Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddenin bir ve ikinci fıkraları, esasen evlilik birliğinin sarsılması ilkesine dayalı olup, birliğin sarsılıp sarsılmadığı hususunda karar vermeye yetkili hâkimin ise tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda gerçekleştirdikleri kusurlu davranışları uyarınca bir karar vermesi gerekliliği nedeniyle; kusur ve evlilik birliğinin sarsılması ilkelerinin her ikisinin de varlığını kapsamaktadır. Bu bağlamda evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açan davacının, davasının kabul edilerek, boşanma kararı elde edebilmesi için iki koşulun gerçekleştiğini kanıtlamış olması gerekmektedir. Bunlardan ilkinde davacı; kendisinden, evlilik birliğinin devamı için gereken “ortak hayatın sürdürülmesi” olgusunun artık beklenmeyecek derecede birliğin temelinden sarsıldığını, ikinci olarak “temelden sarsılmanın” karşı tarafın kusurlu davranışları sonucu gerçekleştiğini ispatlamak zorundadır. 15....

    Mahkememizce dinlenen tanıkların beyanlarından tarafların yaklaşık 10 yıldır ayrı yaşadıkları, davalının çok uzun süre fiilen ayrı yaşamak suretiyle evlilik birliği devam ederken evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği ve bu sebeple taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelden sarsıldığı kanaatine varılmıştır. Yukarıda izah olunan nedenler ve toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylardan dolayı davacının kusurunun olmadığı, dolayısıyla davalının tam kusurlu olduğu kanaatine varılarak tarafların boşanmalarına, davalının tam kusurlu olması nedeni ile TMK 175. maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir....

    İlk derece mahkemesince; kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle TMK'nın 166/1. Maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL, karar tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına, nafakanın kararın kesinleştiği tarihten itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı-karşı davalı kadın yararına 100.000,00 TL maddi ve 80.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacı-karşı davalı kadın; kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı-karşı davacı erkek vekili; her iki boşanma davası ve fer'ileri ile kusur tespitine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava ve karşı dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK 166/1,2) nedeniyle boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1466 KARAR NO : 2023/797 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇUMRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/02/2022 NUMARASI : 2020/442 ESAS 2022/112 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi ve tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davalı kadının, kusur belirlemesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı erkek tarafından, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; “Davacının ayrı yaşama döneminde kalp ameliyatı olduğu, ameliyat sırasında davalı eşin bulunmaması nedeniyle kusurlu olduğu anlaşılmış ise de tarafların ayrı yaşadığı dönemde davacı erkeğin ikinci bir evlilik yaptığı ve bu hali ile evlilik birliğinin bozulmasında davacının davalıdan daha fazla kusurlu olduğu, TMK 166/2 madde gereğince kusuru daha az olan tarafın açılan boşanma davasına itiraz edebileceği...” gerekçesi ile davanın ispatlanamaması nedeni ile...

      Oysa dinlenen davalı-davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. 2-Davacı-davalı kadın tarafından, Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca kendisi ve çocuklar için ayrı ayrı olmak üzere tedbir nafakası talep etmiş, davalı-davacı erkek ise açtığı birleşen davasında, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma davası açmıştır. Mahkemece, tarafların boşanmalarına karar verildiğinden bahisle, kadının bağımsız nafaka davasının hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiştir....

        Davalı/davacı erkek vekili, birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md.166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin babaya verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalı/davacı erkek yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş, talebi değerlendiren Denizli 3. Aile Mahkemesi, dosyanın Denizli 1. Aile Mahkemesinin 2017/834 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar vermiştir. İlk derece mahkemesince; kadın ve erkeğin boşanma davalarının kabülü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle TMK'nın 166/1....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma (çekişmeli) Taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 16.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi; davacı-davalı kocanın boşanma davasının kabulüne evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, davacı-davalı koca yararına 1.000,00 TL maddi ve 2.000,00 TL manevi tazminata, davalı-davacı kadının boşanma davasının ve birleşen nafaka davasının, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinin reddine hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-davacı kadın vekili; kocanın boşanma davasının kabulü, kadının boşanma davası ile birleşen nafaka davasının reddi, kusur tespiti, koca yararına hükmedilen tazminatlar, kadının tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, vekalet ücretine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava ve karşı dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma, birleşen dava ise Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi uyarınca tedbir nafakası istemine ilişkindir....

          Maddesi kapsamı ile boşanma yönü ile kabul ettiği, her iki tarafta boşanma konusunda ısrarlı olup yapılan değerlendirilmede tarafların kusurunun eşit olduğu, " gerekçesine dayalı olarak zina nedeniyle açılan boşanma davasının ispat edilememesi nedeniyle reddine, davacı ve davalının eşit kusurlu oldukları, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, tarafların tazminat istemleri her iki taraf kusurlu olduğundan reddine, davacı kadınının geliri olmadığından dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 500,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesi ile birlikte aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına karar verildiği, karara ilişkin taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu