Davacı vekilince mahkemece verilen karara karşı sunulan istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin red gerekçesinin İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olduğu, dolayısıyla bu tür davaların 5 yıllık hak düşümü süresine tabi olduğu, davaya konu taşınmazların devir tarihlerinin de beş yıldan fazla olduğu ise de, bu gerekçenin yanlış olduğunu, ilk derece mahkemesinin davayı muvazaalı işlemin iptali olarak nitelendirmesi gerekirken, yazılı şekilde nitelendirmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, muvazaa iddiasının zaman aşımı ve hak düşümü süresine tabi olmadığını, TBK 19. maddesine dayandıklarını ve tasarrufun muvazaalı olması sebebiyle iptalini talep etmelerine rağmen mahkemenin muvazaa iddialarını dikkate almayarak hatalı bir değerlendirme yapmış olup kararın bu yönden de kaldırılmasını ve bozulmasını talep ettiklerini, bildirdikleri delillerin toplanmış olması halinde davaya konu tasarrufun muvazaalı olduğu ve hak düşümü süresine tabi olmadan esasa ilişkin bir...
BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında İİK'nın 277. vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi şartı aranmaz. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar.(Yargıtay 4.HD'nin 2021/15019- 2021/7421 E-K) Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....
Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça dosyaya sunulan haciz tutanaklarının, aciz vesikası hükmünde olmadığını, kaldı ki tasarrufun iptali istenen taşınmazda vekil edenin de mirastan gelen payı bulunduğunu, taşınmazın miras yolu ile intikal etmesi nedeniyle, taşınmazın başka bir yabancıya gitmemesi için davalı borçlu kardeşi T8 payını satın aldığını akabinde diğer bir mirasçı olan Ahmet Eroğuz'un da payını devraldığını dolayısı ile mal kaçırmak amacıyla yahut alacaklıyı uzrar kastıyla yapılan bir tasarrufun söz konusu olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Diğer davalı ise yargılama oturumlarına katılmamış ve cevap vermemiştir....
Mahkemece; davacının beyanına göre öncelikle muvazaa nedeniyle tapu iptali tescili talep edildiği bu olmadığında talebin tasarrufun iptali olduğu açıkça belirtilmiş olduğundan muvazaa nedeniyle tapu iptali tescil davasının konusunu oluşturan gayrimenkullerin ... İlçesi Tapu Sicil Müdürlüğünün ..., aynı köy 237 ada, 1 nolu parsel, aynı köy, 237 ada, 2 nolu parsel, aynı köy 237 ada, 7 nolu parsel ve ..., 630 ada, 17 parselin 1/2 hissesine isabet eden kısımların iptali ile ilgili olması nedeniyle Mahkememizi 6100 Sayılı HMK 'nun 12. Maddesi gereğince bu tür davalarda gayrimenkulün bulunduğu yer Mahkemeleri yetkili ve görevli olduğundan Mahkememizin yetkisizliğine ve görevsizliğine, yetkili ve görevli Mahkemenin gayrimenkullerin çoğunun bulunduğu yer Mahkemesi olan ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek ve HMK'nın 353/(1), b, 2 maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; Dava, TBK. 19 ve İİK'nun 278, 279 ve 280 maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi sadece İİK 278. maddesi yönünden inceleme yaparak davanın kabulüne karar vermiş, istinafa davalı T4 vekilinin geldiği görülmüştür. İİK'na göre tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
Ancak davaya konu edilen taraflar arasındaki bu alım satım ilişkisi değil, davalı şirket ile diğer davalı 3. kişi arasındaki muvazaalı olduğu ve iptali istenilen işlemdir. Özellikle vurgulandığı gibi tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. Maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır. " denilmektedir. Yargıtay ....
a sattığı, davalılar arasındaki satış ve devrin icra takibini sonuçsuz bırakmak gibi iyiniyetten yoksun bir amaçla yapıldığı, gerçek satış olmadığı,muvazaa nedeniyle geçersiz olduğu, İİK 277-279 maddelerdeki koşulların davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne; davalı borçlu ile ...i ... arasındaki onaltı adet taşınmazın satışına ilişkin 9.11.2010 ve 4.11.2011 tarihli tasarruflar ile borçlu ile annesi arasındaki şirket hisse devrine ilişkin 4.11.2010 tarihli tasarrufun davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili 17.1.2012 tarihli dilekçesi ile dava konusu 537 Ada 6 parselinin gerekçeli kararda yer almadığını belirterek tavzih talebinde bulunmuş; mahkemece davacının tavzih istemi 4.4.2012 tarih 2010/781 Esas 2011/707 Karar sayılı ek kararla reddedilmiş ek karar davacı vekili,esas karar davalı ... ve ... tarafından temyiz edilmiş; mahkemece 16.4.2012 tarih 2010/781 Esas 2011/707 Karar sayılı ek kararla davalı ......
Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu taşınmaz üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir. İhtiyati haciz asıl olarak İİK'nun 257- 268. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tasarrufun iptali davalarına ilişkin olarak ise İİK'nun 281/2 madde ve fıkrasında daha özel bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre hakim iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece tayin ve takdir olunur....
İİK. 277. ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptalini olmadığı takdirde TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptalini, davacıya, dava konusu taşınmaz üzerinde Balıkesir 1....
Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu nedenle davanın kabulü halinde davacı alacaklıya takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak, o mal üzerinde haciz ve satış istemi yetkisinin verilmesi gerekir. Bu tür davalarda dava değerini, takip konusu alacak ile iptali istenilen tasarruf konusu malın değerinden hangisi az ise o değer oluşturur.Dava değeri ise yargılama sonunda hükmedilecek harç, vekalet ücreti gibi yargılama giderlerinin hesabında matrah olarak esas alınır. Kısaca tasarrufun iptali davasının kabulü veya reddi halinde harç ve vekalet bu dava değerine göre belirlenirken, iptal takip konusu alacak ve ferilerine göre belirlenir....