Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma” kuralı ile bağdaşmayacağından dinlenmez....

    Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki başlıklı 6100 sayılı HMK'nın 12. maddesinin birinci ve üçüncü fıkrasında "1)Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. 3)Bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da açılabilir." hükmüne yer verilmiştir. Bu kural kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece re'sen gözetilir. Somut olayda, uyuşmazlık; 17/03/2018 tarih ve 600435 numaralı Devremülk Satış Sözleşmesinin feshi ile davacının yapmış olduğu 47.000,00 TL tutarındaki ödemenin iadesi ve hisseli tapu kayıtlarının iptali istemine ilişkindir. Dolayısıyla uyuşmazlığın bu haliyle, kamu düzenine ilişkin, kesin yetki ve taşınmaz üzerindeki ayni hak iddiasına ilişkin yetkiyi düzenleyen HMK'nın 12. maddesi kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/06/2020 NUMARASI : 2015/1119 ESAS, 2020/191 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : Alanya 3....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların tacir sıfatına haiz olduğunu ve taraflar arasındaki satış işleminin ticari işe olduğunu, görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğundan mahkemesince verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, aynı doğrultuda Yargıtay kararları bulunduğunu, mahkemenin tarafları ve konusu aynı olan dosyada tensip zaptı düzenlemesi ile çelişkide olduğunu, müvekkilinin davalı ile arasında aynı sitede bir başka bağımsız bölüm için KDV iadesi dosyasından mahkemenin tensip zaptı düzenleyip kendisini görevli kabul ettiğini dosyaların tek ve çift numara olarak ayrılması nedeni ile iki farklı karar çıktığını belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İstinaf talebine karşı beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır. Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi nedeni ile satış bedeline dair KDV farkının iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan Beyoğlu ......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve bedel iadesi ... ile ... aralarındaki tapu iptali, tescil ve bedel iadesi davasının reddine dair Mudurnu Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.10.2011 gün ve 50/107 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, dava konusu 155 ada 3 parselde kayıtlı taşınmazı, vekil edeninin, davalıdan 1994 yılında 45.000.000 liraya satın aldığını, bu işlemi 28.04.2003 tarihinde yazılı hale getirdiklerini, bu parselin kadastroca kayıt altına alınmasına rağmen davalının, hissesini davacıya devretmeye yanaşmayarak, ortaklığın giderilmesi davasını açtığını açıklayarak, öncelikle 155 ada 3 parselde kayıtlı taşınmazdaki davalı ......

          Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde esaslı unsur olarak tarafların adları veya temsilci ya da vekillerinin kimlikleri, satışa konu taşınmaz ve nitelikleri semen ve hukuki sebebin gösterilmesi gerekir.Taşınmaz satışında semen (satış bedeli) de satış aktinin asgari objektif unsurları arasındadır. Soruna taşınmaz satış vaadi sözleşmesi açısından bakılırsa semen, satışı vaat olunan taşınmazın bedeli, kısaca vaat alacaklısının karşı edimidir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 97. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir. Nitekim TBK'nın 97. maddesinde "Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme ... olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir." hükmü düzenlenmiştir. Yargıtay 14....

            Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 21.06.2012 gün ve 141-320 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık taşınmaz satış sözleşmesinin feshi ile ödenen satış bedelinin iadesi istemine ilişkin bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 17.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              kalan 120.000,00 TL'yi de hazır olduğunu beyan etmesine rağmen, davalı şirketin buna yanaşmadığını ve kendince sözleşmeyi feshettiğini müvekkiline bildirdiğini, oysaki şirketin bu şekilde fesih hakkının bulunmadığını, yerleşik Yargıtay kararları uyarınca müvekkiline davalı müteahhitçe yapılan satış sözleşmesinin alacağın temliki hükümlerine göre geçerli olduğunu, 4 nolu bağımsız bölümün karşılığı olan parayı teslime hazır olduğunu, ancak davalının buna yanaşmadığını belirterek, dava konusu 4 nolu bağımsız bölümün davacı adına tescilini, tapu iptali ve tescil talebinin uygun bulunmaması halinde ise, davaya konu satış vaadi sözleşmesindeki davalıların hisselerinin rayiç bedelleri tespit edilerek dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte, rayiç bedeli belli olmadığı taktirde satış bedelinin satış vaadi sözleşmesinin düzenlenme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte günümüz değerine güncellenerek, müvekkiline verilmesine ve dava konusu taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi...

              Satış Vaadi Sözleşmesi-Kredisiz Satış" başlıklı adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedildiğini, davacının satış bedelinin tamamını davalı ...r İnşaat A.Ş'ye ödediğini, ancak davalıların taşınmazı davacıya teslim etmeyerek mağduriyetine neden olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptaliyle, tüm hacizlerden ve takyidatlardan ari bir şekilde davacı adına kayıt ve tesciline, tapu iptal ve tescil mümkün olmadığı takdirde şimdilik 512.500,00 TL'nin ve mahrum kalınan kira kaybı nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL'nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Dava konusu uyuşmazlıkla ilgili davacı ve davalı arasında yapılmış, 6098 sayılı TBK'nın 2.kısmında 207-281.maddeleri arasında düzenlenen menkul ve gayrimenkul satış sözleşmesi ile diğer satış sözleşmesinin söz konusu olmadığı, 282-284.maddeleri arasında düzenlenen mal değişim sözleşmesi bulunmadığı, 285-298.maddeleri...

                Şahıs lehine konulduğu anlaşıldığından ve davada asıl ipotek alacaklısına husumet yöneltilmediğinden, davada taraf olmayan 3.şahıs yönünden ipoteğin kaldırılmasına ilişkin karar verilemeyeceğini beyan etmiş, davacının istinaf taleplerinin reddine ve davanın da reddine dair karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tüketicinin yükleniciye karşı açmış olduğu satış vaadi sözleşmesinin iptali, emredici düzenlemelere aykırı olarak düzenlenen senetler hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi, senetlerin iptali, peşinat olarak verilen taşınmazın ipotek ve satışının engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve üzerine konulan ipoteğin kaldırılması talebini içermektedir. İlk derece mahkemesince, taraf delilleri toplanmış, kurum ve kuruluşlara müzekkere yazılarak bilgi ve belgeler celp edilmiştir. 6502 sayılı TKHK'nın 43.maddesinde cayma hakkı, 45.maddesinde ise sözleşmeden dönme hususu düzenlenmiştir....

                UYAP Entegrasyonu