AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/04/2015 NUMARASI : 2014/901-2015/375 Taraflar arasındaki tedbir nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 23.12.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tedbir nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 22.70 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 02.05.2016 günü oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili, her ne kadar bu davada yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılmasına karar verilmesini istemiş ise de, taraflar arasındaki boşanma davası, henüz kesinleşmediği için, bu davadaki talebin hem eş hem de çocuk yönünden tedbir nafakasının artırılması istemine ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Zira; evlilik birliğinin korunması ve devamını sağlamak için eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gerekli bazı ortak giderler mevcuttur. Buna göre evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır. Diğer taraftan hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir....
Tedbir nafakasının artırımı davasının açılması belirli zamanın geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilir (Yargıtay 3. HD. 26.09.2016 tarih E.2016/10796- K.2016/11189 vb.). Bağımsız tedbir nafakası davasında (TMK m.197), boşanma davası sırasında verilen tedbir nafakasından (TMK m.169) farklı olarak, lehine nafakaya hükmedilebilecek eşin talebi gerekir. Re’sen nafakaya hükmedilemez. Boşanma davasında verilecek tedbir nafakası boşanma davasında verilen kararının kesinleşmesine kadar devam eder iken, bağımsız tedbir nafakası davasında verilen tedbir nafakası tarafların boşanmalarına kadar fiili ayrılık devam ettiği sürece devam eder. Derdest bir davadan söz edilebilmesi için davaların, taraflarının, konusunun ve dava sebebinin aynı olması gerekir (HMK m.114/1- 1). Bu sebeple, bağımsız tedbir nafakasının (TMK m 197) artırılması talebine ilişkin eldeki davanın, taraflar arasında görülen boşanma dava dosyası ile derdest olduğundan söz edilemez....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının 75'er TL den 100'er TL'ye artırılmasına, yoksulluk nafakasının artırılması talebinin ise reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dosya kapsamından; taraflar arasında görülen boşanma davasının 15.09.2009 tarihinde kesinleştiği, davacı kadına 100 TL, müşterek çocuklar 2005 doğumlu Gamze ile 1999 doğumlu Kübra'ya 50'şer TL iştirak nafakasına karar verildiği, daha sonra 24.05.2012 tarihinde açılan nafakanın artırılması davası sonucunda ise, iştirak nafakasının 50'şer TL'den 75'er TL'ye artırıldığı, yoksulluk nafakası artırılması talebinin ise reddine karar verildiği, bu davanın ise 09.01.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davada, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talep edilmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması sonucunda; davacı kadının ev hanımı olduğu, babasının evinde kaldığı, davalının ise emekli olduğu, 1.050 TL aldığı, evli olduğu tespit edilmiştir....
Davada; 2004 yılında davalıya hükmedilen 300 TL ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı tedbir nafakasının davalının yurtdışından 250 Euro yaşlılık aylığı almaya başladığından kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece; nafakanın kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; yaşlılık aylığı almak tedbir nafakasının verilmesine engel değildir. Nitekim yerleşik Yargıtay uygulamasına göre de asgari ücret yoksullluğu ortadan kaldırıcı bir gelir düzeyi olarak kabul edilmemiştir. Kaldı ki tedbir nafakısının niteliği, tarafların birlikte olduğu dönemde sürdürülen yaşam düzeyinin, ayrı yaşama halinde de olsun korunmasına yöneliktir....
şahsi ilişki tesisine, kadın için takdir edilen 350 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, müşterek çocuk için aylık 500 TL tedbir-iştirak nafakası takdirine, kadının yasal şartları gerçekleşmeyen tazminat taleplerinin reddine karar verildiği, Dairemizce verilen kararın kadın tarafından, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakasının reddi yönlerinden temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 17/06/2020 tarihli ilamı ile Dairemiz kararının onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile tedbir nafakasının aylık 280 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tedbir nafakasının artırılması talebine ilişkindir. 4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine konunda öngörülen önlemleri alır. TMK 196.mad. gereğince, eşlerden birinin istemi üzerine hakim ailenin geçimi için herbirinin yapacağı parasal katkıyı belirler denilmektedir. Türk Medeni Kanunun 186/3 maddesinde; "eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar" denilmektedir....
Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; yoksulluk nafakasının kaldırılma şartlarının oluşmadığını, iştirak nafakalarında yapılan artışın az olduğunu, asıl ve karşı davada verilen kararın kaldırılmasına, iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması taleplerinin kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Buna göre, nafaka davaları açıldığı tarih itibariyle hüküm ifade edeceğinden; somut olayda tedbir nafakasının dava tarihi olan 11.04.2011 tarihinden değilde, davalı tarafın davacısı olduğu boşanma dava tarihinden başlatılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ayrıca, boşanma davasından ayrı ve bağımsız olarak açılan tedbir nafakası ile hükmedilen nafaka kaldırılıncaya kadar devam eder. Bu nedenle, mahkemece; kararın kesinleşeceği tarih ile sınırlı olarak tedbir nafakasına hükmedilmiş olması da doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31/10/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....