Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/25 E. – 2022/192 K. sayılı ilamı ile davanın tasarrufun iptali yönünden kabulü ile davalılardan Nurcihan Demir adına kayıtlı Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, Sancaktepe Mah. 446 Ada, 6 parsel üzerinde bulunan yapının 12 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile S.S....
Maddesi ibaresi kullanılmış ise de iddianın ileri sürülüş şekline ve dava dilekçesinin içeriğine ve talep sonucuna göre taraflar arasındaki dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince değerlendirmenin yapılması gerekir. Davada öncelikli talep İİK'nun 277 ve devamı maddeleri kapsamında düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 3. Hukuk Dairesi iş bölümünün 10. maddesinde; "İcra İflas Kanunu ve 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan tasarrufun iptali davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....
Mahkemece davanın muvazaa ile borçlunun alacaklılarını zarara uğratma kastıyla hareket ettiği iddiasıyla tasarrufun iptali davası ve taşınmazın uyuşmazlık konusu olmadığı, tasarrufun iptali davasının amacının tasarrufun paraya çevrilmesi suretiyle alacağın tazmin edilmesi olduğu değerlendirilerek tedbir talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu hali ile davacının istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, incelemeye konu tedbire ilişkin davanın hem aile konutu hukuksal nedenine dayalı (TMK,194) hem de muvazaa hukuksal nedenine dayalı (TBK,19) tapu iptal ve tescil davası olduğu hususu da gözetilerek davacının ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi ve verilecek karar gerekçesinin karışıklığa mahal vermemek için hangi hukuksal sebebe dayandığının denetime açık olacak şekilde gerekçelendirilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/10/2021 NUMARASI : 2021/166 ESAS, 2021/551 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Maddesine dayalı ) KARAR : Çarşamba 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15/10/2021 tarih, 2021/166 esas 2021/551 karar sayılı kararına karşı, davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Çarşamba 2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Bafra 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/63 esas, 2022/230 karar sayılı dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı-TBK.19 m.) talebinin kabulüne karşı, davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı-TBK. 19. m.) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......
Özellikle vurgulandığı gibi tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. Maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır..." şeklinde belirtilmiştir. İstanbul BAM 8....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalı Lale’nin davalı Hsüeyin ile aynı ilçeden olduğunu, ayrıca davalı Hüseyin ile davalı Lale’ye vekaleten satışı gerçekleştrien eski eşi Gürkan Altun’un aynı köyden olduğunu, taşınmazın devrinin muvazaalı olduğunu, dava ayrıca TBK 19. Maddesinde düzenlenen muvazaa iddiasıyla açılmış olup bu hususun yerel mahkemece göz ardı edildiğini, muvazaa iddiasıyla açılan davalarda borcun doğumu tarihinin bir önemi olmadığını, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava İİK.277.vd.md.uyarınca olmadığı taktirde TBK.19.md.uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
KARŞI OY YAZISI Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dava konusu işlemin muvazaalı olduğu yönündeki Dairemiz çoğunluğunun düşüncesine iştirak edildiğinden bu konuda bir değerlendirme yapılmamıştır....
Mahkemece, dava tasarrufun iptali davası olarak değerlendirilmiş, tasarrufun iptali davası için gerekli şartlar oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş olup hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava, BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33. maddesine göre hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Dava dilekçesindeki açıklamalarda TBK 19. maddesine dayanarak açtıkları anlaşılmaktadır. Davacı kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, BK 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabilir....
ya satıldığını, TBK. 19. maddesine göre muvazaalı olan tasarrufun iptali ile taşınmazın davalı borçlu ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, aciz belgesi bulunmadığını, muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığını ve taşınmazın bedel karşılığı alındığını, taraflar arasında boş senet düzenlendiğini, davalı ...'nin davacıyı bırakmaması ve ona bakması için zorlama amacıyla bu senedin kullanılmak istenildiğini, dolayısıyla gerçek bir alacağın bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı borçlu ..., davaya cevap vermemiştir....