Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın niteliği itibari ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesinde yer alan muvazaa hukuksal nedenine göre açılan iptal davası mı yoksa sıra cetvelinin iptali (düzeltilmesi) davası mı olduğu, burada varılacak sonuca göre tarafların bildireceği delillerin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Dava, mahkemece sıra cetvelinin iptali (düzeltilmesi), görevsizlik kararı veren Kayseri BAM 6. Hukuk Dairesince 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesinde tanımlanan muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemi olarak nitelendirilmiştir. "6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 33. maddesinde yer alan “Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.” ilkesi uyarınca maddi olayları açıklamak taraflara, ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tespit etmek ve uygulamak hâkime ait bir görevdir....

Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davanın niteliği itibariyle TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Emsal nitelikteki Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 18/02/2019 tarih, 2016/9915 Esas ve 2019/1668 Karar sayılı ilamında "... 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir." şeklinde karar verilmiştir....

-KARAR- Dava, ehliyetsizlik ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı pay oranında iptal ve tescil isteğine ilişkin olup her ne kadar mahkemece muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de dava dışı mirasçıların bulunduğu, davalının da mirasbırakan ..........'ın mirasçısı olmayan 3. kişi olduğu, davacının eldeki davayı murise teban ve tüm mirasçılar adına açabileceği, miras payı oranında açılan iptal tescil isteminin dinlenme olanağının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olması bu gerekçe ile ve sonucu itibariyle doğru olduğuna göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.50.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, TBK’Nun 19 maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir.Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....

    Dava TBK'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Ayrıca, hukuki işlemin taraflarının tümü yönünden muvazaa olgusunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda dava konusu taşınmazın yargılama devam ederken dava dışı Ziya Kınık adına satış yapıldığı anlaşılmaktadır....

      -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; TBK.' nun 19.maddesindeki genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 17.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 24.05.208 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17.Hukuk Dairesi’nin 26/06/2014 tarih, 2014/10780 Esas ve 2014/9961 Karar sayılı bozma ilamında; "davacı davasını özellikle BK.nun 18.maddesine dayalı olarak açtığını bildirdiğinden ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih ettiğinden, mahkemece davanın BK.nun 18. maddesindeki genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması" gereğine değinilmiştir....

          -KARAR- Dava; muris muvazaası ve ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve pay oranında tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın temyizi üzerine; olayda muvazaa iddiası yanında ehliyetsizlik hukuksal nedenine de dayanıldığı, ancak ehliyetsizlik iddiası yönünden araştırma, inceleme ve soruşturma yapılmadığı gerekçesi ile bu yönde inceleme yapılmak üzere kararın bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra, davacı vekilinin 07.10.2009 tarihli celsede ehliyetsizlik iddiasından vazgeçtiklerini beyan etmesi karşısında, ehliyetsizlik yönünden araştırma yapılmadan muvazaanın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, BK. 18.maddesine dayalı olarak açılmış muvazaa nedenine dayalı iptal istemine ilişkin olup mahkemece de bu hususa ilişkin gerekçe yazılıp inceleme yapılmış olmakla temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 14.maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29.2.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratılanlar, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü, danışıklı olan bir hukuki işlem haksız eylem niteliğindedir. Muvazaalı muamele (danışıklı işlem) ile hakkın zarar gördüğünün benimsenebilmesi için danışıklı işlemde bulunandan bir alacağın var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı işlemin yapılması gerekir. Satışın danışıklı olduğu kanıtlanırsa davacı, satışa konu edilen maldan alacağını almak için yararlanabilecektir. Davacının bu davadaki amacı, alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Öte yandan medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır. Bu çıkarın da karar verilene kadar sürmesi gerekir....

                UYAP Entegrasyonu