Davacı kadın işbu davası ile, kendisi için aylık 200,00 TL olarak olarak bağlanmış bulunan tedbir nafakasının aylık 1.800,00 TL artırımı ile aylık 2.000,00 TL'ye yükseltilmesini, müşterek çocuk Hazal için aylık 100,00 TL olarak bağlanmış bulunan tedbir nafakasının aylık 1.900,00 TL artırımı ile aylık 2.000,00 TL'ye yükseltilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesi kararı ile davacı kadın ve çocuğun nafakalarında 1.000,00'er TL artırım yapılarak kadın için istenen tedbir nafakasının 800,00 TL'lik kısmının, çocuk için istenen tedbir nafakasının ise 900,00 TL'lik kısmının reddedildiği, davacının davanın reddedilen kısmını istinafa getirdiği, kadın için reddedilen nafaka miktarının bir yıllık tutarının 9.600,00 TL'ye, çocuk için reddedilen nafakanın bir yıllık tutasının ise 10.800,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2023 tarihi itibariyle miktar veya değeri 17.830,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmakla, kesinlik sınırı...
Aile Mahkemesinin 2017/169 Esas 2017/1124 karar sayılı ilamıyla kendi lehine hükmedilen aylık 250 TL yoksulluk nafakasının aylık 250 TL artırımı, müşterek çocuklar için 200'er TL takdir edilen iştirak nafakasının ise 200'er TL artırımı talep edilmiştir. Dava tarihi itibariyle boşanma ve ferileri kesinleşmediğinden ilk derece mahkemesince dava tedbir nafakasının artırımı olarak nitelendirilip görülmüştür. Mahkeme tarafından çocuklara hükmedilen tedbir nafakası aylık15'er TL, kadına hükmedilen tedbir nafakası ise aylık 25 TL arttırılmıştır. Kabul edilen tedbir nafakası arttırım miktarı yıllık 5.880,00 TL nin altında olduğundan karar davalı açısından HMK'nın 341/4. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir. HMK'nın 346. maddesi gereğince kesin olan karara karşı istinaf dilekçesi ilk derece mahkemesince reddedilebileceği gibi 352. madde gereğince Bölge Adliye mahkemesince de istinaf isteminin reddine karar verilebilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafakanın Kaldırılması- Tedbir Nafakasının Artırımı Taraflar arasındaki "boşanma", "nafakanın kaldırılması" ve "tedbir nafakasının artırımı" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (koca) tarafından; yararına hükmedilen tazminatların miktarı, nafakanın kaldırılması davasında tedbir verilmemesi yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise; kocanın boşanma davasının kabulü ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50'şer TL. temyiz...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka Arttırımı-Boşanma Taraflar arasındaki nafaka ve boşanma davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, davacı-davalı kadın tarafından 22.05.2014 tarihinde açılan bağımsız tedbir nafakasının artırımı davası ile davalı-davacı erkek tarafından 08.07.2014 tarihinde açılan boşanma davası birleştirilmiş, kadının bağımsız tedbir nafakası artırımı davası yönünden kurulan hükümde "Mahkemenin 2007-371 - 2008/54 esas karar sayılı dosyası ile ortak çocuk.... için takdir edilen aylık 100,00 TL tedbir nafakasının aylık 200,00 TL'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren ortak çocuk için takdir edilen 200,00 TL tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine...
Dava, tedbir nafakasının artırımı talebine ilişkindir. Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden; davacının ev hanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı, aylık 450 TL kirada oturduğu, davalının ise aile hekimi olduğu, aylık gelirinin ....500 TL olduğu, 600 TL kirada oturduğu anlaşılmaktadır. ... Aile Mahkemesinin 2014/276 Esas, 2014/457 Karar sayılı kararı ile; taraflar arasında görülen boşanma davasında feragat nedeniyle davanın reddine, ... lehine hükmedilen 750 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiş; 26.05.2014 tarihinde ... tarafından açılan tedbir nafakasının artırımı davasında ... Aile Mahkemesinin 2014/558 Esas, 2015/93 Karar sayılı kararı ile davacı lehine dava tarihinden itibaren 850 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir....
Ayrıca, tedbir nafakasının tarafların sosyal ve ekonomik olarak şartlarının değişmesi durumunda artırımı veya azaltılması istenebilecektir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece, ayrılık davasının açıldığı tarih ile bu nafakanın artırımı dava tarihi arasında geçen süre ve bu sürede doğal olarak davacıların ihtiyaçlarının arttığı, günün ekonomik koşullarında paranın alım gücünü nispi de olsa yitirdiği dikkate alınarak önceki nafakanın TMK.'nun 4. maddesinde düzenlenen "hakkaniyet" ilkesine uygun olarak artırılması gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/575 Esas, 2013/877 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk... lehine takdir edilen aylık 200,00 TL iştirak nafakasının 500 TL'ye yükseltilmesini talep etmiş, mahkemece hükmün 1 numaralı bendinde tedbir nafakasının artırılması şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, talep tedbir nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, iştirak nafakasının artırımına ilişkin dava mahiyetindedir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın iştirak nafakası artırımı davası olarak nitelendirilmesi gerekirken, tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin fahiş olduğunu, tedbir nafakasına ÜFE-TÜFE oranında artırım yapılmasına karar verilmesini kabul ettiğini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; Mahkememizin 2019/427 E - 2019/963 K sayılı ilamı ile davacı lehine takdir edilen aylık 650 TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 27/01/2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 450 TL artırımı ile aylık 1100 TL' ye yükseltilmesine, tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; tarafların Adana 8.Aile Mahkemesinin 2015/935 Esas, 2016/829 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocukların velayetlerinin davalı babaya verildiğini, davacıya verilen boşanma davasından müstakil tedbir nafakasının günün ekonomik koşulları karşısında yetersiz kaldığını belirterek aylık 350 TL olan tedbir nafakasının aylık 600 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile, davacı kadın lehine aylık 350 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının 50 TL artırılarak aylık 400 TL'ye çıkartılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dava dosyasının dairemize gönderildiği anlaşılmıştır....
Davacı, dava dilekçesindeki talebinde de 150.00 TL olan yoksulluk nafakasının 350,00 TL'ye yükseltilmesini talep etmiş olduğuna göre, mahkemece "davacının yoksulluk nafakası artırımı davasının kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren aylık 100.00 TL'ye yükseltilmesine" ilişkin verdiği karar, (mevcut yoksulluk nafakasının da altına indirilerek) yanılgılı değerlendirmeye dayanmaktadır. O halde, mahkemece dava dilekçesindeki talep ve delil dosyaları nazara alınarak sonucuna uygun bir karar vermek gerekirken yazılı ve yanılgılı şekilde davacının yoksulluk nafakasının indirilmesine yol açacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....