapılması doğru görülmemiştir. Kadının ziynet istemi daha önce karara bağlanıp kesinleştiğinden ve kadın yararına daha önce ziynet yönünden vekalet ücretine hükmedilmiş olduğundan kadın yararına tekrar vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır. Bu tespitler karşısında müşterek çocuk ve kadın için hükmedilen tedbir nafakası ile kadın istinaf yoluna başvurmadığı için 12. Bentte koca yararına verilen vekalet ücreti hariç olmak üzere kararın velayet, kişisel ilişki, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, yargılama gideri ve ziynetlerden dolayı koca aleyhine vekalet ücretine ilişkin bentlerinin ortadan kaldırılmasına ve bu konularda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, davalı erkek adına kayıtlı mal varlıkları, evlilik süresi, davalı erkeğin boşanmaya yol açan olaylarda tam kusurlu bulunması, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın ve yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesi ile davacı kadının maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılmasına, davacı kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası takdirine, davacı kadının sair, davalı erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Davacı kadının hali hazırda sigortalı olarak çalıştığı anlaşıldığından davalı kocanın mevcut sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığında davacı kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşme durumu söz konusu olmadığından, davalının, davacı kadın için takdir edilen tedbir-yoksulluk nafakası talebine yönelik istinaf isteminin kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının tedbir ve yoksulluk nafakasına ilişkin 4 nolu hüküm fıkrasının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde müşterek çocukların her birisi için ayrı ayrı iştirak nafakasının arttırımını ve kadın yararına yoksulluk nafakasının arttırımını talep etmiş, mahkemece iştirak nafakası yönünden bir karar verilmiş, ancak yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından kadının yoksulluk nafakası istemi hakkında olumlu veyahut olumsuz bir karar verilmemesi de doğru değildir. Sonuç olarak;Yukarıda gösterilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi nedeniyle HMK. 353/1- a-6 anlamında tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin toplandığından ve bu delillerin değerlendirildiğinden söz edilemez....