Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, Borçlar Kanunu'nun 19.maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır....

    Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır.Yüzelsel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır.Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar.Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir....

      Somut olaya gelince; mahkemece muris muvazaasına dayalı iptal-tescil, olmadığı takdirde tenkis istemi yönünden yukarıdaki ilkeler uyarınca bir araştırma yapılmamıştır. Hal böyle olunca, daha önce dinlenen tanıkların yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca yeniden dinlenilmesi, toplanan ve toplanacak delillerle birlikte mirasbırakanın davacı ve davalı ile beşeri ilişkileri belirlenerek, mirasbırakanın gerçek amaç ve iradesinin açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. TBK'nın 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek olmadığı gibi, bu davalarda hak düşürücü süre de uygulanmaz (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2020/2277 E. ve 2021/605 K. sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanılmış olup bu durumda davanın niteliği itibariyle TBK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olmasına göre bu davalarda hak düşürücü süre uygulanmayacağından davanın esasına girilmek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davalarında öngörülen 5 yıllık süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

        (TBK 19.) maddesine dayalı muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir. Muvazaa hukuki nedenine dayalı açılan iptal davalarında aciz belgesinin aranmayacağı yerleşmiş Dairemiz içtihatlarındandır. Bu nedenle davanın reddi için bir neden değildir. Davalı borçlu ile diğer davalılar arasında akrabalık bulunup bulunmadığı ve akrabalık derecesinin ne olduğu da açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu hususa ilişkin yeterli araştırma yapılmadan ve işbu dava ile birlikte görülmeye başlandıktan sonra ayrılan diğer davalardaki akrabalık ilişkisi ile bu davadaki akrabalık bağının davanın çözümünde etkili olup olmadığı belirlenmeden gerektiğinde davacıdan bu konuda açıklama istenmeden yetersiz inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 01.12.2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi....

          Mahkemece, aciz vesikası bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaalı işlem yapıldığı iddiasına dayalı tapu kaydının iptali istemine ilişkindir.Bir davada taraflarca ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir (HMK 33 md.) Dava dilekçesindeki açıklama ve nitelendirmeye göre dava TBK'nın 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava; TBK'nun 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında, davacı dilerse TBK. 19. maddesine, dilerse İİK. 277 ve devamı maddelerine göre muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davası açabilir. Yargıtay'ın yerleşik uygulamasında da belirtildiği gibi; iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....

            Somut olayda davacının talebinin TBK'nun 19.maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olarak kabulü ile davacı tarafından davalı ... aleyhine açılan ...Aile Mahkemesi 2014/66-2016/572 sayılı davasında davacı ile davalı ...’ın boşanmalarına ve davalı aleyhine 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiş ve verilen kararın bu maddi sonuçları kesinleşmiştir, bunun dışında dosya kapsamından mal rejimi tasfiyesine ilişkin davanın tefrik edilerek .....Aile Mahkemesi’nin 2014/758 esas sayılı dosyasında görüldüğü henüz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır....

              İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen dikkate alınması gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, ileri sürülüş biçimine göre TBK'nın 19.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu taşınmaz üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....

              un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, ortak mirasbırakan ...’in ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 1,2 ve 13 nolu bağımsız bölümleri davalı oğluna ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, işlemin mirastan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, sözleşmeden doğan bakım borcunu yerine getirdiğini, muvazaanın olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'...

                UYAP Entegrasyonu