Değerlendirme Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davacının 15/10/2019 tarihli dilekçesi ile 15/10/2019 tarihli ikinci ön inceleme duruşma tutanağında tescil istemi bulunması gözetildiğinde, dava dilekçesinin içeriği, somut olay anlatımı ve (3.2.1.), (3.2.2.), (3.2.3.) paragraflarında belirtilen yasal düzenlemeler gereğince, eldeki davada hile hukuki nedenine dayanıldığı, (3.2.4.), paragrafında yer verilen yasal düzenleme uyarınca, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, (eldeki davada davalının, öğrenmenin (ıttılaın) daha önce olduğu iddiasını ispat etmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır....
İddianın ileri sürülüş biçimine göre, davanın yasal dayanağının Borçlar Kanununun 19.maddesi olduğu anlaşılmaktadır. Muvazaa nedeniyle açılmış bulunan eldeki davada davalılar arasında gerçekleştiği ileri sürülen muvazaalı işlem, davacı yönünden haksız eylem niteliğinde olup, davacının boşanma davası sonucunda oluşacak alacak ile edinilmiş mallara katılma alacağının tahsilini sağlamak bakımından eldeki davayı açmakta hukuksal yararı bulunmaktadır. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yeri, 6100 sayılı HMK.nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi olup Aile Mahkemesinin görev kapsamı dışında kalmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın esasına girilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile dosyanın Aile Mahkemesine gönderilmesi doğru bulunmamıştır....
Taraflar arasında görülen tapu iptal tescil davasının mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil talebine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde özetle, dava konusu 19 parsel numaralı taşınmazı hile ile baskı ve ilaçların etkisi altında iken davalılara devrettiğini, taşınmazın aslında oğlu İrfan’a ait olduğunu, muvazaalı olan satış işlemi nedeniyle davalılar adına kayıtlı tapunun iptali ile oğlu ... ... adına tescilini talep etmiştir. Davalı ... davayı kabul etmiş, davalı ... davanın reddini savunmuştur....
Davalının bu yönlere değinen ve yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
C)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Açtıkları davanın muvazaa davası olduğunu, ancak davanın amacının alacağın tahsilini sağlamak olduğundan taşınmazın aynına ilişkin olmadığını, davanın alacağın tahsiline yönelik bir dava olduğunun göz önünde bulundurulması gerektiğini, davalı borçlu hali hazırda bir kez taşınmazı alacaklı davacıdan kaçırdığını, taşınmazın ikinci bir kez daha kaçırılmasının mümkün olduğunu, İİK'nun 281. maddesinde tasarrufun iptali davalarında daha özel bir geçici hukuki koruma tedbiri öngörüldüğünü belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir....
Diğer taraftan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti HMK'nın 190.maddesi ve TMK'nın 6.maddesi gereği davacıya aittir. Somut olaya gelince; dinlenen tanık beyanlarında muvazaanın varlığına dair somut bir olgu ortaya konulamamıştır. Öte yandan, bedeller arasındaki fark tek başına muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi, mirasbırakan dava konusu ve dava dışı taşınmazları için gayrimenkul satış vaaadinde bulunmuş, sözleşmenin ifası için de davalı ...’i vekil tayin etmiştir. Hal böyle olunca; ispat edilemeyen davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; TBK 19. maddesinde düzenlenen muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, temyize konu karar Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak verilmiştir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28/01/2022 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; TBK 19. maddesinde düzenlenen muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, temyize konu karar Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak verilmiştir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28/01/2022 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Gerçekten de dava ileri sürülüş biçimi itibariyle BK'nun 18 (yeni 19) maddesinde belirtilen gelen hükümlere göre açılmış bir dava olup, davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığı gibi 29.04.2015 tarihli dilekçesi ile de davanın BK'nun 18.maddesine göre açıldığını belirtmiştir. BK'nun 18.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış hukuksal nitelendirme nedeniyle yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....