Davalı; ikametgahının Yalvaç olduğundan yetki itirazında bulunarak, boşanma davasında tedbir nafakasına karar verildiği tarihten sonra gelirinde artma olmadığını, davacının da giderinde artma olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; boşanma davasının reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi nedeni ile açılan tedbir nafakası davasının konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; tedbir nafakası istemine ilişkindir. Evlilik birliği içerisinde şartlar oluştuğu taktirde tedbir nafakası davası her zaman açılabilir....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169) amir hükmü uyarınca, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar kadın ve müşterek çocuk yararına TMK’nın 169. maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesinde, yine ayrı yaşamakta haklılık iddiası ispatlanan kadın lehine TMK'nın 197. maddesi uyarınca tedbir nafakasına hükmedilmesinde isabetsizlik yoktur....
Tamamen kusurlu eşin açtığı boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru olmamıştır. Ancak boşanma hükmü temyiz konusu yapılmadığından bozma sebebi yapılmamış ve yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir." denilmek sureti ile kararın boşanma yönünden kesinleştiği teyit edilmiştir. Niksar Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 2014/426 Esas 2016/181 Karar sayılı dosyasında tedbir nafakasına hükmedildiği, 02.03.2016 tarihli ilamlı ile tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verildiği, kararın yalnızca yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle bozulduğu, kararın boşanma yönünden 09.05.2016 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir. Kararın "boşanma yönünden" kesinleştiğine yönelik mahkemesince karara şerh düşülmüş olup 14.09.2016 tarihli şerh takip dosyasında mevcuttur. Bu durumda boşanma kararın kesinleştiği tarih itibari ile tedbir nafakasının sona erdiği kabul edilerek şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddi isabetsizdir....
Somut olayda; davacı kadın vekili 12.03.2015 tarihli celsede; davayı boşanma ve nafaka yönünden açmış iseler de, boşanma talebinden vazgeçtiklerini, davaya yalnızca nafaka yönünden devamını istediklerini beyan etmişlerdir. O halde boşanma davası sözlü ıslah ile Türk Medeni Kanununun 197. maddesinden kaynaklanan nafaka davasına dönüştüğü halde boşanma davası varmış gibi boşanma davasının feragat nedeni ile reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı kadın tarafından münhasıran Türk Medeni Kanununun 197. maddesinden kaynaklanan tedbir nafakası davası ikame edilmiş olup taraflar boşanmadığı halde hükmedilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakası şeklinde devamına karar verilmesi doğru görülmemiştir. 4-Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir (HMK m.326/1) yargılama giderlerine re'sen hükmedilir (HMK m.332/1). Vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir (HMK m.323)....
O halde mahkemece yapılacak iş, l0.04.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir. 2-Davacı-davalı kadın 13.05.2014 tarihinde açtığı dava ile kendisi ve reşit olmayan müşterek çocukları için tedbir nafakası talep etmiştir. Davalı-davacı erkek ise 24.11.2014 tarihli birleşen boşanma davası ile boşanma ve müşterek çocukların velayetini talep etmiştir. Mahkemece hükümle erkeğin birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayete ve davacı-davalı kadın ve müşterek çocuk ...lehine nafakaya hükmedilmiş, kadının nafaka davasına ilişkin ise “boşanma kararı ile nafakaya hükmedildiği” gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Davacı-davalı kadının tedbir nafakalarına ilişkin talebi bağımsız bir dava olup birleşen boşanma davasından önce açılmıştır. Davaların birleştirilmesi halinde de her dava bağımsız niteliğini korur....
Bu açıklamalara göre, davalı-davacının reddedilen boşanma davası, reddedilen tedbir nafakası davası ile kusur belirlemesine yönelik istinaf isteklerinin kabulüne, kusura ilişkinin gerekçenin açıklanan şekilde düzeltilmesine, her üç davanın tamamının istinaf edildiği gözetildiğinde, kabul edilen istinaf sebebine göre tarafların boşanma davaları ve davalı-davacının tedbir nafakası davası ile ilgili yeniden hüküm kurulması zorunlu hale geldiğinden, ilk derece mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına (HMK m.353/1- b-2) ve her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK'nun 166/1- 2.maddesi uyarınca boşanmalarına, davalı-davacının tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları gözetilerek davalı-davacı yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasına (TMK m.197) karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, boşanma ve fer'ileri yönünden, davacı erkek tarafından ise, katılımla kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının süresinde olmayan vekalet ücretine yönelik ek temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. 2-Davalı ... 25.01.2017 tarihli dilekçesiyle, boşanma hakmüne ve tedbir nafakalarına yönelik temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden temyiz dilekçesinin boşanma hükmüne ve tedbir nafakalarına yönelik olarak reddine karar verilmesi gerekmiştir. 3-Davalı ... 25.01.2017 tarihli dilekçesiyle maddi-manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası taleplerinden feragat ettiğini bildiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün yoksulluk...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkeğin boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin, kadının birleşen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı davalı erkeğin açtığı boşanma davası ile davalı-davacı kadının birleşen tedbir nafakası davasının yapılan yargılaması sonucu, erkeğin boşanma davasının kabulüne, kadının tedbir nafakası davasının...
HMK'nın 389.maddesi gereğince, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Boşanma ve ayrılık davası açılınca alınabilecek tedbirler Türk Medeni Kanununun 169. maddesinde gösterilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre sadece uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilir. (HMK.md.389/1) Davacının boşanma davasındaki boşanmaya karar verilmesi halinde hükmedilmesi mümkün olan boşanmaya bağlı tazminat veya nafaka haklarının elde edilmesini temin etmek için de olsa dava konusu olmayan ve davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile araçlar üzerine tedbir konulamaz....
Dosya kapsamına göre, tarafların 2012 yılında evlendikleri, kadın tarafından 22.12.2014 tarihinde açılan boşanma davasında yapılan yargılaması neticesinde Bakırköy 5. Aile Mahkemesinin 2017/511 Esas, 2017/688 Karar sayılı 27.10.2017 tarihli ilamı ile, tarafların boşanmalarına, davacı kadın için aylık 150,00 TL tedbir nafakası, 10.000,00 Tl maddi 10.000,00 TL manevi tazminat ile ziynet davasının kısmen kabulüne, kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karara karşı istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, 28.09.2020 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma davasının kesinleşen gerekçeli kararında davalı erkeğin ağır kusurlu, kadının hafif kusurlu olduğu tespit edilmiştir....