WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK. 169.maddesinde "boşanma ve ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçinmesine, eşlerin malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır" hükmü yer almaktadır. Kural olarak, TMK. 197.maddesine göre, tedbir nafakasına hükmolunabilmesi için, nafaka isteyen tarafın ayrı yaşamakta haklı olduğunun ispat edilmesi gerekir. TMK. 169. maddesine göre ise; boşanma davası açılmakla eşlerin ayrı yaşam hakkı doğar. Bu durumda da nafakaya hükmolunması için ayrı yaşamda haklılık olgusu aranmaz. Hakim tarafından re'sen nafakaya hükmolunur. Somut olayda ise; eldeki dava 18.02.2014 tarihinde, boşanma davası ise 31.07.2013 tarihinde açılmış, boşanma davası 10.02.2014 tarihinde karara bağlanmış, 15.04.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma dosyasında ise, kadın lehine tedbir nafakasına hükmolunmuştur. Bu halde de, (boşanma davası açılmakla) davacı kadın için ayrı yaşama hakkı doğar....

    Bu geçici önlemlerden birisi de tedbir nafakasıdır. Tedbir nafakası, talebe bağlı olmaksızın (resen) takdir edilir ve geçici bir önlem olarak davanın başından itibaren karar kesinleşene kadar hüküm altına alınır. Dolayısıyla tedbir nafakası takdirine ilişkin kararın, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin araştırma sonuçlarının dosyaya gelişini takiben hemen verilmesi gerekir. Boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Kusurlu eş yararına dahi, bu tedbirlerin alınması mümkündür. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik güçlerinin birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir....

      Çocuk için dava tarihinden geçerli olmak üzere tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken, doğum tarihinden geçerli olacak şekilde takdir ve tayin edilmesi ve verilen nafakanın niteliğinin belirtilmemesi usul ve kanuna aykırı olmuştur. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

        Bunlara karşılık Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, nafakanın niteliği, ortak çocuk Hira Gül'ün yaşı ve ihtiyaçları, tarafların boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen tedbir- yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat ile ortak çocuk Hira Gül yararına takdir olunan tedbir- iştirak nafakası azdır. Tüm bu kriterler ve Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. maddesi hükmü dikkate alındığında davacı kadın yararına aylık 1.000 TL tedbir-yoksulluk nafakası, 30.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat ile ortak çocuk Hira Gül yararına 500 TL tedbir-iştirak nafakası takdir edilmiştir. Hakim, tarafların talep sonuçları ile bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26)....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (...) tarafından, kusur belirlemesi, diğer taraf yararına hükmolunan tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden; davalı-davacı (...) tarafından ise, kocanın boşanma davası, kusur belirlemesi, lehine hükmedilen tazminatların ve tedbir nafakasının miktarı ve başlangıç tarihi ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı(nın) tüm, davalı-davacı (nın) ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı, birleştirilen boşanma davasına ilişkin dava dilekçesinde, yoksulluk nafakası talep etmiş, miktarını daha sonra açıklayacağını...

          Aile Mahkemesi'nin 2014/546 E.sayılı dosyada, verilen ara karar gereği 350 TL tedbir nafakası için takip başlatıldığı, 17.150 TL birikmiş tedbir nafakası ve 3.327,03 TL faiz talebinde bulunulduğu, ilama konu boşanma dosyası incelendiğinde, 22/12/2015 tarihinde verilen boşanma kararına yönelik tarafların temyiz talebinin bulunmadığı, buna rağmen mahkemece hatalı şekilde 05/01/2018 tarihinde boşanma hükmünün kesinleştirildiği, kesinleştirme işleminin idari bir işlem olup, her zaman aksinin iddia edilebileceği , tarafların boşanma kararını temyiz etmedikleri ve boşanma kararının 25/02/2016 tarihinde kesinleştiği, bu sebeple dosyada bulunan 25/02/2022 tarihli ek raporda bilirkişinin nafakanın hükmedildiği tarih olan 22/04/2014 tarihi ile boşanma kararının kesinleştiği 22/02/2016 tarihleri arasında ödenmesi gereken tedbir nafakasını hesapladığı buna göre 6.300 TL birikmiş nafaka ve 1.900,96 TL işlemiş faiz olmak üzere 8.200,96 TL alacak üzerinden takibin devam etmesi gerektiği anlaşıldığından...

          Her ne kadar boşanma davası açmakla ayrı yaşama hak kazanan kadın lehine tedbir nafakası taktir edilmesi gerektiği akla gelse de, tarafların yurt dışında boşandıkları, boşanma kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilip kararın kesinleştiği, boşanmanın sonuçlarının yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihe kadar geriye etkili olarak yürürlüğünün bulunduğu, başka bir ifadeyle tanıma ve tenfiz kararının etkisinin yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceği, somut olayda yabancı mahkeme kararının 2018 yılında kesinleştiği, eldeki davanın 2020 yılında açıldığı, bu durumda kadın açısından kesinleşmiş boşanma kararı hukuken mevcut olmakla tedbir nafakası koşullarının oluşmadığı, ilk derece mahkemesince kadına tedbir nafakası hükmedilmemesinde isabetsizlik olmadığı değerlendirilmiş, kadının tedbir nafakasına yönelik istinafı reddedilmiştir....

          B- Davalı-davacı erkeğin birleşen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının ilk derece mahkemesince kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayeti anneye verilerek baba ile kişisel ilişki kurulmasına, erkek lehine 2000 TL manevi tazminata, ortak çocuk lehine 200 TL tedbir- iştirak nafakasına, kadın lehine 175 TL tedbir nafakasına, erkeğin maddi tazminat, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince verilen 08.11.2016 tarihli bu karar davacı-davalı ... tarafından; tedbir nafakalarının miktarları, boşanma davası, kusur belirlemesi ve feriler yönünden istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesi tarafından kadının sadece kusur tespitine yönelik istinaf başvurusu kabul edilmiş ve fakat ilk derece mahkemesinin birleşen boşanma davası ve ferilere yönelik hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuştur....

            İstinaf Sebepleri 1.Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat miktarları, ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2.Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddi, manevi tazminat ve miktarları, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/433 E-2010/70 K. sayılı kararı ile tarafların boşanmalarına, davalı kadın lehine aylık 400 TL tedbir nafakasının 01.07.2009 tarihinden itibaren tahsiline, karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiş, hüküm boşanma ve nafaka yönünden Yargıtay 2.Hukuk Dairesi tarafından onanarak 11.01.2012 tarihinde kesinleşmiştir. TMK'nunda yoksulluk nafakası 175.maddede düzenlenmiştir. Buna göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.'' TMK'nun 169.maddesine göre de; ''Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır.''...

                UYAP Entegrasyonu