Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını butlan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Muvazaa davası, borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Bu sebeple kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Uyuşmazlık, şirkete ait borçlardan değil, bilakis davalı ...'...

    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; borçlu Ertuğrul adına kayıtlı taşınmazını muvazaalı olarak, davalı kardeşi Varol'a devrettiğini, davalı kardeş Varol ise devir işleminin muvazaalı olmadığını iddia ettiğini ancak devir işlemine karşılık ödeme yaptığını resmi ve kabul edilebilir bir belge ile ispat edemediğini, taşınmazın devir bedelinin ödendiğine dair herhangi bir resmi belge sunulamamış olması da esasen taraflar arasında gerçek bir satışın dahi olmadığını yani muvaaza olgusunu ispat etmekte olduğunu, mahkeme her ne kadar dava tarihi itibariyle 5 yıllık sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş ise de davanın İİK 277 vd. maddelerinin kıyasen uygulanması talepli TBK'nın 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğunu, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davalarının 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yasal Mal Rejiminden Kaynaklanan K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, BK 18. (19.) maddesindeki muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (17.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Hukuk Dairesinin 03/05/2016 tarih, 2016/2431 E. ve 2016/5353 K. sayılı kararında ise " davacının davasını özellikle BK'nın 18.maddesine dayalı olarak açtığını bildirmesi ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında mahkemece davanın BK.nun 18.maddesindeki (Yeni TBK'nın 19.maddesi) genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, iptal kararı verilmesi halinde İİK' nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanması, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekir." şeklinde karar verilerek TBK'nın 19. maddesi uyarınca açılan muvazaa hukuksal olgusuna dayalı tasarrufun iptali davalarında İİK' nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanacağı kabul edilmiştir....

        Bu nedenle davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 19. ve İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğu kabul edilerek inceleme ve değerlendirmeler bu çerçevede yapılmıştır. İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davaları, şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu nedenle, tasarrufun iptali davaları, taraflar tacir olsa da TTK'nın 4/1. maddesi kapsamında mutlak ticari dava olarak değerlendirilemez. Esasen davacı alacağını tahsil etmek gayesi ile borçlunun tasarrufunun iptalini talep ettiğinden, bu tür davalar ----------açıklandığı üzere asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir....

          Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davacının ikinci talebi niteliği itibarıyla TBK 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. 6183 sayıl Yasa’nın 24.maddesi ile paralel olan İİK'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufî işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....

            Asliye Hukuk Mahkemesi’nce ise, yetkili mahkemenin muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil talebine göre belirlenmesi gerektiği, dosya içerisindeki senetlerin mevcut olmayışının esas hükümle birlikte değerlendirilmesi gerektiği, kaldı ki bu hususun yetkisizlik kararı gerekçesinde değil muvazaa iddiasının kabul/red olarak değerlendirilmesi aşamasında esas hükümde yer alması gerektiği, davaya konu taşınmazların bir kısmının yetkisizlik kararı veren mahkemenin yetki alanında bulunduğu, HMK’nın 12/3. maddesi gereğince taşınmazların birinin bulunduğu yerde dava açılabileceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

              Her ne kadar mahkemece, dava muris muvazaası olarak nitelendirilmişse de, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davacının, muris muvazaası hukuksal nedenine dayanmadığı, davalı ... tarafından eşi davalı ...'ya yaptığı satışla ilgili olarak, taraf muvazaası hukuksal nedenine dayanıldığı açıkça anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, muvazaa kısaca irade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanabilir. Muvazaada taraflar üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak için anlaşarak bazen aslında bir sözleşme yapma iradesi taşımadıkları halde görünüşte bir sözleşme yapmaktadırlar (mutlak muvazaa)....

                -KARAR- Dava, miras bırakan tarafından devredilen teknenin sonradan el değiştirmesi nedeniyle muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan tazminat .isteğine ilişkindir.İddianın muris muvazaasına ilişkin İçtihadı Birleştirme Kararı ile bir ilgisi bulunmayıp , Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi kapsamında genel muvazaa nedenine dayalıdır. Bu hali ile haksız fiil niteliğinde olduğundan hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki, anılan Dairece daha önce görevsizlik kararı verilmiş olduğundan Daireler arasında temyiz incelemesi yönünden ortaya çıkan uyuşmazlığın Hukuk Başkanlar Kurulunca giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulmasına, 18.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  ın borçlunun kızı olmasına, TBK'nun 19.maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davalarında aciz belgesi sunma zorunluğu olmamasına, davanın hakdüşürücü süreye tabi bulunmamasına göre, davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibarıyla usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA 08/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu