Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). Dava, bilinmeme sebebine dayalı tapu iptal ve tescil olarak nitelendirilmiş ise de dava dilekçesi içeriği ve beyanlardan davanın TMK'nin 713/2. maddesinde yazılı “ölüm” sebebine dayanılarak açılan iptal ve tescil isteği olduğu açıktır. Mahkemece, somut olayda yukarıda açıklanan Yasa'da öngörülen koşulların sağlanıp sağlanmadığı hususunda iddia ve savunma gözetilip tarafların delilleri birlikte yöntemince değerlendirilerek sonucuna göre iptal-tescil isteği hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedeni yapılmıştır....

    Eldeki tapu iptali ve tescil davası ise, 09.03.2009 tarihinde yine son kayıt maliki ...’a karşı, ancak TMK.nun 1025.maddesinde ifadesini bulan “yolsuz tescil” hukuki sebebine dayalı olarak açılmıştır. Görüldüğü gibi, her iki tapu iptali ve tescil davalarının tarafları ve konusu aynı ise de, hukuki sebepleri tamamen farklı olup, HUMK.nun 237.maddesi anlamında kesin hüküm oluşturmaz. O halde, tapu iptali ve tescil davasının kesin hükümden dolayı reddedilmesi yerinde değildir. Bu bakımdan iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak ve mahkemece değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir....

      Somut olayda, Mahkemece, bilinmeyen hukuki sebebine dayalı olarak dava reddedilmiş, ölüm hukuki sebebine dayalı olarak ise bir araştırma yapılmamıştır....

        TBK 19. maddesine dayalı olarak somut davaya bakıldığında davalılar baba kız olup borçlu babanın borcunun olduğunu ve malını alacaklılardan mal kaçırma amacıyla temlik ettiğini üçüncü kişi olan diğer davalı kızının bu durumu bilebilecek durumda olup bunun aksinin ispatlanamaması ve dosya kapsamındaki diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde davalıların aralarında yaptıkları tasarrufun muvazaalı olduğu TBK 19. madde gereği tasarrufların iptal edilerek taşınmazlar üzerindeki temlike konu hisseler üzerinde kıyasen İİK 283/1 madde gereği cebri icra yetkisi verilmesi gerektiği düşünülmekle davanın bu şekilde kabulüne karar verilmesi gerekirken tapu iptal ve tescil hükmü kurulması hatalıdır....

        Birleşen davada davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mirasbırakan tarafından kızları hiçe sayılarak oğlu CEMİL’e yapılan satışın gerçek bir satış olmayıp bağış niteliğinde olduğunu, esas dosyada olduğu gibi muvazaanın taraflarının akraba olduklarını, Satış bedeli ile rayiç değer arasında fark olduğunu, Davalı Cemil'in satış tarihindeki sosyal ve ekonomik durumunun arsayı almaya yetecek seviyede olmadığı gerekçeleriyle Birleşen dava yönünden kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, asıl dava muris muvazaası hukuki sebebine dayalı miras payı oranında tapu iptal tescil, olmaz ise tazminat, olmaz ise saklı pay oranında tapu iptal tescil, olmaz ise saklı pay oranında tazminat istemine ilişkindir. Birleşen dava, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı miras payı oranında tazminat, olmaz ise saklı pay oranında tazminat istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tenkis Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı tarafından 4.8.1993 tarihinde açılan muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescile yönelik dava, tenkis davası ile birleştirilmiş, mahkemece muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine, tenkis davasının ise kabulüne karar verilmiştir. Davacının muvazaa nedenine dayalı tapu iptal ve tescile yönelik davanın reddini de temyiz ettiği anlaşılmakla inceleme görevi Yargıtay l. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay l. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 15.04.2008...

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle;davanın Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi (BK'nun 18)gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, bir davada taraflarca ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamanın hakimin doğrudan görevi olduğu, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçladığı...

            Bu durumda görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Miras bırakanın yaptığı temliki tasarruflardan zarar gören mirasçılar, tenkis davası ile birlikte kademeli olarak veya tenkis davası açtıktan sonra ayrı bir dilekçe ile muris muvazaası nedenine dayalı iptal ve tescil davası açabilirler (22.5.1987 tarih ve 4/5 sayılı İBK). Öte yandan, 1.4.1974 gün ve ½ sayılı İBK’nda sözü edilen muvazaa sebebine dayanan iptal davaları bir süreye tabi değildir. Muvazaa iddiaları zamanaşımına uğramaz. “...Muvazaa iddiasına dayalı davaların da zamanaşımına ve hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği yargısal uygulamayla benimsenmiştir....

            HD bölümü 8. madde gereğince) "tarafların sıfatına ve talebin mahiyetine bakılmaksızın 2924 sayılı Kanun ya da 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (5831 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile eklenen) Ek-4. maddesi uyarınca 2/B alanlarında yapılan kullanım kadastrosundan veya kesinleşmiş 2/B alanları hakkında zilyetlik ve muhdesat şerhi verilmesi isteminden kaynaklanan davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar" hakkındaki temyiz incelemeleri ile sınırlı olup, 6292 sayılı Yasa ile yapılan satışlar ve buna ilişkin tapu iptali ve tescil davaları Dairemizin görevine girmemektedir. Bu durumda yukarıda açıklanan dava sebebine göre dava "hata" hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 2016/1 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait olmakla beraber daha önce Yargıtay 8....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu