Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyizen incelenmesi istenen karar, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımından reddine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. KARAR Açıklanan sebeple; 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nın 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 352. maddesi uyarınca temyiz dilekçesinin konu yönünden REDDİNE, Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    İcra Müdürlüğü'nün 2014/7017-8583-8584-3900 Esas sayılı dosyaları ile başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplere karşı borçlunun, tebligat usulsüzlüğü şikayeti ve imza itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, 2014/3900 Esas dosyada 270.000 TL, 2014/7017 Esas dosyada 350.000 TL, 320.000 TL, 260.000 TL ve 2014/8583 Esas dosyada 420.000 TL'lik senetler yönünden imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmekle birlikte 2014/8584 sayılı takip dosyası yönünden hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. İİK'nun 168/4. maddesine göre borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde imzanın kendisine ait olmadığına yönelik icra mahkemesinde itirazda bulunabilir. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, borçlu, imzaya itirazı yanında ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini iddia ettiği halde mahkemece bu yöndeki şikayetin değerlendirilmediği görülmektedir....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde, ödeme emrinin tebliği işleminin usulsüzlüğü ile birlikte 103 davetiyesi tebliği işleminin usulsüzlüğünü de ileri sürmüş olup, dava dilekçesinde bildirilen öğrenme tarihi 17/02/2020 itibariyle şikayet başvurusu yasal süresi içinde yapılmıştır....

      Somut olayda, borçlu adına çıkarılan örnek 7 ödeme emrinin tebliğ edilmeden iade edilmesi üzerine adres kayıt sistemindeki adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre 30.12.2014 tarihinde tebligat yapıldığı, borçlunun maaşına 20.01.2015 tarihinde haciz konulduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun şikayeti ise takip kesinleşmeden maaşına konulan haczin kaldırılması istemi ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne de yönelik olduğundan öncelikle örnek 7 ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığının belirlenmesi, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin karara bağlanmasından sonra oluşacak sonuç çerçevesinde hacze yönelik şikayet hakkında bir karar verilmesi gerekirken evrak üzerinde eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile usulsüz tebligat şikayeti olduğundan, mahkemece yalnızca tebligatın usulsüzlüğü ile TK. 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, gecikmiş itirazda bulunulması halinde incelenebilecek olan borca itirazın reddine ilişkin karar verilmiş olması isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

          Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde, HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından, borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın, tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258E.-1991/344 K). Somut olayda, şikayetçi borçluya gönderilen ödeme emrinin yukarıda açıklanan sebeple usulsüz tebliğ edildiği, Orhan Mahallesi muhtarının düzenlediği "tebligat tutanağı" başlıklı tutanak içeriğine göre şikayetçi borçlunun usulsüz tebligatı 19/06/2018 tarihinde öğrendiği anlaşıldığından, mahkemece, davanın usulsüz tebligat şikayeti olarak nitelendirilmesi ve ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi isabetli olmuştur. Dairemizce yapılan yargılama neticesinde; şikayetçi borçlu vekilinin bildirdiği istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından Yargıtay 12....

          Ortaköy (Aksaray) İcra Müdürlüğünün 2011/594 Esas sayılı dosyasındaki ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü ve meskeniyet şikayeti ile ilgili istinaf talebinin incelenmesinde; Davacıya her üç icra dosyasından çıkartılan 103 davetiyeleri 11/03/2019 tarihinde, tebliğ edilmiştir. Davacı 18/03/2019 tarihinde yasal 7 günlük süre içinde meskeniyet şikayeti davası açmıştır. Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin araştırılarak komşu (kapıcı, yönetici) beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun mutlaka adı ve soyadının ve komşu olduğunun tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur....

          Tebligat usulsüz olsa dahi, borçlu Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre usulsüz tebligatı öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi sayılacağından, bu hususta bir şikayeti olmayan borçlu yönünden tebligat parçasında yazılı tebliğ tarihinin geçerli olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde alacaklının takibin kesinleşmesi nedeniyle haciz konulma talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, bu ret kararının icra mahkemesinde şikayet yolu ile iptalinin istendiği, mahkemece bu ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, tebliğ çıkaran merciin tebligatın yasaya uygun olup olmadığını denetleme görevi bulunduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....

            Mahkemece, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle başvurunun 7201 sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayeti olarak kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takibin kesinleşmesinden önceki hacizlerin fekkine karar verilmesi isabetli ise de; aynı Kanun'un 26. maddesi uyarınca, hakimin, talepten fazlaya ya da başka bir şeye hükmedemeyeceği sabit olup, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle mahkemece takibin durdurulmasına karar verilemez....

              Uyuşmazlığın tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte haczedilmezlik şikayeti ve hacizlerin kaldırılması talebine ilişkin olduğu görüldü. İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Takip dosyasının yapılan incelemesinde; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/341 D.İş E.K sayılı 08/04/2019 tarihli ihtiyati haciz kararına dayalı olarak Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2019/4436 Esas sayılı dosyası ile 142.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak alacaklı ciranta T3 tarafından davacı borçlu T1 da aralarında bulunduğu dava dışı borçlular hakkında 12/04/2019 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe geçildiği, ödeme emrinin borçluya 16/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 103 davetiyesinin 27/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği görüldü. Dairemizce yapılan değerlendirmede; Mahkemece dosya arasına alınan Kayseri 3....

              UYAP Entegrasyonu