Bölge Adliye Mahkemesi, davanın BK'nun 19.maddesine göre açılan muvazaalı işlemin iptali davası olduğu, borcun 2000-2008 yılları arasında doğduğu, iptali istenen satış işlemlerinin bu tarihten sonra yapıldığı, davalı borçluya ait dört parça taşınmazın aynı gün gerçek değerinin çok altında bedellerle borçlunun kardeşi, kardeşinin oğlu ve kardeşinin eşine satıldığı düşünüldüğünde yapılan satış işlemlerinin muvazaalı olduğunun kabulü gerektiğinden davalılar vekilinin bu yöne ilişkin istinafı haklı olmadığından reddi gerektiği ancak mahkemenin davayı tasarrufun iptali davası olarak nitelemesinin hatalı olduğundan davacı vekilinin istinafının kabulüne, HMK'nın 353/1-b/2 madde ve bendinin tanıdığı yasal olanak çerçevesinde ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında yazılı bulunan dava türünün TBK 19.maddeye dayalı iptal davası olarak, İİK 280.madde uyarınca iptal gerekçesinin TBK 19.madde uyarınca iptal olarak düzeltilmesine; karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar vekili tarafından...
Mahkeme kararında, gerçekte olmayan bir alacağın varmış gibi gösterilmek suretiyle muvazaalı olarak takip ve işlem yapılması halinde alacaklının zarara uğratılması halinde TBK 19 madde uyarınca muvazza nedeniyle işlemin iptal edileceğinden bahisle bu tür davalarda borçlu hakkında aciz belgesi alınmasına gerek bulunmadığından, davacının muvazaalı işlemden bulunan kişiden alacaklı olmasının yeterli olduğundan, TBK 19.maddesini irdeleyerek Manisa 5. İcra müdürlüğünün 2015/3056 esas sayılı takip dosyasının muvazzalı olduğunun tespiti ile maaş üzerine konulan 1.sıradaki haciz işleminin iptaline karar verdiği görülmüştür....
muvazaalı devirlerin iptali gerekmektiği, devirlerin BK m. 19 uyarınca iptali talebiyle dava açıldığı, mal kaçırma saiki ilk bakışta anlaşılmakta olup, "yaklaşık ispat zaten sağlandığı" açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince ret kararına karşı verilen dilekçe istinaf dilekçesi olarak değerlendirilerek dosya Dairemize gönderilmiştir....
Mahkemece, 2011/718 Esas sayılı dosyada işlemin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairece; "...araç ve hattının mirasbırakan tarafından davalıya temlikinin TBK 19. maddesinde düzenlenen genel muvazaa kapsamında muvazaalı olup olmadığının incelenmesi, taraflar arasında görülmekte olan tapu iptali ve tescil davası da birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği..." gerekçesi ile bozulmuş, bozma kararına uyulduktan sonra asıl dava ile birleştirilmiştir. Mahkemece, murisin paylaştırma amacı ile temlikleri yaptığı gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davaların reddine dair verilen karar Dairece; "... muris ...,'nin mirasçısı olan eşi ...ye herhangi bir kazandırmada bulunmadığı, o halde, mirasbırakan Niyazi'nin sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yaptığından söz edebilme olanağı yoktur... Salihli 2....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, davacı tarafından dava koşulu olan aciz belgesinin ibraz edilmediği, İİK 105. maddede düzenlenen geçici aciz vesikasının da bulunmadığı, davalı borçlu adına kayıtlı araca ihtiyati haciz konulduğu, aracın değerinin tespit edilmediği, bu halde davalı borçlunun malvarlığının bulunduğunun kabulünün gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaalı işlem yapıldığı iddiasına dayalı tapu kaydının iptali ile borçlu adına tescili istemine ilişkindir. Bir davada taraflarca ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir....
Mahkemece, İİK’nun 283. maddesi hükmü gereğince muvazaalı işlemin iptaline gerek olmaksızın, davacının dava konusu taşınmazların haczini ve satışını isteyebilmesi yönünde hüküm oluşturulması gerekirken yazılı şekilde tapu iptali ve tescile karar verilmesi yerinde görülmemiş ise de; belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, mahkeme kararının 6217 sayılı Kanun'un 30 maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....
TBK'nın 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek olmadığı gibi, bu davalarda hak düşürücü süre de uygulanmaz. Şu halde; davacı vekilinin dava dilekçesinin içeriğinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanması ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Davanın TBK'nın 19. maddesi gereğince değerlendirilmesi yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeyerek davacının eşinden kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığı ve tasarrufun iptali davası koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/02/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptalini istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd. maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile işlemin iptali istenmiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, TBK 19.(mülga 818 sayılı BK.md.18) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür....
İcra Dairesinin 2008/1044 E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davanın açıldığı tarihten çok kısa bir süre sonra, 05.01.2005 tarihinde, borçlu davalının alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazı diğer davalı eşi ... adına satın aldığını, davalı eşin herhangi bir işi ya da gelirinin bulunmadığı gibi sosyal ve ekonomik durumunun bu işlemin yapılmasına uygun olmadığını, satış işleminin 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 18. [6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19.] maddesi kapsamında muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu bağımsız bölümün davalılardan ... adına satın alınmasına ilişkin 05.01.2005 tarihli tasarrufun iptali ile Ankara 7. İcra Dairesinin 2008/1044 E. sayılı dosyasında 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 283. maddesi uyarınca tapu iptal edilmeksizin haciz ve satış yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabı: 5....
Dava dilekçesine ve davanın ileri sürülüş şekline bakıldığında eldeki dava TBK 19. Maddesine dayalı tasarrufun iptali davasıdır....