Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açılan davalarda davacının, mirasbırakan tarafından yapılan temliklerin mal kaçırma amacıyla yapıldığı iddiasını, bir başka ifadeyle muvazaa iddiasını 4721 sayılı TMK’nin 6. maddesi ile 6100 sayılı HMK’nin 190. maddesi uyarınca ispat etmesi gerekmektedir. Somut olayda, dosya içeriği ve toplanan delillerden, özellikle tanık beyanlarından temliklerin muvazaalı olduğu konusunda somut bir olgu ortaya konulamamış, bir başka ifadeyle mal kaçırma amacıyla anılan devirlerin yapıldığı iddiası usulünce ispatlanamamıştır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ (İİK 277 VE DEVAMI) Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı ticari plaka satış sözleşmesinin ve araca ait trafik sicil kaydının iptali veya tenkis isteğine ilişkin olup, Yerel Mahkeme kararı Dairece, anılan temlikin 01.04.1974 tarihli ½ sayılı İBK kapsamında olmadığı ve TBK’nın 19. maddesi gereğince genel muvazaa ilkelerine göre incelenmesi gereğine işaret edilerek bozulmuş, yerel mahkemece Daire’nin bozma ilamına uyulmuş ve bu kapsamda değerlendirme yapılarak hüküm kurulmuştur. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarih ve 211 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 09.07.2021 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....
Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Somut olayda dava konusu ... plakalı aracın davalı ... adına kayıtlıyken Bornova 3. Noterliği’nin 15.07.2010 tarihinde 22613 yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile davalı ... Aytav’a devredildiği, davalı ... tarafından da aynı gün(dava açılmadan önce), dava dışı şahsa devredildiği anlaşılmıştır. Davacının talebi TBK'nun 19.maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğuna göre muvazaalı işlemin diğer tarafı olan yani borçlu tarafından ilk satış yapılan şahıs ve varsa diğer satış yapılan şahıslarında davaya dahil edilip taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir. HMK'nun 124/3.fıkrasına göre "maddi hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilebilir."...
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur....
nun 29.04.2009 gün 2009/1-130 S.K) Esasen, yukarıda da değinildiği üzere muris muvazası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 1.4.1974 gün 1/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Başka bir ifade ile murisin iradesi önem taşır. Öte yandan, HMK'ın 190 ve TMK'ın 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını kanıtlamak zorundadır....
Ancak, böyle hallerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. 6098 sayılı TBK'nın 19 maddesi ile genel muvazaa düzenlenmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19.maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılabileceği, yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Şirket hisselerinin devri yönünden TBK'nın 19.maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Davacı şirket payının devrinin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ve muris muvazaası nedeni ile iptal talebinde bulunduğunu beyan etmiş, TBK'nın 19.maddesindeki muvazaa kapsamında değerlendirme yapılması gerektiğini beyanla talepte bulunmuştur....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, aynı davalı aleyhine, aynı taşınmazdan dolayı muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan ve kabul ile sonuçlanıp kesinleşen kararın yargılamanın yenilenmesi yoluyla ortadan kaldırılmadıkça eldeki dava bakımından güçlü delil teşkil edeceği gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün (6100 sayılı HMK.'nın geçici 3.maddesi yollamasıyla) HMK.'nın 436.maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 322.06.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 16.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından davanın niteliği itibariyle TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25/11/2019 tarih, 2017/5713 E. ve 2019/11080 K. sayılı kararında açıklandığı üzre; Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tasarrufun İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Borçlar Kanununun 19. maddesinde yer alan muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 17. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 03.09.2013 (salı)...
Yukarıda değinilen yasal düzenlemelerle somut olay birlikte değerlendirildiğinde; davacının muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil isteğiyle eldeki davayı açtığı, ne var ki kayıt malikine husumet yöneltmediği, ara maliklerden olan davalılar arasındaki devirlerin kendisinden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava tarihi itibariyle kayıt maliki olmayan -kayden taşınmazla ilgileri kalmayan- önceki malikleri davalı olarak gösterdiği ve bu hâliyle davacının talep sonucuna ulaşmasının mümkün olmadığı açıktır. Oysa davacının muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasını son kayıt malikine husumet yönelterek açması ve son kayıt malikinin TMK’nın 1024. maddesi uyarınca muvazaalı işlemi bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda olduğunu ispatlaması hâlinde hakkına kavuşabileceği kuşkusuzdur. O hâlde, son kayıt maliki ile önceki malikler arasında mecburî dava arkadaşlığından söz etme imkânı da bulunmamaktadır....