"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davalı vekili Av.... 19.3.2010 tarihli dilekçesiyle tedbir nafakası haricinde kalan temyiz taleplerinden feragat ettiğini bildirdiğinden, tedbir nafakası dışında kalan yönlerden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı vekili aynı dilekçe ile tedbir nafakası talebinden fearagat ettiğini bildirdiğinden, feragat konusunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda 2.bentte gösterilen nedenle tedbir nafakası yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden temyiz dilekçesinin yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 12.04.2010 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadının anaokul öğretmeni olarak çalıştığı, düzenli ve sürekli gelirinin bulunduğu, tedbir nafakası alma ihtiyacı bulunmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği toplanan delillerden anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanunun 169 ve 175. madde koşulları oluşmamıştır. Davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde tedbir ve yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkeğin tedbir nafakası davasının kabulüne ilişkin temyiz itirazlarının incelemesinde, İlk derece mahkemesince hükmolunan tedbir nafakası miktarı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olduğundan ve bölge adliye mahkemesince erkeğin tedbir nafakasına yönelik talebi hakkında istinaf dilekçesinin reddine karar verildiğinden, erkeğin tedbir nafakası davasına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davacı-davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, nafaka davası yönünden; davacı-davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla boşanma talebinin reddi ve tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddi-manevi tazminat ile yoksulluk nafakası ve reddedilen tazminat talepleri yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, maddi-manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarları ile tedbir nafakası davası ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri...
Buna göre tarafların evliliği dava tarahi itibariyle devam ettiğine, göre eldeki davada talep edilen nafaka tedbir nafakası niteliğindedir. Mahkemece talep edilen nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, hukuki nitelemede hataya düşülerek, iştirak nafakası olarak nitelendirilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece davacının nafaka talebinin tedbir nafakası olarak nitelendirilerek boşanma dosyasında tedbir nafakası verilmişse tahsilde tekerrüre neden olmayacak şekilde uygun görülecek tedbir nafakasının takdiri gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Gerekçede tedbir nafakası olarak değerlendirme yapılmasına rağmen hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinde "karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak aynen devamına" ve "yardım nafakası olarak aynen devamına" ibarelerinin kullanılması doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir....
Davacı tarafça dava dilekçesinde; müşterek çocuk için aylık 1.000 TL tedbir - iştirak nafakası talebinde bulunulmuş, yapılan yargılama sonucunda müşterek çocuk için aylık 400 TL tedbir - iştirak nafakası takdirine karar verilmiştir. 10/04/2018 doğumlu olduğu anlaşılan müşterek çocuk Nefes'in yaşı itibariyle ihtiyaçları, mevcut hayat şartları, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakası miktarının yetersiz olduğu anlaşılmakla davacının müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf isteminin kısmen kabulü ile müşterek çocuk için aylık 750 TL iştirak nafakası takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakası miktarı makul görüldüğünden tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf isteminin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İstinaf Sebepleri 1.Davacı-davalı vekili evlilik birliğinde ortak hayatın yeniden kurulamadığını, davalının ağır kusurlu olduğunu, maddî durumunun iyi olduluğunu, hükmedilen nafaka ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının yüksek olduğunu beyanla, asıl davada kusur tespiti, tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar ve miktarları yönünden, birleştirlen davada tedbir nafakası ve miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2.Davalı-davacı vekili, başka bir kadına yaşayan ve evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, tedbir yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, asıl dava yönünden yargılama masrafı ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla, asıl davada tedbir ve iştirak nafakası, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Müşterek çocuk 2007 doğumlu... yargılama aşamasında baba yanında kaldığı halde dava tarihinden itibaren anne yararına müşterek çocuk için tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, davacı kadın 22.03.2010 tarihli dava dilekçesinde davalıdan nafaka istemediğini belirttiği, 09.06.2010 tarihinde ise tedbir nafakası istediği, dava dilekçesindeki beyanla tedbir nafakasından vazgeçmiş olmasına rağmen 09.06.2010 tarihinde yeniden tedbir nafakası talep etmesi sebebiyle tedbir...