Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil davası ile TBK 19 maddesine dayalı genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı davaların inceleme usulü farklı olduğundan davacı tarafa öncelikle talebini açıklattırmak üzere süre verilmesi, davacıdan murisin mirasçılarını gösterir varsa mirasın reddini de gösterir mirasçılık belgesinin istenmesi, davanın niteliği ve talebe göre taraf teşkilinin sağlanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur; HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçeler ile; 1- Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İzmir 4....

Dava Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı temlik işleminin iptali istemine ilişkindir. Bir davada öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. (HMK'nun madde 33)Somut olayda dava dilekçesindeki ileri sürüş biçimine göre dava hukuksal nitelikçe Türk Borçlar Kanununun 19 maddesinin özüne ve sözüne uygun muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir....

    Muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, davanın reddinin doğru olduğu, muvazaa hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değerinin taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların payına isabet eden değer olduğu gözetildiğinde davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin de doğru olduğu ve hükmün onanması düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma düşüncesine katılamıyoruz....

      Somut olayda, davacı tarafından mirasçı olmayan kişiye karşı ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında açılan tapu iptal ve tescil davasının dinlenme olanağının bulunmadığı, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye temsilci tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de pay oranında açılan davanın dinlenmesini mümkün hale getirmeyeceği de açıktır. Bu nedenle ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı olarak miras payı oranında açılan iptal tescil isteğinin usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine. Davacının, diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı, dava dilekçesinde ehliyetsizlik iddiası yanında muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde de bulunmuştur....

        'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Davacılar mirasbırakan ...'ın kayden maliki olduğu 376 ada 19 parsel sayılı taşınmazını satış suretiyle davalı oğlu ... temlik ettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ve murisin işlem tarihinde akli melekelerinin yerinde olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında tescilini istemişlerdir. Davalı, bakım karşılığı murisin taşınmazı devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştıur. Mahkemece muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

          En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır (TBK m.19). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 1.4.1974 günlü ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine göre dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal isteğine ilişkin olup, kesinleşmiş bir alacak olmadığı gibi yapılan bir icra takibi de bulunmadığından temyiz incelemesini yapmak görevi Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 24.12.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....

                Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile TMK'nin 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir....

                  Diğer taraftan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti HMK'nın 190.maddesi ve TMK'nın 6.maddesi gereği davacıya aittir. Somut olaya gelince; dinlenen tanık beyanlarında muvazaanın varlığına dair somut bir olgu ortaya konulamamıştır. Öte yandan, bedeller arasındaki fark tek başına muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi, mirasbırakan dava konusu ve dava dışı taşınmazları için gayrimenkul satış vaaadinde bulunmuş, sözleşmenin ifası için de davalı ...’i vekil tayin etmiştir. Hal böyle olunca; ispat edilemeyen davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....

                    UYAP Entegrasyonu