Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK'nın 19. maddesine göre tasarrufun muvazaa nedeniyle iptali talebine ilişkindir. 15. İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 16. Yargıtay'ın yerleşik içdihatlarında belirtildiği gibi iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öteye gitmemektedir....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2021 NUMARASI : 2018/361 ESAS, 2021/196 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15/06/2021 tarih ve 2018/361 Esas, 2021/196 Karar sayılı hükmünün, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği düşünüldü: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı T7 arasındaki satış sözleşmesi uyarınca alacağın tahsili için Aydın İcra Dairesinin 2016/13587 sayılı dosyasında girişilen icra takibine girişildiğini, davalı T7'in alacaklıdan mal kaçırmak için dava dilekçesinde yazılı Aydın ili, Efeler ilçesi, Meşrutiyet mahallesi, 19 parsel 5 ve 7 nolu bağımsız bölümlerde muvazaalı işlem yapıldığını, devredilen taşınmaza ilişkin tasarrufun TBK'nun 19. maddesi nedeniyle tasarrufun iptaline ve müvekkile cebr-i icra yetkisi verilmesini talep etmiştir....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Davacı tarafından dava dilekçesinde ve 23/03/2006, 29/11/2006, 01/11/2007 tarihli dilekçelerinde ayrıca vurgulamış olmasına, mahkeme tarafından da red gerekçelerinin açıklanması sırasında davanın tapu kaydının iptali ile yeniden davalı ... adına tesciline ilişkin olduğu ve tasarrufun iptali davası olmadığı belirtilmesine göre dava, İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olmayıp BK.nun 18. maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali isteğine ilişkin bulunduğundan temyiz talebinin inceleme yeri Yüksek 4. Hukuk Dairesi ise de 27.01.2011 tarihli ve 3 sayılı Başkanlar Kurulu kararı gereğince ikiden fazla Özel Daire'ye gönderme kararı verilemeyeceğinden dosyanın Yargıtay Hukuk Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere YARGITAY BİRİNCİ BAŞKANLIĞINA SUNULMASINA 29.02.2012 tarihindeğ oybirliğiyle karar verildi....

    Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

    (Kapatılan)19. Hukuk Dairesi         2007/11082 E.  ,  2008/1490 K."İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Davalılar : 1-...vek.Av.... 2-... Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ...... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Davalı ...... vekili alacaklarının kambiyo senedine dayandığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davacı yanca davalı borçlu aleyhine açılan tasarrufun iptali davasının kabulle sonuçlandığı ve bedeli paylaşıma konu aracın devrine ilişkin tasarrufun iptal edildiği, ancak aracın satılmış olması karşısında para alacağına hükmolunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı ...... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Gerek, tasarrufun iptali davaları gerekse BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davalarında, diğer dava koşullarının yanında borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Borcun doğumundan kasıt ise borçlu hakkında başlatılan takibin tarihi değil, takibe esas olan borcun doğduğu tarihtir.Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz....

        Borçlunun mal varlığını azaltmak (mal kaçırmak) amacıyla yaptığı muvazaalı işlemlerden zarar gördüğünü ileri süren alacaklı dilerse özel hüküm niteliğindeki İİK 277 ve izleyen maddelerine göre iptal davası, dilerse genel hüküm niteliğindeki TBK'nın 19'uncu maddesine göre muvazaa davası açabilir. Davacı alacaklı vekili yapılan işlemlerin muvazaa nedeniyle TBK 19'uncu maddesine göre iptalini olmadığı takdirde İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerine göre iptalini istemektedir. Davacının amacı alacağına kavuşmak olduğundan TBK'nın 19'uncu maddesine göre açılan iptal davalarında İİK'nın 283 maddesinin kıyasen uygulanacağı kayıt tashihine mahal olmaksızın tasarrufun iptal edilebileceği gözetildiğinde her iki istem yönüyle de ihtiyati tedbir talep edilen taşınmazlar uyuşmazlığın konusu değildir....

        Öte taraftan bu tür davalarda dava değerini, davacının alacağının miktarı ile iptali istenilen tasarruf konusu malın değerinden hangisi az ise o değer oluşturur. (Yargıtay 4. HD., 2020/1479 E., 2021/2039 K.) Mahkemece davacının alacağının tasarruf tarihinden sonra doğduğu, bu suretle önkoşulunun oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de davanın 6098 sayılı TBK’nın 19. maddesine dayalı olarak açılan nam-ı müstear ile gizlenmiş muvazaa nedeniyle satış işleminin iptali istemine ilişkin olduğu, tasarrufun iptali davasında tasarrufun, borcun doğum tarihinden sonra yapılması dava açılabilmesinin sebeplerinden biriyken, muvazaa davalarında işlemin ne zaman yapıldığının bir önemi yoktur. Nitekim, kesin hükümsüz sayılan bir işlemin ne zaman yapıldığının bir önemi de bulunmamaktadır. Zira işlem, yapıldığı andan itibaren geçersiz sayılır. Davaya konu edilen muvazaalı işlem, borcun doğumundan önce veya sonra yapılmış olsa da butlan yaptırımına tabidir....

        Mahkemece, BK'nun 19.maddesine dayalı olarak davanın açılabilmesi için öncelikle iptali istenilen tapu devir işleminni davacıya olan borcun ödenmemesi için yapıldığının ispatlanması gerektiği, bu açıdan borcu doğuran işlemin devirden önce olması gerektiği ancak takip dayanağı bononun düzenlenme tarihi, vade tarihi ve takibe konulma tarihi arasında geçen süre, alacak miktarı ve bonoya ilişkin zamanaşımına borçlunun itiraz etmemesi yaşam deneyimlerini aykırı olduğu bu hali ile davaya konu alacağın iptali istenilen işlemden önce doğduğu ispatlanmadığından bahisle davanın reddine verilmiş; hüküm, davacı vekili ve vekalet ücreti ve harç yönünden davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Dava, terditli olarak açılan, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali olmadığı takdirde BK'nun 19. maddesine dayalı muvazaalı işlemlerin iptali isteğine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; 6100 Sayılı HMK'nın 297/1- c maddesi hükümlerine göre mahkeme kararlarının asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerinin yanında mahkemece incelenen maddi ve hukuki olay ve meselelerin özününü, mahkemeyi sonuca götüren gerçeklerin ne olduğu hususlarını içermesi zorunludur. Bundan dolayı mahkemece davanın hangi hukuksal nedene dayalı olarak ele alındığı da belirtilmek zorundadır. Zira bu niteleme sonucu hangi delilerin toplanması gerektiği, hangi ön şartların araştırılacağı ve hangi yargılama usulünün tatbik edileceği gibi hususlar aydınlığa kavuşacaktır. Bu kararlar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK’nun 428....

          UYAP Entegrasyonu