Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Elbette cebri icra ile ilgili olarak temel yasa niteliğindeki İİK menfi tesbit davalarında icranın durdurulmasını özel koşullara bağlamıştır. Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması, kira alacağı istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 11.01.2011 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, davalı ile ... 1....

    TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/593 ESAS-DERDEST DAVA KONUSU : Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali Ve Her Türlü Takyidatan Ari Tescil KARAR : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İ D D İ A: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı T3 ile akdedilen taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri uyarınca bedeli tamamen ödenen ve davacı müvekkiline fiilen teslim edilen dava konusu taşınmazların yargılama sürecinde rızaen veya cebri icra yoluyla 3.kişilere satışının önlenmesi için teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile her türlü takyidattan ari bir şekilde müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı T6 A.ş....

    (Telefoncu) vekili, 26.12.1988 tarihli satış vaadi sözleşmesinin hile ile temin edilmiş belge olduğunu, sözleşmenin ifa olanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

      Mahkemece, davanın kabulüne karar verilerek, dava konusu 244 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 15/80 hissesinin davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

        Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

        Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

          Mahkemece, yanlar arasında düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığından muvazaa sebebi ile geçersiz olduğunu belirterek sözleşmenin iptaline, 2005/269 Esas sayılı dosyada açılan davanın kısmen kabulü ile 2482 parsele ait tapu kaydının iptali ile ... adına tapuya tesciline, 300.000 ve 100.000 Amerikan Doları bedelli senetler nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine, cezai şartın tahsili istemiyle davalı-davacı ... tarafından açılan karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı-davalı ... ve davalı-davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil, olmadığı takdirde davalıya devri yapılan taşınmazın mülkiyetinin iadesi, sözleşme kapsamında düzenlenen senetlerin iptali, menfi tespit ve cezai şart olarak belirlenen bedelin tahsili isteğine ilişkindir....

            Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin, Türk Medeni Kanunu’nun 1009 maddesi uyarınca tapunun beyanlar hanesine şerhi olanaklıdır. Böylece, sözleşme alacaklısı sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını kuvvetlendirmiş olur ve üçüncü kişilere karşı ileri sürme olanağı kazanır. Tapu Kanunu’nun 26/6 maddesi uyarınca bu şerh 5 yıl için geçerli olup 5 yılın dolmasıyla kayıttan silinir ve anılan gücünü yitirir. Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra 5 yıl içinde kayda işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlıyacak nitelikteki şerhler de sözleşme alacaklısını bağlamaz. Dava konusu 441 parsel numaralı taşınmazda kök muris ... (416/832) oranında paydaştır. Kayıt maliki ...'ın 1971 yılında öldüğü ve mirasçı olarak eşi ...ile çocukları ..., ... ve murisin kendisinden önce ölen oğlu ...'in oğlu ...'...

              TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 26/12/2020 NUMARASI : 2019/1593 E - 2020/336 K DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 29/09/2013 tarihinde davacı ile davalı arasında akdedilen adi satış sözleşmesi gereği İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, Koza Mahallesi, 382 ada Sedef Blok 12. Kat daire 242 de bulunan bağımsız nolu davalı adına kayıtlı taşınmazın pürüzsüz ve takyidatlardan ari olarak davalı adına olan kaydın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince mahkemenin görevsizliğine, karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

              UYAP Entegrasyonu