Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davanın İİK'nun 280 maddesi gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olduğu, davanın açıldığı tarih itibarıyla davacının alacaklı olduğunu belirttiği 2012/132 ve 2012/175 Esas sayılı davaların derdest olup davacının varlığını iddia ettiği alacağın muaccel hale gelmediği, 2012/132 Esas sayılı dosyadan verilen 18.4.2012 tarihli ihtiyati tedbir kararının da alacağı muaccel hale getirmediği gibi aciz vesikasına da bağlanmadığı, davanın açıldığı tarihte aciz belgesine bağlanmış muaccel ve talep edilebilir davacı taraf alacağı bulunmadığı, tasarrufun iptali davası açma şartlarının oluşmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle sabit olmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı temlik işleminin iptali istemine ilişkindir....
Bu hali ile, davanın terditli açıldığı, ilk talebin TBK.nun 19 maddesi muvazaa hükümlerine dayandırıldığı açıktır. Dava, TBK'nun 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/05/2021tarih ve 2020/163 Esas 2021/214 Karar kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1....
Dava tasarrufun iptali olup bu davada tasarruf edilen taşınmazların tasarruf tarihindeki gerçek değerleri ile davacının takip çıkışındaki takip miktarı karşılaştırılarak az olan hangisi ise onun üzerinden harç alınır. Bu nedenle mahkemece davacıya başvuru harcı ve dava değerinin 1/4 oranında nispi karar ve ilam harcını yatırması için öncelikle süre verilmesi eksik harç tamamlandıktan sonra davanın esasına girilerek hüküm tesis edilmesi gerekirken harç alınmadan karar tesisi hatalıdır. Ayrıca hükmün infazı ve uygulanabilmesi için HMK 297. madde gereği tereddüt uyandırmamalıdır. Davacı 8092 ada 8 parselde 431/3514 hissenin 8092 ada 1 parselde ise 1/7 hissedeki tasarrufun iptalini ve cebri icra yetkisi istemekle taşınmazların istem gibi hisseler üzerinde tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken taşınmazların tüm hissesi üzerinde tasarrufun iptali doğacak şekilde karar verilmesi ve cebri icra yetkisi verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
Bu kararda, borçlu T7'e ait 34 XX 395 plakalı menkul malın satışından elde edilen 32.600,00 TL'nin satış masrafları ve yediemin ücretleri düştükten sonra bakiye satış bedeli tüm borcu karşılamaya yetmediğinden takip alacaklısına satış masrafının ödenmesine ve Sorgun Noterliğinin 3953 evrak sayılı rehin alacaklısı T4 alacağının 60.000,00 TL olması ve dosyada kalan miktarın 28.932,32 TL olması nedeniyle ihale bedelinden satışa ilişkin masraflar da düşürüldükten sonra kalan ihale bedelinin rehin alacağını dahi karşılamaması nedeniyle sıra cetveli düzenlenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dava, mahkemece sıra cetveline itiraz, görevsizlik kararı veren Kayseri BAM 6. Hukuk Dairesince İİK 277 vd. maddeleri kapsamında tasarrufun iptali istemi olarak nitelendirilmiştir. Hatta mahkemece asıl borçlu T7 hakkında, sıra cetveline itiraz davasının hasımı olmayacağı, hasımın cetvelde yer alan kişi -T4- olacağı gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; şirket ortaklığından kaynaklanan şahsi hakka dayalı olarak genel muvazaa iddiası ile açılan tasarrufun iptali ile yeniden şirket adına tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,28.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili müvekkilinin davalı ...’ten olan vergi alacağı nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borçlu davalının amme alacağının tahsilini önlemek amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı ... davanın reddini savunmuş, diğer davalı cevap vermemiştir. Mahkemece, muvazaanın kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece dava muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak görülüp sonuçlandırılmış ise de varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir....
Mahkemece davanın BK'nun 18.maddesine dayalı olarak açılmış, muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davası olduğu, bu tür davalara genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemelerde bakılması gerektiğinden bahisle mahkemenin yetkizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. 1-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına yönelik incelemede; Dava, BK'nın 18.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür iptal davalarının genel görevli Asliye (Hukuk) Mahkemelerinde görülmesi gerekir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmelidir....
Şti. arasındaki ilişkinin senede bağlandığı bu kapsamda ticari risk kapsamında bulunduğu ve senet borcunun ödenmemesine karşı muvazaa iddiası ile tasarrufun iptali isteminin yasaya uygun olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekilinin dava dilekçesindeki açıklamalarından davacı alacağının sonuçsuz bırakılmasına yönelik olarak yapılmış satış işlemlerinin muvazaa nedenine dayalı olarak iptalinin istediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının açtı- ğı alacak davasının sonucunun beklenmesi ve B.K 18. madde kapsamında inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi yerine yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili muris ...'in mirasının iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verildiğini, 3.alacaklılar toplantısında alacaklılardan ....'ye İİK.245. mad. gereğince tasarrufun iptali davası açma yetkisinin verildiğini, iş bu yetkiye dayalı olarak....tarafından.......
(mülga 818 sayılı BK’nın 18.) maddesinde düzenlenen genel muvazaa hukuksal sebebine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir....