Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAŞKIN İNŞAAT NEDENİYLE -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; 634 sayılı Yasadan kaynaklanan elatmanın önlenmesi-ecrimisil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 18. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın 18.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 01.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAŞKIN BİNA YAPIMI NEDENİYLE Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava temliken tescil veya irtifak hakkı tesisi istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,02.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAŞKIN BİNA YAPIMI NEDENİYLE -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava müstakil açılan temliken tescil istemine ilişkindir.. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,29.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 05.03.2007 tarihinde konduğu, daha sonra taşınmaza 13.02.2014 tarihinde yeniden haciz konulduğu ve bu hacze dair borçluya herhangi bir tebligat yapılmadığı, borçlunun haczi daha evvel öğrendiği iddia edilmediği gibi, öğrendiği yönünde yazılı bir belgenin de mevcut olmadığı görülmektedir. Buna göre, borçlunun 03.09.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, 13.02.2014 tarihli haciz yönünden İİK'nun 16/1 maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürededir. O halde; her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup mahkemece esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin kesin hüküm ve süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Yukarıda açıklanan aşamalardan da anlaşılacağı ve alacaklının da kabulünde olduğu üzere ihale konusu maden işletme ruhsatına yönelik haczedilmezlik şikayeti hakkında verilen karara ilişkin temyiz incelemesi henüz sonuçlanmamış ve karar kesinleşmemiştir. Haczedilmezlik şikayeti hakkında verilen kararın temyiz tarihi, satış kararı ve ihale tarihinden öncedir. Ayrıca, borçlunun, haczedilmezlik şikayeti sonuçlanmadığından satışın durdurulması talebi de, ... İcra Mahkemesi'nin 28/09/2015 tarih ve 2015/1059 E.-909 K. sayılı kararı ile reddedilmiştir. Diğer bir ifade ile, haczedilmezlik şikayeti keşinleşmeden ve borçlunun satışın durdurulması talebi olduğu halde satışa gidilmiştir....

            O halde, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun 19.02.2013 tarihli hacze yönelik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup, mahkemece, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, şikayet konusu yapılmayan 22.10.2007 tarihli haciz esas alınarak istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Bu süre öğrenme tarihinden başlar.Öte yandan İcra ve İflas Kanunda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır.Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 14.01.2013 tarihinde konduğu, bu haciz kapsamında 04.12.2013 tarihinde kıymet takdiri yapılıp 29.01.2014 tarihinde borçluya tebliğ olunduğu, daha sonra taşınmaza 30.01.2014 tarihinde yeniden haciz konulduğu ancak şikayet tarihine kadar borçlunun hacizden haber olduğuna dair bir belge yada bilgi olmadığı görülmektedir.Buna göre, borçlunun 17.11.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, 30.01.2014 tarihli haciz yönünden İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürededir....

                İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda ise, alacaklının talebi üzerine, taşınmaz kaydı üzerine son olarak 02.04.2015 tarihinde haciz şerhi işlendiği, bu hacze ilişkin olarak icra dosyasından borçluya 21.07.2015 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun, hacizden 17.07.2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirerek 22.07.2015 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır....

                  Diğer yandan İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun konulan yeni hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 17.03.2015 tarihinde konduğu, ilk hacze ilişkin İİK 103. madde davetiyesinin borçluya 20.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, daha sonra taşınmaz üzerine 08.04.2015 tarihinde yeniden haciz konulduğu ve bu hacze hacze ilişkin İİK 103. madde davetiyesinin borçluya 18.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Buna göre, borçlunun 20.05.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, ikinci haciz yönünden İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürededir....

                    Somut olayda iptali istenen ihbarnamelerde her ne kadar 3. kişinin isim ve soyisminin yazımlarında yanlışlık yapılmışsa da 3. kişinin ihbarname gönderilen kişinin kendisi olmadığı yönünde husumete dayalı bir şikayeti bulunmamaktadır. 3. kişinin şikayet nedenleri nazara alındığında mahkemeye şikayet süresi muamelenin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gündür. Şikayetçi 3. kişiye 1. haciz ihbarnamesi 05.02.2014 tarihinde, 2. haciz ihbarnamesi 28.02.2014 tarihinde, 3. haciz ihbarnamesi ise 25.03.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup bu tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğu yönünde açıkça bir şikayeti de bulunmamaktadır. O halde, 13.05.2014 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru, İİK.'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olduğundan, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                      UYAP Entegrasyonu