Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nın 278., 279. ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. TBK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü süre ve zamanaşımı süreleri uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25/11/2019 tarih, 2017/5713 E. ve 2019/11080 K. sayılı kararında açıklandığı üzere; Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 22/06/2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine ve muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10/07/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,19/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Bu bilgiler ışığında somut olayın incelemesi neticesinde; az yukarıda yer verilen Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin emsal kararında da belirtildiği üzere, her ne kadar muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil davaları herhangi bir süreye tabi tutulmaksızın açılabilmekteyse de, bu kuralın tek istisnası murisin kadastro tespitinden önce ölmüş olması halidir. Bu sebeple eldeki davada muris kadastro tespitinden önceki bir tarih olan 12/06/1987 tarihinde vefat etmiş olduğuna göre, eldeki davada 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinin uygulanma alanı yer bulacak olup eldeki dava 26/02/2019 tarihinde açıldığına göre 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple ilk derece mahkemesi tarafından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açılmış olan tapu iptal tescil talebi yönünden ret kararı verilmiş olması usul ve yasaya uygundur....

    ın temyizi yönünden yapılan incelemede; Mahkemece, verilen 28.4.2014 günlü karar davacılar vekilince süresinde temyiz edilmiş olup daha sonra davacılardan ..., 8.9.2015 günlü dilekçesinde davadan feragat ettiğini bildirdiğinden 11.4.1940 günlü ve 70 sayılı İ.B.K gereğince hükümden sonra ortaya çıkan ve esas hükmün temyiz incelemesi yoluyla incelenmesine engel olan bu durum karşısında mahkemece feragat hakkında bir karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Diğer davacıların temyizi yönünden yapılan incelemede ise, Dava, TBK'nin 19. maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, olayımızda davacılar, muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Zira, danışıklı olan bir hukuki işlem ile 3.kişinin zararlandırılması ona karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir....

      Hemen belirtilmelidir ki, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, mirasbırakanın yaptığı işlemin muvazaa ile illetli olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Diğer temyiz itirazlarına gelince; Yukarıda belirtildiği üzere, mirasbırakan çekişmeli 7 no’lu bağımsız bölümdeki ¼ payını davalıya temlik etmiştir. Ne var ki, mahkemece anılan bağımsız bölümün tamamı üzerinden iptal ve tescil hükmü kurulmuştur. Mirasbırakanın kardeşleri Kamil, Lütfiye ve Nuriye’nin devrettiği toplam ¾ pay üzerinden muris muvazaasına dayalı iptal ve tescile karar verilemeyeceği ortadadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil KARŞI DAVA: : Muvazaa Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptal Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....

          Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre asıl dava, bağıştan rücu ve muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, birleşen dava el atmanın önlenmesi istemine ilişkin ve ağırlıklı uyuşmazlık bağışlamadan rücu olup dosya içinde Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin görevsizlik kararı bulunmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09/02/2018 tarihli ve 2018/1 Sayılı Kararı ve 21.02.2018 tarihinde 30339 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren İşbölümü Kararı uyarınca temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’ne ait olduğu düşünüldüğünden, aynı Kanunun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesiyle değişik 60/3. maddesi uyarınca görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine karar vermek gerekmektedir....

            İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. 1- İlk derece mahkemesince ; dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemi olarak kabul edilerek, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından istinaf edilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, maddi vakıayı bildimek taraflara hukuki nitelendirme yaparak, olay çözümlemek hakime aittir. İddianın içeriğinden ve ileri sürülüş biçiminden davanın, ehliyetsizlik ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil istemi olduğu açıktır. A-Bilindiği üzere, davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme gücü bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç altına girebilme ehliyetinden söz edilemez....

            Bir başka deyişle muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı trafik sicil kaydının iptali ve tescil isteğinde bulunulması mümkün değildir.Ancak; Türk Borçlar Kanununun 19. maddesinde genel muvazaa “…..tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır” şeklinde düzenlenmiş olup, sözleşmenin bu biçimde yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanma olanağına sahiptir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinin (mülga Borçlar Kanunu'nun 18. maddesi) uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 05.02.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu