"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve davada açıkça B.K.’nın 18. maddesine dayanılmasına, maddede öngörülen muvazaa hukuksal nedenine istinaden daha önce borçlu adına olan tapu kaydının tekrar borçlu adına döndürülmesinin istenmesine, muvazaaya dayalı iptal davalarının bir süreye bağlı olmadan açılabilmesine göre temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 04.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hal böyle olunca somut olayda davacının davası, yolsuz tescil (ketmi verese) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Bu nedenle mahkemece bu yönde araştırma ve inceleme yapılması gerekirken davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak kabul edilip davalılar arasındaki satış işleminde muvazaa bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda mahkemece davanın yolsuz tescil (ketmi verese) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğunun kabulü ile davacı ve davalılardan buna ilişkin delillerinin sorulması, davacı tarafından açıldığı bildirilen hasımlı veraset ilamının iptali davasının sonucunun beklenilmesi ondan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır....
İİK’nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Açıklama doğrultusunda dosya incelendiğinde; somut olayda, davacının "katılma alacağının önüne geçmek kastıyla muvazaalı bir devir işlemi" yapıldığını ileri sürerek tapunun iptal edilerek eski hale getirilmesi talebinde bulunduğu, davanın ileri sürülüşü itibari ile muhtemel alacağının tahsilini sağlamak amacını taşıdığı, isteminin katılma alacağı olmadığı, TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayandığı anlaşılmaktadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : TBK'nun 19. Maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemi KARAR : Bodrum 4....
ın davalı olarak eklendikten sonra muvazaa iddiasına yönelik hiçbir maddi delil bulunmadığını, müvekkilinin oryantallik yaptığını, ayrıca boşandığı eşinden haricen tazminat aldığını ve maddi gücü bulunduğunu, davacı tarafın iddiasını kesin ve inandırıcı hiçbir delille ispat edilemediğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 19 uncu maddesi uyarınca muvazaa nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil ve araç bedellerinin tazmini istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 1023 üncü maddeleri, 6098 sayılı TBK'nın 19 uncu maddesi. 3. Değerlendirme 1....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK'nın 19 maddesine dayalı muvazaa ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı şirket hissesinin devrine ilişkin işlemin iptali ile pay oranında tescil istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeni usulden reddine karar verilmiş, karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Ancak, böyle hallerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. 6098 sayılı TBK'nın 19 maddesi ile genel muvazaa düzenlenmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19.maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılabileceği, yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Şirket hisselerinin devri yönünden TBK'nın 19.maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Davacı şirket payının devrinin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ve muris muvazaası nedeni ile iptal talebinde bulunduğunu beyan etmiş, TBK'nın 19.maddesindeki muvazaa kapsamında değerlendirme yapılması gerektiğini beyanla talepte bulunmuştur....
Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile TMK'nin 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir. Somut olayda, dinlenen davacı tanıkları temlikin muvazaalı olduğu yönünde beyanda bulunmadıkları gibi temlikin muvazaalı olduğu yönünde başka delil de elde edilememiştir. Bu durumda muvazaa iddiasının kanıtlandığından söz etme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, ...’in davasının da reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin verilen karar, Dairece "....Temlikin gerçekleştirilme sebebinin mehir olduğu, 6098 sayılı TBK'nun 19.maddesinden kaynaklanan genel muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak dava açılmadığı ve buna bağlı bir istekte bulunulmadığı, ayrıca muris muvazaası iddiasının da kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir....
Muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, davanın reddinin doğru olduğu, muvazaa hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değerinin taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların payına isabet eden değer olduğu gözetildiğinde davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin de doğru olduğu ve hükmün onanması düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma düşüncesine katılamıyoruz....