Oysa davalı-davacı (kadın)'ın da kocasına basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde fiziki şiddet uyguladığı, "geri zekalı, hayatımdan çık git, seni istemiyorum" diyerek eve almadığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu hale göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadın da kusurlu olup, koca da boşanma davası açmakta haklıdır. O halde kocanın boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır...." gerekçesiyle karar bozulmakla yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Asıl ve birleşen davalar, karşılıklı olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma ile bağımsız açılan tedbir nafakası istemine ilişkindir....
CEVAP Davalı-davacı erkek vekili cevap-karşı dava, ikinci cevap-karşı dava cevaba cevap dilekçesinde özetle; evi terk edenin kadın olduğunu, yalnız yaşamanın kadının tercihi olduğunu, eş ve anne olarak görevlerini yapmadığını iddia ederek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davalı-davacı erkeğe verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, davalı-davacı erkek yararına aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına,nafakalara her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, davalı-davacı erkek yararına 250.000,00 TL manevî 250.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davacının Boşanma Davasının KABULÜ İLE, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle BOŞANMALARINA, Müşterek küçük çocukları Samsun 17/09/2008 doğumlu Mahmut Can 'ın VELAYETİNİN DAVACI ANNEYE VERİLMESİNE, Velayetleri davacı anneye verilen müşterek çocuk ile davalı baba arasında;davalı babanını cezaevinde olduğu anlaşılmakla cezaevi idaresinin belirleyeceği ayda bir açık görüş gününde KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA, Davacı kadın için hükmedilen aylık 350,00TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla boşanma kararı kesinleşinceye kadar tedbir nafakası olarak aynen devamına, aylık 350,00TL nafakanın boşanma kararı kesinleştiği tarihten itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, hükmedilen nafakanın davalıdan alınarak davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Tarafların müşterek çocuğu Mahmut Can için hükmedilen aylık 300,00TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla boşanma kararı kesinleşinceye...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/119 KARAR NO : 2021/1770 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TURGUTLU AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/10/2020 NUMARASI : 2019/748 ESAS - 2020/723 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı karşı davacı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, bu sebeple tarafların boşanmalarına, 1.000 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile, 50.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep...
birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 5.000,00TL tedbir ve devamında yoksulluk nafakası ile bu nafakanın enflasyon oranında artışı ile 300.000,00TL maddi ve 300.000,00TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/07/2019 NUMARASI : 2017/954 ESAS 2019/588 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, bu sebeple tarafların şiddetli geçimsizlik, sadakatsizlik ve zina sebebi ile boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için 800,00 TL tedbir-iştirak nafakası, müvekkili lehine 200,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 10.000,000 TL maddi, 180.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/840 KARAR NO : 2022/1025 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇİVRİL ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 11/11/2020 NUMARASI : 2019/458 ESAS-2020/447 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ve müşterek çocuğun velayetinin davacı babaya verilmesini talep ve dava etmiştir....
SAVUNMA: Davalı-karşı davacı kadın, karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin kendisine bırakılmasına, müşterek çocuklar yararına 300,00’er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendi yararına 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında arttırılmasına ve yasal faiz uygulanmasına, 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi; koca tarafından açılan boşanma davasının kabulüne, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin davacı-karşı davalı babaya bırakılmasına, müşterek çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, talep olmadığından iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının karşı davasının ise reddine hükmetmiştir....
ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 19/11/2019 NUMARASI : 2018/437 ESAS 2019/398 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, bu sebeple tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için 300,00'er TL tedbir-iştirak nafakası, müvekkili lehine 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sasılması sebebine dayalı boşanma davasında, "güven sarsıcı davranış" vakıası yönünden bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Oysa erkek tarafından ıslah dilekçesi ile, kadının zinasına dayalı ayrı bir boşanma talebinde bulunulduğu gibi, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile açtığı boşanma davasında da kadın yönünden güven sarsıcı davranış vakıasını da ileri sürdüğü, diğer bir ifade ile kadına güven sarsıcı davranış kusurunu atfettiği anlaşılmaktadır. Bu hale göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile açtığı boşanma davasında, erkeğin ıslah dilekçesi ile ileri sürdüğü "güven sarsıcı davranış" vakıası yönünden bir değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. VI....