Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı lehine daha önce hükmedilmiş olan tedbir nafakası nedeniyle, bu davada mahkemece Türk Medeni Kanununun 169. maddesi gereği yeniden tedbir nafakası verilmesine gerek duyulmadığının anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 ... içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23.11.2011 (Çrş.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından; kusur belirlemesi, kadına verilen tedbir nafakası ve kadının müstakil tedbir nafakası davası yönünden, davalı-davacı (kadın) tarafından ise; kocanın kabul edilen boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00'ar TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme...
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Mahkemece kısa kararda ve kısa karara uygun olarak düzenlenen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında "dava tarihinden itibaren TMK 169. maddesi gereğince davacı asıl için 17/12/2014 tarihinde takdir ettiği 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra TMK 175. maddesi gereğince 300,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamı ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine" karar verildiği halde, kararın gerekçesinde "davalı kadın lehine tedbir nafakası hükmedilmiştir. Çalıştığı tespit edildiği tarih itibari ile kaldırılmış, tarafların sosyal ve ekonomik durumları birbirine yakın olduğundan yoksulluk nafakasına hükmedilmemiştir." denilerek kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden gerekçe ile hüküm sonucu arasında çelişki yaratılmıştır....
Davalı-davacı kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasında ise, kadının ayrı yaşamada haklı olduğu kabul edilerek kadın ve yanında kalan ortak çocuk için ara karar ile verilen 100,00 TL tedbir nafakasının, kararın kesinleşmesinden itibaren ayrı ayrı 250,00 TL iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir. Yoksulluk ve iştirak nafakası, boşanma davasının eki niteliğindedir. Somut olayda erkeğin açtığı boşanma davası reddedilmiştir. Bu husus nazara alınmadan kadın yararına yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....
Mahkemece;tarafların ayrı yaşamasında her iki tarafında eşit kusurlu olduğu,davacı tarafın ayrı yaşamada haklılığını tek başına davalının kusurlu eylemlerinden kaynaklandığını ispat edemediği belirterek davacının kendisine ilişkin tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiş,müşterek çocuk Naime için talep ettiği tedbir nafakası talebinin kabulü ile çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, tedbir nafakası talebine ilişkindir. TMK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler....
DAVA KONUSU : Tedbir Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının yapılan açık yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince verilen hüküm süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmekle dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı dava dilekçesinde özetle; müşterek evliliklerinden olan çocuklarının hepsinin reşit olduğunu, davalının emekli olduğunu, eve erzak dahi almadığını, kendisi için hiçbir harcama yapmadığını, ailesinin yardımı ile geçindiğini, maddi sıkıntı içerisinde olduğunu, dolayısıyla kendisi lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız, yersiz ve hukuka aykırı olduğunu, davacının infak ve iaşesinin aynı çatı altında kendisi tarafından temin edildiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, bozmaya uyularak verilen 24.10.2019 tarihli kararda, kesinleşen yönlere ilişkin yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve kadının tedbir nafakası miktarının artırılması talebinin reddi ile kadın yararına takdir edilen aylık 100 TL tedbir nafakasının kararın kesinleştiği tarihe kadar devamına karar verilmiştir. Hükmün yine davalı kadın tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 19.02.2020 tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. Bozmadan önce verilen ilk hükmün yalnızca davacı kadın tarafından temyiz edildiği göz önüne alındığında, davalı kadın yararına tedbir nafakası miktarı yönünden usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Ne var ki, bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırılmış olup davalı kadın yararına daha önce aylık 150 TL tedbir nafakasına hükmolunduğu halde mahkemece aylık 100 TL tedbir nafakasına hükmolunması doğru olmamıştır....
Tüm bu hükümler doğrultusunda, somut olaya bakılacak olursa; davacı tarafından, dava dilekçesi ile kendisi ve müşterek 6 çocuk için tedbir nafakası talebinde bulunulmuş; mahkemece, müşterek çocuklardan biri lehine olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gibi, diğer beş çocuk lehine de aylık 50 TL iştirak nafakalarına karar verilmiştir. Oysa, talep iştirak nafakası değil, tedbir nafakası olup; her bir çocuk için ayrı ayrı tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekmektedir. İnfazda tereddüt yaratacak şekilde aylık 50 TL'ye ve müşterek çocuk Bilal'in ismi de Hilal yazılmak suretiyle iştirak nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece; her bir çocuk için ayrı ayrı, infazda tereddüte mahal vermeyecek şekilde tedbir nafakasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
ve yoksulluk nafakasına, çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının, kararın kesinleşmesinden itibaren de aynı tutarda iştirak nafakası olarak aynen devamına karar verilmiş, hüküm davacı karşı davalı erkek tarafından, kusur tespiti, ortak velâyet konusunda hüküm kurulmaması, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, yoksulluk nafakası, tedbir nafakası, reddedilen boşanma davası ,kabul edilen karşı boşanma davası yönünden, davalı karşı davacı kadın tarafından ise kusur tespiti, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası miktarları yönünden istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davalı erkek vekilinin tüm istinaf talebinin, davacı kadın vekilinin ise kusura, çocuk için takdir edilen tedbir nafakası miktarına, yoksulluk nafakası talebinin reddine yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davacı kadın vekilinin, iştirak nafakası miktarına, kadının tedbir nafakası talebinin reddine, kadın yararına takdir edilen maddi-manevi tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 5.bendindeki iştirak nafakasına ve 6.bendindeki tedbir nafakasına yönelik kısımlar ile 7 ve 8.bentlerin KALDIRILARAK yerine yeniden hüküm tesisine, (5.bentteki tedbir nafakasına yönelik kısmın 5a bendi olarak, 6.bentteki yoksulluk nafakasına yönelik kısmın 6b bendi olarak aynen muhafazasına, BUNA GÖRE; 5.bentteki iştirak nafakası yerine geçmek üzere 5b bendi olarak: Boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 5.000,00TL iştirak...