Dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasıyla TBK'nin 19'uncu maddesine dayanılarak açılan tasarrufun iptali davasında davacının amacı, açmış olduğu katılma alacağının tahsili davası sonucu hak kazanacağı alacağını tahsil edebilmek için danışıklı olduğunu ileri sürdüğü hukuki işlemin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamaktır. Bu davayı açabilmek için de davacının karşılanması gereken bir katılma alacağı bulunup bulunmadığı, giderek hukuki yararının bulunması gerekir....
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dava TBK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre hakim, Türk Hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/4518 E. sayılı dosyasından hacizli olduğunun öğrenildiğini, bu dosya alacaklısının diğer davalı olduğunu, takibin senede dayalı olduğunu, davalıların akraba (dayı-yeğen) olduğunu, bu takibin ve dayanağı senedin muvazaalı olduğunu, aslında aralarında gerçek bir alacak borç ilişkisinin olmadığını, bu kadar borç para verilebilecek ekonomik durumun mümkün olmadığını, takibin borçluya hesap kat ihtarnamelerinin gönderildiği dönemde açıldığını, beyan etmiş, muvazaalı takibin iptali ile davacıya cebri icra yetkisi verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Dava, TBK'nın 19. Maddesine dayalı olduğundan hak düşürücü süre bulunmamakta, tasarrufun borcun doğumundan önce gerçekleşmesi şartı ile takip başlatılması ve aciz vesikası alınması gibi şartların da bulunmadığı tespit edilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Davacının terditli olarak açtığı davasının TBK 19. Madde uyarınca kabulü ile, Gebze 1. İcra Müdürlüğünün 2016/3797 Esas sayılı dosyasındaki takibin ve bu takibe yönelik yapılan haciz işlemlerinin muvazaa nedeniyle iptaline, İİK 277 maddesi uyarınca açılan davanın, dava şartlarının oluşmadığı görülmekle reddine," karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı T3 vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (TBK. 19. madde) istemine ilişkindir. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33. maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar, bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür. Bu nedenle davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 19. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğu kabul edilerek inceleme ve değerlendirmeler bu çerçevede yapılmıştır. Muvazaa nedenine dayalı, davalı borçlunun maaşını aldığı dava dışı kamu kurumu tarafından yapılan maaş haczi sırasına itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır....
Mahkemece, davacının talebinin taraflar arasındaki muvazaanın tesbitine ilişkin olduğu, muvazaa olgusunun HMK'nun106/2-3 maddesine göre maddi vakaların tek başına tesbit davasının konusunu oluşturmayacağını, iş akdine dayalı alacağın tahsilini sağlamak amacına yönelik olarak muvazaanın iddiası için tek başına tesbit davacı açılamaycağından bahisle davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş ve hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Gerek...'nun 277 maddesine göre açılan tasarrufun iptali davalarında gerekçe BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan danışıkli işlemin iptaline ilişkin davada asıl amaç alacağın tahsilini sağlamaktır. Nitekim tasarrufun iptali davalarında İİK 283/1 maddesi doğrudan BK'na göre açılan davalarda kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerektiği Dairemizin ve Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri arasındadır....
madde 19 kapsamında muvazaalı olduğunun kabulünün gerektiği kanaati ile davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve Aksaray Kapatılan 1....
KARAR Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde eş Maciye adına satın alınan 260 parsel sayılı taşınmazın eş tarafından muvazaalı olarak kardeşi davalı ...'e devrettiğini, tapu iptali ile müvekkili adına tesciline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satışın muvazaalı olduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacının dava dilekçesinde davalı eş adına kayıtlı taşınmazın muvazaalı olarak devredildiği iddiası ile tapunun iptali, ve tescilini talep ettiği anlaşılmıştır. Tüm bu açıklamalara göre, davacının talebi muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davacının iddiası genel hükümlere dayalı (TBK m. 19 vd.) olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde değildir....
Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 27.03.2018 tarih 2015/15608 Esas 2018/3304 Karar sayılı ilamı ile İİK'nun 277.maddesine göre davanın görülebilmesi için gerekli olan kesinleşmiş ve varlığını devam ettiren bir takip olmadığından bahisle, bu hukuki sebebe dayalı davanın reddi kararı yerinde olmakla birlikte terditli olarak talep edilen BK'nun 19.maddesi gereğince de davanın reddine karar verilmesi isabetli olmadığı,somut olayda, davacının 60.471,00 TL alacağı için bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığı ve Burdur İcra Mahkemesi'nin 2013/138 Esas 2013/223 Karar sayılı ilamı ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın kesinleşmesi ile takibin sonuçsuz kaldığı, ancak bu halde davacının alacağının bulunmadığını söylemek mümkün olmadığı,sadece o bonoya dayalı olarak takip hakkı olmayıp adi alacak olarak tahsilini talep etme hakkı var olduğundan, BK'nun 19.maddesine göre işin esasına girilerek, oluşacak...
, davalıların kendi aralarında yapmış oldukları muvazaalı takip işleminin B.K. 19 ve İİK 277- 283....