Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılmış tasarrufun iptali davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır....

Öte taraftan bu tür davalarda dava değerini, davacının alacağının miktarı ile iptali istenilen tasarruf konusu malın değerinden hangisi az ise o değer oluşturur. (Yargıtay 4. HD., 2020/1479 E., 2021/2039 K.) Mahkemece dava TBK 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olmasına rağmen davanın hukuki nitelendirmesinde hataya düşülerek tasarrufun iptali davası olduğunun kabulü ile aciz vesikası aranması hatalı olmuştur. Somut olayda davacı vekilinin, eldeki davayı davalı borçlu T5 Gıda Rek. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine başlattığı icra takip dosyalarındaki alacağının tahsiline yönelik olarak açmış olmakla, söz konusu icra dosyaları celp edilmeli, takiplerin kesinleşip kesinleşmediği tetkik edilmeli, bir kısım takip dosyasında ödeme yapıldığı ve haciz işlemi uygulandığı belirtildiğine göre alacağın devam edip etmediği araştırılmalı, davalı T5 Gıda Rek. San. Tic. Ltd. Şti. ile dava dışı Meka Ofis Mob. Mim. İnş. Taah. Eğt. Hiz. Org. San. Tic. Ltd. Şti.'...

Bir davanın TBK’nın 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuki nedenine dayalı bir dava mı yoksa İİK’nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası mı olduğu taleple bağlılık kuralı çerçevesinde mahkemelerce takdir edilecektir. Bu bağlamda, talep sonucu açık veya belirli değilse Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca hâkimin davayı aydınlatma ödevinin bulunduğunu hatırlatmakta fayda vardır. Muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası dava konusu taşınmazın mülkiyetini etkileyen aynî nitelikte bir davadır. Muvazaa hâlinde taraflar arasında yapılan sözleşme (görünüşteki işlem) geçersiz olacağından böyle bir sözleşme taraflar arasında alacak borç ilişkisi doğurmaz ve tescil yolsuz hâle gelir. Buna karşılık İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası ise taşınmazın mülkiyetini etkilemez, yalnızca alacağın tahsilini amaçlayan şahsi nitelikte bir davadır....

    Tasarrufun iptali davası karşı dava olarak açıldığına göre asıl dava ile birlikte görülmesi gerekirken, ayrı esasa kaydedilmesi hatalı ise de; görevle ilgili başlangıçta yapılan bu yanlışlık sonradan verilen birleştirme kararı nedeni ile sonuca etkili görülmeyerek bozma nedeni yapılmamıştır. İİK’nun 277. vd. maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında dava şartlarından birisi de borcun tasarruftan önce doğmuş olmasıdır. Alacağın doğum tarihinden önce yapılan tasarrufların iptali istenemeyeceği için, takibe konu borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğup doğmadığının öncelikle belirlenmesi, bundan sonra aynı Kanun’un 278, 279, 280. maddelerinin uygulanma koşullarının araştırılıp değerlendirilmesi gerekecektir. Takibe dayanak senet 2004 yılında düzenlenmişse de tasarrufun iptali ile ilgili dava dilekçesi içeriğinden, alacaklı tarafın borçlu ile arasında eskiye dayalı ticari ilişkinin var olduğunu iddia ettiği anlaşılmaktadır....

      Ve terditli olarak TBK 19. Maddesine dayalı muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali istemine ilişkin olup davalılar arasında yapılan Afyonkarahisar İli Merkez İlçesi Erkmen Köyü 2993 ada 7 Parselde kayıtlı taşınmazın borçlu T6'ın 28/02/2014 tarih ve 4285 yev. Nosu ile T3 300.000,00- TL bedel karşılığında satış ve temlikinin muvazaalı işlem iddiasına dayalı tasarrufun iptali ile cebri icra istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında kural olarak, tasarrufun iptal edilebilmesi için borcun doğum tarihinin iptali istenilen tasarruf tarihinden önce olması gerekir....

      Hükümleri gereğince tasarrufun iptali davası açılamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir....

      Dava, TBK'nun 19. maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/01/2021 tarih ve 2018/392 Esas sayılı dava dosyasından verilen ara kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesine ait olduğundan, dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli daireye GÖNDERİLMESİNE, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nun 352. maddesi gereğince kesin olarak, oy birliği ile karar verildi....

        Mahkemece, davacının davasının tasarrufun iptali davası niteliğinde olduğu ve mahkemenin görev alanına girmediğinden HMK’nun 114/1-c maddesi göndermesi ile HMK’nun 115/2 maddesine gereğince davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

          Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvaazalı işlemin iptaline ilişkindir. İster İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında olsun isterse BK'nun 19.maddesine göre açılmış muvazaaalı işlemin iptali istemine ilişkin davalar olsun davanın görülebilmesi için iptali istenen işlemin borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerekir Somut olayda, davacı ... alacağı 02.12.2010 tarihinden başlayan fatura bedelllerine ilişkin olduğu, tasarrufun ise bu tarihten önce 04.10.2010 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davanın ön koşul yokluğundan reddine verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 15/03/2016 gününde oybirliğiyle verildi....

            Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı tarafından borçlu ve 3. kişi aleyhine taşınmazın satışına yönelik olarak açılan tasarrufun iptali davasının kabul ile sonuçlanıp Yargıtay 17....

              UYAP Entegrasyonu