Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 15. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 13.09.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    Davacı sözleşmenin gereğinin yerine getirilmediğinden bahsile verilen paranın iadesi ile iş bedeli olarak davalı adına tescil edilen tapunun iptali ve adına tescilini talep etmiş, davalılar vekili davanın reddini dilemiş Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ile tapu iptal tescil talebinin reddine ve ödenen bedelin iadesine dair verilen karar davacı müflis yüklenici kooperatif iflas memurlarınca temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından; davanın 12.03.2012 tarihinde açıldığı, 14.03.2012 tarihinde dava konusu taşınmaz üzerine tedbir konularak tapuya şerh edildiği, yapılan itiraz üzerine mahkemece tedbir kararının 02.05.2012 tarihli karar ile kaldırıldığı, kararın temyizi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 14....

      Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur....

      Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." Dava, bedelde muvazaa iddiasına dayalı önalım hakkında kaynaklı tapu iptal tescil davasıdır. Mahkemece yapılan keşif, alınan bilirkişi raporları ve tanık beyanları ile bedelde muvazaa iddiasının ispatlandığında bahisle, 10.929,61 TL üzerinden tapu iptal tescil karar verilmiştir Bedel de muvazaa iddiasında bulunan davacı, iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Taşınmazın tapudaki değeri ile gerçek değeri arasında misli fark bulunması, bedelde muvazaayı tek başına ispatlamaz. Somut olaya bakıldığında, taşınmazın gerçek değeri ile tapudaki değeri arasında misli fark bulunsa da, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından muvazaa yapıldığı ispatlanamamıştır....

      Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar K.'146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni K.'nun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10/11/2016 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25/03/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, mirasçılar arasında yapılan miras payının devri hukuki sebebine ve satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı vekili, dava konusu 303 parselin murisleri ... adına kayıtlı olduğunu, ...'ın ölümü ile dava konusu taşınmazın 18.05.1965 tarihli rıza-i taksim sözleşmesiyle paylaşıldığını ve paylaşım krokisinde dört numara ile gösterilen kısmın davalıların murisi ...'e isabet ettiğini, ...'in bu hissesini davacı kardeşi ...'...

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/06/2019 NUMARASI : 2019/48 ESAS 2019/231 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil KARAR : Sakarya 5....

        Hukuk Dairesi İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21/02/2018 tarihinde verilen dilekçeyle harici satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal tescil terditli alacak talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın alacak talebi yönünden kabulüne dair verilen 09/05/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5....

          BORÇLAR KANUNU [ Madde 22 ] "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.07.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.05.2007 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, 28.06.2004 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir. Gerçekten; kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşmelerdendir. Vaad alacaklısı taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle mülkiyet devir borcu yüklenen vaad borçlusunun edimini yerine getirmemesi halinde edimin hükmen yerine getirilmesini mahkemeden isteyebilir....

            Ancak dava ve cevap dilekçesinin içeriğinden ve dosyaya celbedilen tapu kaydından dava konusu bağımsız bölüm davalı tarafından imal edilerek davacı adına teslim ve tescil edilmemiştir. Her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, alacaklı, temerrüde düşen borçludan TBK 125. (eski BK 106. vd.) maddeleri çerçevesinde aynen ifa ve gecikmeden dolayı uğradığı zararının veya aynen ifayı reddederek müspet zararının yahut sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazminini seçimlik olarak isteyebilir. Davacı taşınmazın tescilini de talep etmeden sadece geç teslimden kaynaklı gecikme cezası alacağının tahsilini istemiştir....

            UYAP Entegrasyonu