Maddeleri uyarınca davanın açıldığını, iki Kanun maddesine de dilekçede yer verildiğini ve ikisine dayalı olarak davanın açıldığının belirtildiğini, ancak TBK m. 19 'a dayalı olarak tasarrufun iptali davası açılması ile İİK m.277 vd. dayalı olarak tasarrufun iptali davası açılması arasında hukuki olarak ortaya çıkacak farklar mevcut olduğundan aynı dava dilekçesinde iki kanun maddesine de yer verilerek tasarrufun iptalinin talep edilemeyeceğini, iki kanun hükmüne dayalı olarak açılabilecek davaların doğuracağı sonuçların , dava şartları, hak düşürücü süreleri birbirinden tamamen faklı olduğunu, davacı tarafından açılan davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından açılan dava eğer ki sadece İİK M. 277 vd. uyarınca açılmış olduğundan bahisle iptal davası hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düştüğünü, eldeki davada beş senelik hak düşürücü sürenin dolduğunu, İİK m. 277 vd. uyarınca tasarrufun iptali davası açılabilmesi için alacaklının elinde muvakkat...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/291 ESAS SAYILI ARA KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali ( TBK 19 ve İİK 277 v.d.) KARAR : İzmir 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/08/2022 tarihli 2022/291 Esas sayılı ara kararına karşı, davacı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ve davalı Ahmet Bağcı'nın boşanma aşamasında olduklarını, taraflar arasında İzmir 19....
iptali davası açma hakkının, alacaklının genel hükümlere (TBK. m. 19) göre muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davası açmasına engel teşkil etmediğini, İİK'ya dayanak açtıkları ve hali hazırda istinaf değerlendirmesinde bulunan dava sebep gösterilerek huzurdaki BK 19 uyarınca açtıkları muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davasının usulden reddedilemeyeceğini, İİK 277 uyarınca açılan dava ile TBK 19 uyarınca açılan davanın yasa ve Yargıtay içtihatlarına göre birbiri aleyhinde derdestlik oluşturmayacağını" öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Hükmüne uyulan bozma ilamında, davanın İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğu, borçlu davalı ... tarafından taşınmazın diğer davalı ...’a satış tarihinin 19.06.2002, dava tarihinin ise 12.03.2009 olduğu, İİK'nin 284. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılmasının öngörüldüğü, sürenin hak düşürücü süre olup, mahkemece resen nazara alınması gerektiğinden mahkemece davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar vermek gerekirken yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığına değinilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme her ne kadar dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiş ise de davanın İİK 277 ve devamı maddelerinin kıyasen uygulanması talepli TBK m.19 muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğunu, muvazaa hukuksal nedenine dayalı açılan tasarrufun iptali davalarında zamanaşımı/hak düşürücü sürenin söz konusu olmayacağını, Yerel Mahkemenin davayı muvazaa iddiası ile TBK m.19'a dayanarak açmalarını göz ardı ederek karar verdiğini, bu nedenle Yerel Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davalarında hak düşürücü süre bulunmadığından istinaf taleplerinin kabulü ile yerleşik içtihatlara aykırı Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın TBK 19'a ilişkin tasarrufun iptali davası olarak değerlendirilip karara bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir...
Ancak İİK 283 maddesinin kıyas yoluyla uygulanması durumu TBK.nun 19. maddesine dayanılarak, muvaza nedeniyle açılan davanın niteliğini değiştirmez. Yani bu davayı tasarrufun iptali davasına dönüştürmez. Bu durumda mahkemece yapılması gereken İİK’nun 277 ve devamı maddeleri kapsamında tasarrufun iptali şartlarının eldeki dava bakımından oluşup oluşmadığını belirlemek, oluşmadığının anlaşılması halinde ise davacının aynı zamanda BK'nun 19. maddesine dayanarak da tasarrufun iptaline yönelik talebinin olması nedeniyle BK'nun 19. maddesi kapsamında delilleri toplayarak dosya kapsamına uygun bir karar vermekten ibarettir. Anlatılanlar ışığında, mahkemece yapılan araştırma ve değerlendirmenin hüküm kurmaya elverişli olmadığı görülmekle, HMK.nun 353/1- a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi amacıyla dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali ya da BK 18. (TBK m.19) kapsamında açılmış iptal davası olması halinde dahi davacı alacağının iptali istenen borçlu tasarrufundan sonra doğmuş olduğunun anlaşılmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 0,90 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 22.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/06/2021 tarih, 2020/148 Esas ve 2021/183 Karar sayılı hükmünün, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü; İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalı T4 arasında 24.09.2013 tarihli kredi kartı üyelik sözleşmesi imzalandığını, borcunu ödemekten imtina ettiği kullanılan kredi kartının geri ödemesinin yapılmaması üzerine İzmir 23. İcra Müdürlüğünün 2017/5781 Esas sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, takibin kesinleştiği, İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2018/14484 Esas sayılı takibin ve bu takipten borçlu-davalı T4 maaşı üzerine konulan haciz işlemlerine ilişkin tasarrufların İİK.’nun 277 ve devamı maddeleri ile TBK.’nun 19.maddesi ile gereğince iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Alacaklının bu soruya vereceği cevaba göre ya BK 19. maddesine dayalı dava ya da İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı dava açar. Muvazaa olmadan da salt alacaklıları zarara uğratmak için devir yapılabilir. Tasarrufun iptali davası, ayni nitelikte olmayıp kişisel bir dava olduğu hâlde, muvazaa davası ayni nitelikte bir davadır. Taşınmaza ilişkin muvazaa davalarında hâkim tapu kaydının borçlu adına tesciline karar verir. Muvazaa iddiası, zaman aşımına bağlı olmadan ileri sürülebildiği hâlde iptal davasının tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren en geç hak düşürücü süre olan beş yıl içinde açılması gerekir (İİK m.284). Yukarıda belirtilen ilke ve kurallardan da anlaşılacağı üzere TBK 19. maddesine dayalı muvazaa davası ile İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası şartları ile hüküm ve sonuçları bakımından birbirinden ayrı davalardır....
İptal davası iyi niyetli üçüncü şahısların haklarını ihlal etmez." hükmü gereği dava şartı eksikliği gerekçesi ile reddi gerektiğini, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Samsun 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/263 esas, 2022/89 karar sayılı dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (TBK 19 ve İİK 277 ve devamı) kabulüne talebinin karşı, davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; tasarrufun iptali (TBK 19 ve İİK 277 ve devamı) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......