Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nafakası ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı karşı davacı birleşen dosya davacısı kadın istinaf başvuru dilekçesinde özetle; boşanmada kadının tam kusurlu olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadına yüklenen kusura erkek tarafından dayanılmadığını, kadının maddi-manevi tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddinin hatalı olduğunu, birleşen tedbir nafakası davasının reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, boşanma davasında hükmedilen 250,00 TL tedbir nafakası miktarının az olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE : Asıl dava, evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı karşılıklı boşanma, birleşen dava ise; tedbir nafakası talebine ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....

Mahkemece, tarafların boşanmalarına, davacının öğretmen olması nedeniyle tedbir nafakası talebinin reddine, taraflar eşit kusurlu kabul edilerek manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından, kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin reddi ve tedbir nafakasına hükmedilmemiş olması yönünden temyiz edilmiştir. Sayın çoğunluk tarafından “davacı, dava dilekçesinde 1000,00 TL nafaka hükmedilmesini istemiştir. Talep edilen nafakanın açıkça tedbir nafakası olduğu belirtilmediğine göre, boşanma talebinin ardından ileri sürülen nafaka isteği, yoksulluk nafakasını da kapsar. O halde yoksulluk nafakası talebinin mevcut olduğu kabul edilerek, toplanan deliller çerçevesinde bu hususta müspet veya menfi karar tesis edilmesi gerekirken, bu yönün nazara alınmaması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur” gerekçesiyle mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir....

    Aile Mahkemesi'nin incelediği dosyası ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebe dayalı boşanma davası açmış olup davalı-davacı kadın ise 09.01.2020 tarihinde tedbir nafakası istemine dayalı dava açmıştır. İlk Derece Mahkemesince; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine, kadının bağımsız tedbir nafakası davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin bu kararı; davacı- davalı erkek vekili tarafından her iki dava ve fer'îleri yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından ise tedbir nafakası miktarları yönünden istinaf edilmiştir....

      Maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için aylık 150,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı erkeğin tedbir nafakası talebinin reddine, davacı erkek yararına aylık 150,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminata, davalı kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından reddine hükmedilmiştir. Davalı kadın vekili; boşanma kararına itirazlarının olmadığını belirterek davacı erkek yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata, davalı kadının reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı kadın, 25.06.2021 tarihli dilekçesi ile istinaf başvurusundan feragat etmiştir....

      Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacı ve ortak çocuk için aylık 300.00'er TL tedbir nafakası ödenmesine ilişkin olarak verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde Dairemizin 13.03.2017 tarih ve 2016/14325 E. 2017/2923 K. sayılı ilamı ile ''davacının, davalının bir hanım ile ilişkisi olduğunu ispatlayamadığı, davalının ise, dinlettiği tanık beyanları ile davacının davalının arkadaşı olan bir erkek ile mesajlaştığı, fotoğraflarını yolladığını, bu nedenle ayrı yaşadıklarını ispatladığı, bu halde davacının ayrı yaşamakta haklılık olgusunu kanıtlayamadığı gibi ayrı yaşamaya kendi kusuru ile sebep olduğundan davalıdan tedbir nafakası talep edemeyeceği belirtilerek mahkemece, davacı kadın yönünden tedbir nafakası davasının reddine karar verilmesi'' gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

        Dairemizin 02.07.2019 tarihli, 2019/3038 esas ve 2019/7936 karar sayılı ilamı ile 26.10.2017 tarihli bozma ilamıyla hüküm kadın lehine hükmolunan yoksulluk nafakasının çok olduğundan bahisle bozulduğu, diğer yönlere ilişkin olarak ise onandığı, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda sadece kadının yoksulluk nafakası talebine yönelik hüküm kurulması gerekirken, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği anlaşılan tedbir nafakası (TMK. m. 169) yönünden de yeniden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle tedbir nafakası yönünden bozulmasına, yine mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gereği yerine .../......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, mahkemece 15.03.2016 tarihinde tarafların boşanmasına, çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına maddi ve manevi tazminata ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi ile tedbir nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına...

            Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının kendisi için aylık 150,00 TL ve müşterek çocuklar için aylık 150,00'şer TL olmak üzere toplam 450,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; davadaki istem, mahiyeti itibariyle tedbir nafakası niteliğinde olduğundan Yargıtay'ın ve doktrinin benimsediği şekilde tedbir nafakası olarak nitelendirme yapılıp hüküm kurulması gerekirken; mahkemece, yanlış nitelendirme sonucu yardım nafakası olarak hüküm oluşturulması doğru değildir....

              II hükmüne göre velâyetin kullanılması kendisine “verilmeyen eş” çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu için davacı vekili tarafından ancak “iştirak nafakası” verilmesi istenebilir. Değerli çoğunluk davacının “tedbir nafakası” isteğinin bulunduğu düşüncesindedir. Boşanmış eşler hangi sebeple olursa olsun ortak çocukları için “tedbir nafakası” değil sadece “iştirak nafakası” isteyebilir. Açıkladığım gerekçelerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

                UYAP Entegrasyonu