Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tapu iptali ve ve tescil davası nispi harca tabi olup, eksik harç tamamlanmadan müteakip işler yapılamaz. Davacı, dava dilekçesinde taşınmazın değerini 20.000 TL olarak göstermiş ve maktu harç yatırmıştır.Tapu senedinde ise taşınmazın satış bedeli 258.000 TL olarak gösterilmiştir. O halde, tapu iptal ve tescile konu taşınmazın tapudaki satış bedeli üzerinden hesaplanacak nispi peşin harcın Harçlar Kanununun 30-32. maddeleri gereğince tamamlattırılması, harcın tamamlanması halinde yargılamaya devam edilerek aile konutu şerhi davalarında görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu, muvazaa nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davalarında ise genel mahkemenin görevli olduğu hususlarının değerlendirilmesi, harcın tamamlanmaması halinde ise Harçlar Kanununun 30. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde hareket edilmesi gerekirken, harç noksanlığı giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

    Bilindiği üzere dairemiz, muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davalarını incelemekle görevlidir. Nitekim muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davaları kaynağını 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı içtihadı birleştirme kararından almaktadır. Söz konusu karar, sadece taşınmazlara ilişkin bir karar olup ancak taşınmazlara yönelik muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında uygulanmaktadır. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2015/8732 Esas 2018/8554 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere araçlar, trafik kaydına tescil edilseler dahi 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı araç devirleri açısından uygulanamayacak ve bu sebeple muris muvazaasına dayalı olarak iptal davası açılamayacaktır. Ancak, araç devirlerinde TBK.nun 19. maddesine istinaden genel muvazaa iddiasına dayalı olarak dava açılabilecektir....

    Dava, Borçlar Kanununun 18.maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. (Türk Borçlar Kanunun 19.maddesi). Bir davada öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir (HMK'nun madde 33). Somut olayda dava dilekçesindeki ileri sürüş biçimine göre dava hukuksal nitelikçe Türk Borçlar Kanununun 19 maddesinin özüne ve sözüne uygun muvazaa nedeniyle tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir....

        Somut olayda, davacı tarafından İstanbul Anadolu 5.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/206 Esas sayılı dosyasındaki dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup eldeki dava ise TBK'nun 19. maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil davasıdır. Her iki davanın tarafları ve dava konusu taşınmaz aynı ise de her iki davada dayanılan hukuki sebep farklı olduğundan İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası eldeki bu TBK'nun 19. maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali tescil davası yönünden derdestlik oluşturmayacağından davanın esası incelenerek taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmamıştır....

        Davalı ... vekili, taşınmazı iyiniyetle ve 135.000 TL bedelle aldıklarını, taşınmazda müvekkilinin oturduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; davanın tasarrufun iptali davası olduğu, davacının kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığı gibi buna bağlı yapılmış bir icra takibi de olmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı iptal istemine ilişkindir. Bir dava da öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. (HMK'nun madde 33) Somut olayda dava dilekçesindeki ileri sürüş biçimine göre dava hukuksal nitelikçe Türk Borçlar Kanununun 19 maddesinin özüne ve sözüne uygun muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir....

          nin, 667 Karar sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin KHK'nın 2. maddesi gereğince kapatılan ve malvarlığı Hazineye devredilen kurumlardan olduğunu, terörle bağlantısı nedeniyle kapatılan bu kurumun, maliki bulunduğu dava konusu taşınmazı 02.03.2018 tarihinde Mehmet Tek'e muvazaalı olarak sattığını, muvazaa nedeniyle dava açıldığı sırasında davadan hemen önce taşınmazın Mehmet Tek tarafından kardeşi T4 02.03.2018 tarihinde muvazaalı olarak davalıya devredildiğini, ilk açtıkları davanın pasif husumet nedeniyle reddedildiğini belirterek tapu iptal tescil isteminde bulunmuştur. Bilindiği üzere, bir sözleşmenin taraflarının, üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, gerçek durumu gizleyerek, gerçek iradelerine uymayan ve kendi aralarında geçerli olmayan bir hususta anlaşmalarına muvazaa; bu şekilde yapılan işlemlere de, muvazaalı işlemler adı verilir. (HGK’nun, 09.02.2005 gün 2005/1- 19 E, 2005/42 K; 16.6.2010 gün ve 2010/1- 281 E, 2010/323 K.)....

            Yargılama sırasında aile mahkemesince davacının katılma alacağı talebinin reddine, muvazaa sebebiyle tapu iptal ve tescil talebinin mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar verilerek bu talep yönünden dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş, asliye hukuk mahkemesince yapılan yargılama neticesinde dava muvazaaya dayalı tapu iptali tescil davası olarak kabul edilmiş ve kişinin kendi muvazaasına dayanamayacağı gerekçe gösterilerek bedelin ödenmediği iddiası ise ispatlanamadığından dolayı davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; davacı taraf taşınmazın davalıya muvazaalı olarak devredildiğini ileri sürerken aynı zamanda aslında taşınmazın davalıya bağışlandığını beyan etmiş, ancak davayı bağıştan rücu davası olarak değil muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olarak açmıştır....

            Borçlu ile üçüncü kişi arasındaki alacaklıya zarar vermeye yönelik muvazaalı işlemler olarak yapılan bir niteleme ile hem BK 19’a göre geçersizliğin tespiti davası hem de İİK m. 277 dayalı tasarrufun iptali davası açılamaz. Burada maddi hukukun tanıdığı talep hakkı (muvazaa nedeniyle hükümsüzlük) ile takip hukukunun sağladığı talep hakkının (tasarruf iptali) yarışması (hakların yarışması) söz konusu değildir. Çünkü borçlu ile üçüncü kişi arasındaki hukuki fiil geçerli ise muvazaa davası açılamaz. Tersi durumda da iptal dava açılamaz. Dolayısı ile her iki davanın açılabilme konuları (koşul vakıaları) birbirinden farklıdır. Bu davalar iki ayrı hak arama yolunu düzenleyen bir birinden ayrık hükümlere dayanmaktadır (Erdönmez s.28). O hâlde açılan davanın TBK 19 maddesine dayalı tapu iptal ve tescil davası mı yoksa İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası mı olduğunun mahkemece açıklığa kavuşturulduktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir....

              Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptal ve tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık mahkeme tarafından Türk Borçlar Kanununun 19. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil istemi olarak nitelendirilip, bu yönde hüküm kurulmuş bulunduğundan inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarihli 2015/8 sayılı işbölümü kararı gereğince Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki, Yargıtay Kanunu'nda 6644 sayılı kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın bu Daireye değil, işbölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu