Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, kayden davacıya ait 26 parsel sayılı taşınmaza komşu parsel maliki davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın taşkın bina yapmak suretiyle müdahalesi saptanmak, davalının temliken tescil savunması bakımından ise TMK'nın 725.maddesindeki koşulların gerçekleşmediği gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 0.90.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 01.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhtesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir....

    DAVALI TARAFIN İSTİNAF BAŞVURUSUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ NETİCESİNDE: Her ne kadar davalı taraf, zamanaşımı iddiasında bulunmuş ve istinaf sebebine yer vermiş ise de; eldeki davanın temliken tescil davası olması nedeniyle TMK.'nın 724.maddesinde herhangi bir zaman aşımı öngörülmediğinden ve bir an için BK.'nın 125.maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu düşünülse dahi TMK.'nın 724.maddesine dayalı olarak açılan temliken tescil davasının dinlenebilmesi için bir kimsenin başkasına ait arazi üzerine bir yapı yapması, yapı değerinin açıkça arazi değerinden fazla olması subjektif koşul olarak da iyiniyetli olması gerekir. Başkasına ait arazi üzerine yapı yapıldıktan sonra bu hak hemen kullanılabileceği gibi, yapı başkasının arazisinde kaldığı sürece 10 yıllık zamanaşımı süresi geçmiş olsa bile yapının varlığı sebebiyle bu süre biter bitmez yeni bir talep ve dava hakkı doğacağından 10 yılın geçmesinden sonra da ileri sürülebilir....

    Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kıyı kenar çizgisinin kabul edilmesi durumunda, dava konusu parselin de iççerisinde bulunduğu, 83 no.lu adanın "kıyı" içerisinde kalacağı dikkate alındığında, bu alandaki yerlerin özel mülkiyete nasıl bağlanmış olduğu da anlaşılamadığını, temliken tescil istemimiz, hak düşürücü süre gözetilerek reddedilmişse de bu gerekçe yerinde olmadığını, dava konusu taşınmaz, kadastro tespitinden önce de tapulu olup, bu tapu Mahkeme Kararına dayalı olduğunu, tapuda, kuzey sınırı "çaybaşı" yani kıyı olarak gösterildiğini, dava konusu inşaat, bu tapuya göre yapılmış olup, sonradan yapılan kadastro tespitine dayalı tapuya göre inşaatın taşkın olduğu, ancak bu dava açıldığında öğrenildiğini, bu durumda, temliken tescil istemimiz, KK 12/3. maddesi kapsamında ve kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe bağlı olarak değil, TMK 725. maddesine göre taşkın yapı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini...

    Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kıyı kenar çizgisinin kabul edilmesi durumunda, dava konusu parselin de iççerisinde bulunduğu, 83 no.lu adanın "kıyı" içerisinde kalacağı dikkate alındığında, bu alandaki yerlerin özel mülkiyete nasıl bağlanmış olduğu da anlaşılamadığını, temliken tescil istemimiz, hak düşürücü süre gözetilerek reddedilmişse de bu gerekçe yerinde olmadığını, dava konusu taşınmaz, kadastro tespitinden önce de tapulu olup, bu tapu Mahkeme Kararına dayalı olduğunu, tapuda, kuzey sınırı "çaybaşı" yani kıyı olarak gösterildiğini, dava konusu inşaat, bu tapuya göre yapılmış olup, sonradan yapılan kadastro tespitine dayalı tapuya göre inşaatın taşkın olduğu, ancak bu dava açıldığında öğrenildiğini, bu durumda, temliken tescil istemimiz, KK 12/3. maddesi kapsamında ve kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe bağlı olarak değil, TMK 725. maddesine göre taşkın yapı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini...

    Bunun için: 1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. 2- Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir....

      Hazırlanan raporda bina değerinin arsa değerinden yüksek olduğu ve temliken tescil talebine ilişkin; yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olması şartının tahakkuk ettiği değerlendirilerek raporla saptanan miktar üzerinden davalı lehine taşkın yapı nedeniyle tescil şartlarının tamamlanmış olduğu sonucuna ulaşılmış, davacının meni müdahale talebinin kabulüne, yıkım talebinin fahiş zarar nedeniyle reddine karar verilmiştir....

      Hazırlanan raporda bina değerinin arsa değerinden yüksek olduğu ve temliken tescil talebine ilişkin; yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olması şartının tahakkuk ettiği değerlendirilerek raporla saptanan miktar üzerinden davalı lehine taşkın yapı nedeniyle tescil şartlarının tamamlanmış olduğu sonucuna ulaşılmış, davacının meni müdahale talebinin kabulüne, yıkım talebinin fahiş zarar nedeniyle reddine karar verilmiştir....

      Türk Medeni Kanununun 725. maddesi “… taşkın yapıyı iyiniyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir” hükmünü içermektedir. Davaya konu yapıların niteliği, yapıldıkları tarihte taşınmazların kadastrosunun yapılmış ve sınırları belirlenmiş bulunmasına göre davacılar iyiniyetli sayılamayacaklarından mahkemenin tescil isteminin reddine dair verdiği kararda yasaya aykırılık yoktur. Davacıların istemi yukarıda anılan madde uyarınca tescil ya da irtifak hakkı kurulmasına ilişkin olduğundan, irtifak hakkı kurulmasına yönelik istemlerinin, tescile yönelik istemlerinde olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 725. maddesindeki şartlar oluşmadığından reddi gerekir....

        Mahkeme Türk Medeni Kanunununn 725. maddesine dayalı temliken tescil isteminin ... malike karşı ileri sürülemeyeceğine ilişkin gerekçesi bu nedenle doğru değil ise de, ... yapıların ... ve ruhsatsız, ... kısmının ifrazının da mümkün olmaması nedeniyle davanın reddi sonuç itibarıyla doğru olduğundan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün HUMK.nun 438/son maddesi uyarınca gerekçesinin DÜZELTİLMİŞ bu hali ile ONANMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.04.2009 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu