Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çekişmeli taşınmazlarda dava dışı kişiler adlarına tapu kaydı oluşturulmuş olup hu aşamada davaya tapu iptal ve tescil davası olarak devam edilemez ise de davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi davacının zilyetliğinin tespiti isteminde bulunmasında da sonrasında ileri sürülecek hak talepleri açısından hukuki yararı mevcuttur. O halde mahkemece davaya zilyetliğin tespiti davası olarak devam edilmeli, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacya iadesine, 28.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    davacının Hazineyi hasım göstererek dava konusu 1677 parselde adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açtığı, 1677 parsel sayılı taşınmazın da 6292 sayılı Kanun uyarınca dava tarihinden sonraki bir tarihte satılarak dava dışı ... adına tescil edildiği, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın, 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte ve Hazineye yöneltilerek açılması gerektiği, taşınmazın 3. şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra şerhe yönelik davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, yargılamanın devamı sırasında taşınmazın 6292 sayılı Kanun gereği satış işlemi nedeniyle ... adına tapu kaydı oluşturulduğu, bu aşamada davaya tapu iptal ve tescil davası olarak devam edilemeyeceği ancak davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi davacının zilyetliğinin tespiti isteminde...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı; çekişme konusu 107 ada 95 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan ... zilyetliğinde ve kullanımında iken kadastro tespiti sırasında davalı kardeşi ... adına tespit gördüğünü, davalı kardeşinin de bu taşınmazı diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve satış göstermek suretiyle diğer davalı kayınbiraderi ...’a temlik ettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescile karar verilmesini istemiştir. Davalılar; zamanaşımı definde bulunarak, taşınmazın uzun zamandır davalı ... zilyetliğinde bulunması sebebiyle adına tespit edildiğini, mirasbırakanın bu taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunmadığını, diğer davalı ...'ın ise bedelini ödeyerek taşınmazı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/12/2021 NUMARASI : 2018/557 ESAS, 2021/331 KARAR DAVA KONUSU : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

        Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK‘nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görevi belirlenmiş olup buna göre, dava konusunun değer ve tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar, taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalar, taşınır ve taşınmaz mallarda salt zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalar ve bu kanun ile diğer kanunların sulh hukuk mahkemesi ve sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davalardır. Yine Kanunun 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmiştir....

        Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK‘nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görevi belirlenmiş olup buna göre, dava konusunun değer ve tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar, taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalar, taşınır ve taşınmaz mallarda salt zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalar ve bu kanun ile diğer kanunların sulh hukuk mahkemesi ve sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davalardır. Yine Kanunun 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmiştir....

        Bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile diğer genel kanun hükümleri ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 19.maddesinin 12. fıkrası hükümlerine göre, taşınmaz üzerinde bulunan yapı, ağaç ve benzeri muhtesatın aidiyetinin tespiti istemiyle açılan her türlü davalar sonucunda genel mahkemelerce verilen hüküm ve kararlara karşı yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek Yargıtay (7.) Hukuk Dairesine ait olmakla, dosyanın gereği için anılan Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince adına orman sınırları dışına çıkartılan dava konusu yerde 2010 yılında 3402 sayılı Yasa'nın ek 4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosundan kaynaklanan davacının zilyet bulunduğunun tespiti ve şerhi isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.)...

            Uyuşmazlık konusu 106 ada 21 parsel Toprak Tevzi Komisyonunun 17.5.1957 tarih 207 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak Hazine adına kadastroca tespit ve tescil edilmiştir. Uyuşmazlık konusu taşınmaz kadastro öncesi Toprak Tevzi Komisyonunca yapılan çalışmalar sonucu Hazine adına tapuya bağlandığına göre tapu kaydının oluştuğu 1957 yılından sonra tapulu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik hukuken bir değer taşımaz ve kişi yararına herhangi bir hak bahşetmez. Bu durum karşısında davacı taraf 17.5.1957 tarihinden geriye doğru taşınmaz tapusuz durumda iken bu tür taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliği kanıtlamak zorundadır. Yani zilyetliğin başlangıcı 1937 yılına gitmektedir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve tanıklar davacının zilyetliğinin 1966 yılından itibaren başladığını, daha öncesinde davacının bir zilyetliğinin bulunmadığını ifade etmişlerdir. Buna göre davacının 1957 yılından öncesinde zilyetliğinin bulunmadığı açıktır....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın beyanlar hanesindeki kullanım şerhinden kaynaklanan kullanıcı adının düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu