Davacı vekili tarafından İlk Derece Mahkemesine sunulan 13.12.2021 tarihli İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararı hatalı olup davanın nitelendirilmesinin yanlış yapıldığını, dava İİK Md 277 vd. gereği tasarrufun iptali davası değil TBK Md 19' a dayalı muvazaa nedenli tasarrufun iptali davası olduğunu, Yargıtay kararları doğrultusunda İİK Md 277 vd. maddelerinden aykırı düşmeyenlerin kıyasen uygulanmasının talep edildiğini, davanın TBK m.19 gereği muvazaa davası olduğu belirtilerek konuya ilişkin hukuki değerlendirmeler ve emsal kararlara dava dilekçelerinde açıkça yer verdiklerini, bilirkişi raporuna göre davalı T6' ya yapılan devir işlemi yönünden; taşınmazın gerçek değeri ile devir bedeli arasında misliyle fark bulunduğu, yapılan tasarruf işleminin muvazaalı olduğunu ve mutlak olarak iptalinin gerektiğinin tartışılmaz olduğunu, davalı T5 yapılan devir işlemi yönünden ise; taşınmazın gerçek değeri ile devir bedeli arasında misliyle fark bulunmasa da bu devir yönünden...
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK'nın 19.maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı T3 vekili tarafından istinaf edilmiştir. Yüzeysel bakıldığında tasarrufun iptali davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre dava konusu taşınmazın evvelce davacı adına kayıtlı olmadığı, dolayısıyla 3.kişi adına olan tapu kaydının iptali ile başka bir 3.kişi adına tapu iptali tescil istemesi için dava ve taraf ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın HMK'nun 114/1/d ve 115/2 maddeler gereğince dava şartı yokluğunundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... adına velayeten ... tarafından temyiz edilmiştir. ../.. .... Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır....
Dava; ileri sürülüş biçimine göre İİK'nın 277 ve devamı madde hükümlerine dayalı tasarrufun iptali, olmadığı taktirde de TBK'nın 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal isteğine ilişkindir. (Terditli Dava) Yüzeysel bakıldığında İİK 277 vd maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBK 19. (BK 18) maddesine dayalı genel muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....
Yine, TBK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında 5 yıllık hak düşürücü süre uygulanmaz. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığından ve bu yönüyle hak düşürücü süre hükümleri eldeki davada uygulanmayacağından, davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın sadece AATUHK’nun m.24 maddesi anlamında tasarrufun iptali davası gibi değerlendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davanın TBK 19. maddesi anlamında satış işleminin iptali davası olduğu göz önüne alınarak işin esasına girilmesi ve taraf delilleri değerlendirilerek karar verilmesinden ibarettir....
TBK' nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaa iddiasına dayalı davalarda ise yazılı yargılama usulü uygulanır. Somut olayda, davacının asıl davada talebinin Didim 1. İcra Müdürlüğü' nün 2014/697 Esas sayılı dosyasından dolayı alacaklı olduğu, davalı borçlular T6 ile T12' nun alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik kendi adlarına oğulları olan davalı T11 lehine kazandırmada bulundukları, bu kazandırmaların tespit edilerek nam-ı müstear muvazaa nedenine dayalı tasarruflarının iptali ile cebr-i icra yetkisi verilmesine ilişkin olduğu, davacının birleşen davada talebinin Didim 1....
İcra Müdürlüğü’nün 2018/12798 E. sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatılmış ve takibin kesinleşmiş olduğunu, ilgili icra dosyasından borçlunun menkul ve gayrimenkul malına rastlanılmadığı ve borcun tahsil edilememiş olduğunu, davalı-borçlunun adına kayıtlı Adana İli, Seyhan İlçesi, Cemalpaşa Mah. 2510 ada, 1 parselde kayıtlı dükkan nitelikli taşınmazını 02/11/2016 tarihinde diğer davalı ve aynı zamanda borçlunun kardeşi olan T3'a alacaklılardan mal kaçırma maksadı ile düşük bir bedel ile muvazaalı olarak devretmiş olduğunu, a1alacaklılara zarar vermek kastıyla yapılan bu tasarrufun, müvekkili bakımından İİK’nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptali, aksi takdirde TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali ve müvekkili bakımından dava konusu taşınmaz üzerinde alacak ve tüm fer’ ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesi, İİK. 281/2 uyarınca dava konusu taşınmazların kaydına müvekkili şirketin bir güven kuruluşu olması sebebiyle...
e devredildiğini, yapılan tasarruf işleminin TBK'nun 19 ve İİK.'nun 277 ve devamı maddelerine göre geçersiz olduğunu belirterek, dava konusu tasarrufun iptalini, satış için yetki verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... Oto Kiralama Ltd. Şirketi vekili; tasarrufun 10/06/2010 tarihinde yapıldığını, ancak davanın 18/08/2016 tarihinde açıldığını, beş yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili; müvekkilinin davaya konu taşınmazı 10.06.2010 tarihinde 52.500-TL bedelle diğer davalıdan satın aldığını ve halen anılan taşınmazın müvekkili tarafından kullanıldığını, devir işleminde muvazaa bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur....
İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davaları ile TBK'nun 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanan iptal davalarının yargılama usulleri, ispat vasıtaları ve dava şartlarının birbirinden farklı olması nedeniyle, hangi hukuksal nedenlere dayanılarak karar verildiği açıklanmaksızın verilen ilk derece mahkemesi kararının taraflar nezdinde ve yasa yolu incelemesi bakımından denetim olanağı taşımadığı açık olup, usulüne uygun bir kararın varlığından söz edilemez....