Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu nedenle, 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla karar düzeltme isteğinin REDDİNE, HUMK'nun 442/3. maddesi ve 4421 sayılı Yasa gereğince takdiren 310,00 TL para cezası ve 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca bakiye kalan 9.40 TL karar düzeltme harcının davalıdan alınmasına, 11/01/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. (Muhalif) -KARŞI OY- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....

      Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davaları ile TBK'nun 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanan iptal davalarının yargılama usulleri, ispat vasıtaları ve dava şartlarının birbirinden farklı olması nedeniyle, hangi hukuksal nedenlere dayanılarak kabul kararı verildiği somut olarak açıklanmaksızın ve ayrıca davalı Suphi Karaaslan'ın davaya karşı koyma sebepleri üzerinde de hiç durulmaksızın verilen ilk derece mahkemesi kararının taraflar nezdinde ve yasa yolu incelemesi bakımından denetim olanağı taşımadığı açık olup, usulüne uygun bir kararın varlığından söz edilemez....

        Bir davada taraflarca öne sürülen maddi olguların hukuki değerlendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak HUMK'nın 76. maddesi (HMK md. 33) gereğince hakimin doğrudan görevidir. Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve yargılama aşamasındaki açıklamalara göre, dava niteliği itibariyle BK'nın 18. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığından iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. Davacının iddiasına göre bu davadaki amacı alacaklarını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. İİK'nın 277. ve devamını izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir....

          Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal-tescil ve ecrimisil isteklerine ilişkindir....

            Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 26.06.2014 gün ve 2014/176-278 E.K. sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 10.11.2015 gün ve 5438-12946 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde dahili davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Asıl dava vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine, birleşen dava muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal tescil isteklerine ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar onandıktan sonra davalılar karar düzeltme istemişler, 20.1.2015 günlü dilekçeleri ile de Daire üyelerini reddetmişlerdir. Hemen belirtilmelidir ki, Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 27.10.1983 gün 249/281 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 39. maddesinin 3....

              Buna göre, davacının beyan dilekçesindeki talepleri doğrultusunda davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı dava olduğu, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 2017/13567 Esas, 2016/2443 Esas, 2016/7918 Esas, 2018/680 Esas, 2014/9091 Esas, 2013/20153 Esas ve 2.Hukuk Dairesinin 2018/4326 Esas sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere, davacının talebinin genel hükümlere dayalı muvazaa nedeni ile tapu iptali ve tescil isteği niteliğinde TBK 19.maddesi ve devamındaki genel hükümlere dayalı olup mal rejiminin tasfiyesi kapsamına bir talep olmadığı, hal böyle olunca TMK'nun 2.kitabından kaynaklanmadığı için genel mahkemelerde görülmesi gerektiği, kaldı ki davanın Konya 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, hal böyle olunca istinaf inceleme görevinin Dairemize ait olmadığı, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesine ait olduğu anlaşılmakla görevli Dairenin belirlenmesi yönünden dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'na gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

              TBK'nun 19. maddesi gereğince açılan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasında ise; kural olarak 3. kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3. kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3. kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

              (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2019/937E 2020/5567K) İİK 277. maddesine dayalı açılan davalarda İİK 284. madde gereği tasarruf tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde açılması gerekmekle TBK 19. maddeye dayalı açılan davalarda ise her hangi bir süre söz konusu değildir. Somut olayda ise mahkemece tapu kaydının iptaline ve borçlu adına tesciline karar verilmişse de davaya konu edilen tasarrufların TBK 19. madde gereği değerlendirilmesi ve şartları varsa İİK283/1 maddesi kıyasen uygulanarak davacıya alacak miktarı ile sınırlı olarak taşınmazda cebri icra yetkisi verilmelidir....

              UYAP Entegrasyonu