Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.06.2014 gününde verilen dilekçe ile taşkın yapı nedeniyle tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava TMK'nın 725. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir....

    TMK’nin 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanunu'nun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALTESCİL-TAZMİNAT Taraflar arasındaki davadan dolayı Finike Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 13.04.2015 gün ve 2014/74 Esas,2015/167 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 04.07.2019 gün ve 2016/3719 Esas, 2019/4356 Karar sayılı kararın düzeltilmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Yargıtay onama ilamı davalı vekiline 22.08.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, karar düzeltme dilekçesi ise;15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 09.09.2019 tarihinde verilmiştir.Öte yandan,karar düzeltme süresinin son günü adli tatil bittikten sonraki 06.09.2019 gününe rastladığından olayda 6100 sayılı HMK.'nun 104. maddesinin uygulama yeri de bulunmamaktadır. Bu durumda,(6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'...

        Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. (Sübjektif koşul) b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.06.2013 gününde verilen dilekçe ile taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali tescil ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakanı ...'un maliki olduğu 260 parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalıya temlik ettiğini, sözleşmenin muvazaalı olduğunu ileri sürerek muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına kayıt ve tescilini, olmadığı takdirde başkasının arsasına iyiniyetle bina yapan malik olması nedeniyle bedeli karşılığı taşınmazın adına tescilini istemiştir. Davalı, sözleşmenin muvazaalı yapılmadığını, ayrıca taşkın inşaat nedeniyle tescil şartlarının da oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin geçerli olduğu, taşkın inşaat nedeniyle tescil şartlarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı....

              Somut olayda; mahkemece, davacının iyiniyetli olarak kabul edildiği ancak taşkın inşaatın yapıldığı taşınmazın taşan kısmının 06.06.1989 tarihli satış işlemi ile davalı adına tescil edildiği, temliken tescil talebinin şahsi hakka ilişkin olması nedeniyle ancak inşaatın yapıldığı sırada malik olanlara karşı yöneltilebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Çaplı taşınmazlarda iyiniyet iddiası dinlenemeyeceğinden davacı iyiniyetli kabul edilemez. Yukarıda açıklandığı üzere taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil davalarında taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan tapu iptali ve tescil talebi yeni malike karşı da ileri sürülebilir....

                Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir....

                  Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1626 E. sayılı dosyasında davalıya ait taşınmaza davacının elatmasının bulunduğunun tespit edildiğini, davacının taşınmaza elatmasının kötü niyetli olduğunu, inşa edilen binanın da ruhsatsız olduğunu, taşkın inşaat nedeniyle dava konusu taşınmazın inşaat alanının küçüldüğünü, inşaat sektöründeki yenilikler sonucu binaların zarar görmeden tecavüzlü kısmın ortadan kaldırılabileceğini beyanla davanın reddini savunmuştur....

                    Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Davacı, 1960 yılında belediyeden alınan ruhsata dayanarak yaptığı binanın bulunduğu taşınmazın imar uygulamasıyla paylı hale gelerek ortaklığın giderilmesi davası sonucunda davalıya satıldığını, taşkın yapı nedeniyle taşınmazın adına tescili gerektiğini ileri sürerek, taşkın taşınmazlarının bulunduğu alanın adına tescilini istemiştir. Davalı, davacının iyiniyetli olmadığını, yapıların temelsiz yapı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu