Bu nedenle, mahkemece verilen hüküm karşı boşanma davası, velayet, asıl davada kadın için hükmedilen tedbir nafakası, bağımsız tedbir nafakası davasında ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakaları yönünden kesinleşmiştir. Kesinleşen konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu durum gözetilmeden karşı boşanma davası, velayet, asıl davada kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve bağımsız tedbir nafakası davasında ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakaları hakkında yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Davada; ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı tedbir nafakası talep edilmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 300,00 TL tedbir nafakasının boşanma kararının tanınarak kesinleştiği 06.11.2013 tarihine kadar tedbir nafakası olarak; 06.11.2013 tarihinden sonra ise yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir. Davacı vekilinin, 24.03.2014 tarihli ıslah dilekçesinde; davacı yarına dava tarihinden itibaren aylık 600 TL tedbir nafakası ödenmesini, 06.11.2013 tarihinden itibaren de aylık 600 TL yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Dava, boşanma davasından ayrı bağımsız olarak açılan tedbir nafakasıdır. HMK.'nın 176. ve devamı maddelerinde bir usul işlemi olan ıslah müessesi düzenlemiştir. Yasanın 176.maddesinde, "Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir....
Bozmaya uyularak verilen ikinci hükümde bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan tedbir nafakasıyla ilgili, "dava tarihinden itibaren iştirak nafakası" adı altında davacı (kadın) yararına yeniden nafaka tayin edildiği görülmektedir. Oysa davacı (kadın)'ın ilk hükme yönelik kendisiyle ilgili tedbir nafakasını da amaçlayan temyiz itirazları (bozulan kısımlar haricinde) yerinde görülmemiş, tedbir nafakasıyla ilgili bir bozma yapılmamıştır. Diğer bir ifade ile tedbir nafakasıyla ilgili bölüm kesinleşmiştir. Bozmaya uyularak verilen ikinci kararda bozmanın dışına çıkılarak davacı (kadın) yararına dava tarihinden itibaren artık yeniden tedbir nafakasına hükmedilemez. İkinci kararda kadın yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere tayin edilen nafakanın "iştirak nafakası" olarak belirtilmiş olması, bunun tedbir nafakası niteliğini ortadan kaldırmaz....
nafakası davası, davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan boşanma dosyası ile birleştirilmiş, birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda mahkemece erkeğin boşanma davasının reddine, kadının birleşen tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile kadın ve ortak çocuklar yararına tedbir nafakasına karar verilmiş, hükmün davacı-karşı davalı erkek tarafından her iki dava yönünden temyizi üzerine Dairemizin 12.12.2016 tarihli ilamı ile bağımsız tedbir nafakası dosyası yönünden “ davalı-davacı kadının 9.9.2014 tarihli ön inceleme duruşmasına usulüne uygun davet edilmesine rağmen katılmadığı, mazeret de bildirmediği, bağımsız tedbir nafakası davası takip edilmeyip yenileme dilekçesi de sunulmadığından mahkemece bağımsız tedbir nafakası dosyasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi “gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, asıl davada boşanma talebinde bulunmuş, birleşen tedbir nafakası davasında ayrı yaşamakta haklı olduğunu ileri sürerek Türk Medeni Kanunu'nun 197. madesi uyarınca tedbir nafakası talebinde bulunmuş, mahkemece boşanma davasının takip edilmediğinden açılmamış sayılmasına, tedbir nafakasına yönelik birleşen dosya yönünden ise sübut bulmadığından bahisle reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı kadının birleşen tedbir nafakası davasında delil olarak dayandığı ... 9....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından birleşen tedbir nafakası davasında kadın lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan boşanma davası, kadının açtığı bağımsız tedbir nafakası davası (TMK md 197) ile birleştirilmiş, mahkemece erkeğin boşanma davasının kabulüne, birleşen tedbir nafakası davasının ise, boşanma dosyasında tedbire karar verildiğinden konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı-davalı erkek tarafından birleşen tedbir nafakası davasında kadın lehine verilen vekalet ücrcti yönünden temyiz edilmiştir....
Ancak, mahkemece, oluşturulan hükümde; "Davanın kısmen kabulü ile; 1- Tahsilde tekerrür oluşturmamak şartıyla dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tarafların müşterek çocuğu için aylık 200,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak, çocuğun infak ve iaşesinde harcanmak üzere davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 2- Tahsilde tekerrür oluşturmamak şartıyla dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE," şeklinde hüküm kurulmuştur. Boşanma davası kabul edilince davacı kadın için hükmedilen tebdir nafakası (talep halinde) kararın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk nafakası olarak, çocuk için hükmedilen tedbir nafakası ise iştirak nafakası olarak devam eder....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davaların birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı erkek tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma davası açılmış, davalı-davacı kadın ise, 08.01.2016 tarihinde açtığı birleşen davasında, Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca tedbir nafakası talep etmiştir. Mahkemece, erkek tarafından açılan boşanma davasında kadın yararına tedbir nafakası (TMK m. 169) verildiğinden bahisle, kadının birleşen nafaka davasının reddine karar verilmiştir. Dava ve birleşen dava birbirinden bağımsız ayrı davalardır ve davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurmak gerekir (HMK m. 297/2)....
Somut olayda, davalı-davacı kadın yararına olmak üzere, aylık 1000 TL (yıllık 12.000 TL) tutarındaki tedbir nafakası talebinin kabulüne karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince tedbir nafakası davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, davacı-davalı erkeğin tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davacı-davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından, tedbir nafakası davasının ve kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, reddedilen manevî tazminat, kadın yararına hükmedilen tedbir ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin tedbir nafakası davasının kabülüne yönelik temyiz dilekçesinin incelemesinde; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanunun 44 üncü maddesi ile 6100 Sayılı Kanuna eklenen Ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu...