Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

izin ve denetimi ile yapılacağı, eğer idarenin bünyesinde Koruma, Uygulama ve Denetim Bürosu kurulmamış ise, sözü edilen iznin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'ndan alınması gerektiği, sit alanı olarak tescil edilmiş bir bölgenin, koruma amaçlı imar planı da onaylanmış olursa, bu bölgedeki yapılaşma ya da onarım faaliyetlerinin belirtilen plan çerçevesinde gerçekleştirilebileceği, başka bir deyişle, koruma amaçlı imar planı onaylanmış sit alanlarının imara açık bölgeler olduğu, ancak, bu bölgelerde inşai ve fiziki müdahalelerde bulunabilmek için izin sürecinin işletilmesi gerektiği, izin alınmaksızın ya da izne aykırı olarak tamirat ve tadilat yapılması ile inşai ve fiziki müdahale gerçekleştirilmesi halinde, 2863 sayılı Kanunun 65/d maddesi ile yaptırım altına alınan suçun oluşacağı, somut olay bu kapsamda değerlendirildiğinde, sanığın, İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 14/02/1996 tarih ve 5576 sayılı kararı ile 2. derece doğal sit alanı...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Koruma ve tedavi altına alınmasına dair, Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Alanında özel ve yeterli donanıma sahip hastanede alanında uzman üç ayrı hekim tarafından gözlem sonrası hazırlanan raporun hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu anlaşılmakla, tebliğnamenin belirtilen husustaki 'bozma' istemli görüşüne iştirak edilmememiştir. Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi 4721 sayılı TMK gereğince tedavi amaçlı kişisel koruma kararı istemine ilişkin olarak açılan davada Amasya Sulh Hukuk ve İdil Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, 4721 sayılı TMK gereğince tedavi amaçlı kişisel koruma kararı istemine ilişkindir....

        Yukarıda alıntılanan hükümden, bir alanın sit alanı olarak ilan edilmesinin, bu alana ilişkin olarak daha önce yapılmış olan her türlü plan uygulamasını durduracağı, söz konusu alanda sit ilanı üzerine uygulanacak imar rejiminin belirlenmesi amacıyla üç yıl içinde koruma amaçlı imar planının yapılması gerektiği, koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurullarınca üç ay içinde alanda uygulanacak geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarının belirlenmesinin gerektiği, koruma amaçlı imar planının üç yıllık süre içerisinde zorunlu nedenlerle yapılamaması halinde bu sürenin uzatılabileceği, gerek koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar geçecek sürede ve gerekse koruma amaçlı imar planı yapılması için kanunda belirlenen sürenin uzatıldığı durumlarda ise, her türlü imar uygulamasının, yürürlükteki geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına göre yapılması gerektiği anlaşılmaktadır....

          Uygulama ve Denetim Bürosu kurulmamış ise, sözü edilen iznin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'ndan alınması gerektiği, sit alanı olarak tescil edilmiş bir bölgenin, koruma amaçlı imar planı da onaylanmış olursa, bu bölgedeki yapılaşma ya da onarım faaliyetlerinin belirtilen plan çerçevesinde gerçekleştirilebileceği, başka bir deyişle, koruma amaçlı imar planı onaylanmış sit alanlarının imara açık bölgeler olduğu, ancak, bu bölgelerde inşai ve fiziki müdahalelerde bulunabilmek için izin sürecinin işletilmesi gerektiği, izin alınmaksızın ya da izne aykırı olarak tamirat ve tadilat yapılması ile inşai ve fiziki müdahale gerçekleştirilmesi halinde, 2863 sayılı Kanunun 65/d maddesi ile yaptırım altına alınan suçun oluşacağı, somut olay bu kapsamda değerlendirildiğinde, sanığın, Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 25/06/1992 tarih ve 1188 sayılı kararı ile 3. derece arkeolojik sit alanı olarak ve koruma amaçlı imar planı onaylanan tescilli bölgede yer alan...

            TALEP EDEN : İlçe Sağlık Müdürlüğü 4721 sayılı TMK gereğince tedavi amaçlı kişisel koruma kararı istemine ilişkin olarak açılan davada ... Sulh Hukuk ve... 22. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4721 sayılı TMK'nın 432. maddesi uyarınca zorunlu yatış kararı istemine ilişkindir. ......

              bünyesinde Koruma, Uygulama ve Denetim Bürosu kurulmamış ise, sözü edilen iznin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'ndan alınması gerektiği, sit alanı olarak tescil edilmiş bir bölgenin, koruma amaçlı imar planı da onaylanmış olursa, bu bölgedeki yapılaşma ya da onarım faaliyetlerinin belirtilen plan çerçevesinde gerçekleştirilebileceği, başka bir deyişle, koruma amaçlı imar planı onaylanmış sit alanlarının imara açık bölgeler olduğu, ancak, bu bölgelerde inşai ve fiziki müdahalelerde bulunabilmek için izin sürecinin işletilmesi gerektiği, izin alınmaksızın ya da izne aykırı olarak tamirat ve tadilat yapılması ile inşai ve fiziki müdahale gerçekleştirilmesi halinde, suç tarihi itibariyle yürürlükte olan 2863 sayılı Kanunun 5728 sayılı Kanun ile değişik 65/d maddesi ile yaptırım altına alınan suçun oluşacağı, somut olay bu kapsamda değerlendirildiğinde, sanıkların, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 01/09/1989 tarih ve 675 sayılı kararı ile sınırları belirlenen...

                Çocuğun cinsel istismarı ve tehdit suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 32 nci maddesinin birinci fıkrası, 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına, 2. 5237 sayılı Kanun'un 57 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirinin uygulanmasına ve yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınmasına, 3. Sağlık kurulunca suça sürüklenen çocuk hakkında düzenlenen raporda toplum açısından tehlikenin kalktığını ya da önemli derecede azaldığının belirtilmesi halinde Mahkemece 5237 sayılı Kanun'un 57 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca serbest bırakılmasına, Karar verilmiştir. II. GEREKÇE 5271 sayılı Kanun'un 182 ve 185 inci maddelerine göre sadece on sekiz yaşını doldurmayan suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün kapalı duruşmada açıklanabileceği, suça sürüklenen çocuk ...'...

                  Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2017/605 Esas sayılı dosyası için aldırılan 04/04/2018 tarihli olan ve sanık hakkında "TCK'nın 32/2. maddesinin tatbikinin uygun olduğu" görüşünü içeren rapora istinaden sanık hakkında TCK'nın 32/1 ve 57. maddelerinin uygulanması, 3)Kabule göre de; TCK'nın 32/1. maddesi kapsamında akıl hastalığı olduğu değerlendirilen sanık hakkında CMK'nın 223/3-a maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında silahla tehdit suçundan mahkumiyet hükmü kurularak TCK'nun 32/1 ve TCK nun 57/1. maddeleri uyarınca sanığın ceza süresi boyunca koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine...

                    Ancak, Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilirken, TCK'nın 57. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında öngörülen yasal yöntemin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, katılan ... vekilinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye kısmen aykırı olarak, hükmün ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere “Sanık hakkında, TCK'nın 57. maddesinin 1 ve 2. fıkraları uyarınca koruma ve tedavi amaçlı güvenlik tedbirine hükmedilmesine, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınmasına, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine, mahkeme veya hakim kararıyla serbest bırakılmasına” ibaresi eklenmek biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı...

                      UYAP Entegrasyonu