"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 13/05/2013 gününde verilen dilekçe ile genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine mahkemece derdest yargılamada; davalıların ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebi üzerine verilen 10/03/2022 günlü talebin reddine dair ara kararının Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. KARAR Dava, 6098 sayılı TBK’nın 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması için mahkemeye talepte bulunmuş, mahkemece 10/03/2022 tarihli ara kararıyla talebin reddine karar verilmiştir. Ek karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı cevaba cevap dilekçesinde muris Nurullah Bilici'nin mirasçılarının bir kısmının mirası reddettiklerini beyan etmiş olup mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma yapılmamış, murisin mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesi ile mirasçılar tarafından miras reddedilmiş ise bir kısım mirasçıların mirası reddettiklerini de gösterir şekilde düzenlenen mirasçılık belgesi istenmeden karar verildiği görülmüştür. Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil davası ile TBK 19 maddesine dayalı genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı davaların inceleme usulü farklı olduğundan davacı tarafa öncelikle talebini açıklattırmak üzere süre verilmesi, davacıdan murisin mirasçılarını gösterir varsa mirasın reddini de gösterir mirasçılık belgesinin istenmesi, davanın niteliği ve talebe göre taraf teşkilinin sağlanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir....
-KARAR- Dava; ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı, pay oranında tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece; muris muvazaası iddiası yönünden araştırma yapılarak ve özellikle tanık beyanlarına göre; mirasbırakanın yatalak ve felçli bir kişi olup davalı tarafından bakıldığı, ölünceye kadar bakma akdinin ivazlı akidlerden olup davalının edimini yerine getirdiği ve sözleşme yapılmasında terekeden mal kaçırmanın amaçlandığı belirlenerek davanın reddine karar verilmiş ise de eldeki davada ayrıca mirasbırakanın hukuksal ehliyetten yoksun bulunduğu da ileri sürülmüştür. Bu tür bir iddianın kamu düzenini ilgilendirdiği gözetildiğinde re’sen soruşturulması gereklidir. Ne var ki; murise teb’an açılan böyle bir davada terekenin elbirliği mülkiyete tabi bulunması nedeniyle tüm mirasçılar adına tescil isteği ile açılması gerekirken pay oranında iptal ve tescil istenilmesine yasal olanak yoktur. Bu yönden davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Bilindiği üzere, muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davalarında her hangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı söz konusu değildir. Başka bir anlatımla, muvazaalı işlem hiçbir hüküm doğurmaz ve muvazaa sebebinin ortadan kalkması ya da belli bir zamanın geçmesiyle görünürdeki batıl işlem geçerli hale gelmez. 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi, muris muvazaasına dayalı davalar miras bırakanın ardılı olarak değil, miras hakkının çiğnenmesinden ötürü zarara uğrayan kişi olarak ve kendi miras hakkına dayalı olarak açılmaktadır.Bu tür davalarda dava hakkı murisin ölümüyle doğmaktadır.Muris hayatta iken bu tür bir dava açılmasına yasal olanak yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi HÜKÜM/KARAR : Onama Taraflar arasındaki çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi istemi içeren asıl dava ve 6098 sayılı TBK’nın 19. maddesinde düzenlenen genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine dayalı birleşen davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın asıl davada davacı ve birleşen davada davalı ... ve birleşen davada davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 01.11.2021 tarihli ve 2021/22352 Esas, 2021/7896 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir....
Davalılar vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince; Asıl davada ehliyetsizlik hukuksal nedenine, birleştirilen davada da hem ehliyetsizlik hem de muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak iptal- tescil istenildiği açıktır. Bu durumda asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ehliyetsizlik yönünden davanın reddine, muris muvazaası yönünden ise kabulüne karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ( TMK ) 28.maddesi uyarınca ölümle kişiliğin son bulduğu gözetilip davanın tarafları olan tüm mirasçılar adına tescil hükmü kurulması gerekirken, ölü kişi ( mirasbırakan ) adına tescile karar verilmiş olması da isabetsizdir. Davalılar vekilinin temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir....
Asliye Ticaret mahkemesince; davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğu, davanın İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen muvazaa ve hile iddiasına dayalı tasarrufun iptali davası olup TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvaza temeline dayalı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise , alacağın ticari ilişkiden kaynaklandığı, iptali istenen tasarrufun birbiri ile ilişki içinde olan şirketlerin ticari ilişkileri nedeniyle borcun varlığı ve miktarının tartışma konusu olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda;dava;uyuşmazlığın İ.İ.Y.'nın 277. maddesine göre tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu davalardaki amaç; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olmasıdır....
Asliye Ticaret mahkemesince; davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğu, davanın İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen muvazaa ve hile iddiasına dayalı tasarrufun iptali davası olup TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvaza temeline dayalı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 13. Asliye Hukuk Mahkemesi ise , alacağın ticari ilişkiden kaynaklandığı, iptali istenen tasarrufun birbiri ile ilişki içinde olan şirketlerin ticari ilişkileri nedeniyle borcun varlığı ve miktarının tartışma konusu olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; dava; uyuşmazlığın İ.İ.Y.'nın 277. maddesine göre tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu davalardaki amaç; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olmasıdır....
Asliye Ticaret mahkemesince; davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğu, davanın İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen muvazaa ve hile iddiasına dayalı tasarrufun iptali davası olup TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvaza temeline dayalı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise , alacağın ticari ilişkiden kaynaklandığı, iptali istenen tasarrufun birbiri ile ilişki içinde olan şirketlerin ticari ilişkileri nedeniyle borcun varlığı ve miktarının tartışma konusu olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda;dava;uyuşmazlığın İ.İ.Y.'nın 277. maddesine göre tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu davalardaki amaç; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olmasıdır....
Asliye Ticaret mahkemesince; davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğu, davanın İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen muvazaa ve hile iddiasına dayalı tasarrufun iptali davası olup TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvaza temeline dayalı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise , alacağın ticari ilişkiden kaynaklandığı, iptali istenen tasarrufun birbiri ile ilişki içinde olan şirketlerin ticari ilişkileri nedeniyle borcun varlığı ve miktarının tartışma konusu olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda;dava;uyuşmazlığın İ.İ.Y.'nın 277. maddesine göre tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu davalardaki amaç; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olmasıdır....