Dava dilekçesi içeriğinden ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davada, ehliyetsizlik iddiası yanında muris muvazaası hukuksal nedenine de dayanılmış olup, ne var ki mahkemece muris muvazaası yönünden herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamış, yalnızca ehliyetsizlik iddiası yönünden inceleme yapılarak sonuca gidilmiştir. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....
Halbuki dava muris muvazaası davası olduğuna göre, murisin iradesini tespite yarayan her türlü delil ve belgenin değerlendirilmesi muris muvazaasına ilişkin davaların dayanağı olan 1.4.1974 tarihli içtihadı birleştirme kararının da bir gereğidir. Davacılar söz konusu belge ile açıkça taşınmazın muris tarafından davalıya bedeli mukabili verildiğini bildiklerini. Davalı hakkında dava açmayacaklarını kabul ettiklerine göre somut olayda birleşen dava açısından muris muvazaasından bahsetmek mümkün olmayacaktır. Diğer yandan irade fesadı halleri dışında bahse konu belge ortada dururken davcılar tarafından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı dava açmak yine hakkın suistimali olacak, iyi niyetle bağdaştırmak mümkün olmayacaktır. Halbuki hukuk düzenleri kötü niyeti daima mahkum etmiştir. Hal böyle olunca birleşen davada davacıların davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabul yönünde verilen kararın onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılmak mümkün olmamıştır....
Dava, feragatin geçersizliği nedeniyle muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir. Dava konusu Diyarbakır 3....
Davacı tarafından 43 ada 43 parselde bulunan taşınmazlara yönelik olarak 18.11.2008 tarihinde muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı, 18.01.2011 tarihinde davanın kabulüne dair verilen kararın 13.04.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkemece, 43 ada 43 parselde bulunan 2 nolu bağımsız bölümün davalılarca kullanılmadığından bu taşınmaza yönelik olarak her iki talebin de reddine karar verilmiştir. Her ne kadar 2 nolu bağımsız bölümün davalılarca kullanılmadığı belirtilmişse de, dosya kapsamından bahsi geçen taşınmazın davalılara teban dava dışı oğulları tarafından kullanıldığının kabulü gerekir. Diğer yandan; 19 nolu bağımsız bölüm yönünden, intifadan men olgusunun gerçekleşmediği gerekçesiyle ecrimisil isteminin reddine karar verilmiş olması da isabetli olmamıştır. Zira davacı taraf 18.11.2008 tarihinde açtığı muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası ile intifadan men şartını yerine getirmiştir....
"İçtihat Metni"Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olarak açılan davada ....... Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. ..... Mahkemesince, dava konusu edilen taşınmaz........
Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı aleyhine açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ya da tazminat istekli davanın reddedildiği ve kararın 25.03.2014 tarihinde kesinleştiği, daha sonra davacı taraf, taşınmazın yolsuz tescilini sağlayan 26.08.2008 tarihli vekaletnamenin karar tarihinden sonra ele geçirildiğini, anılan davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olmayıp, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve yolsuz tescil hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu, saik değerlendirmesinde hataya düşüldüğünü belirterek adli yardım istekli yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kesin süreye rağmen nispi başvuru harcı yatırılmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı bedel isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan ... tarafından vasiyetname ile 1/2 payı kendisine bırakılan 6 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümün 07.04.2009 tarihinde davalı ...’ye satış suretiyle temlik edildiğini, mirasçılar ... ve ... tarafından açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil davası sonunda taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, 24.06.2011 tarihinde de taşınmazın davalılar tarafından dava dışı ...’e satış suretiyle temlik edildiğini ileri sürerek miras payına isabet eden toplam 30.000,00 TL’nin davalılardan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Somut olayda, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden eldeki davada muris muvazaası hukuksal nedenine dayanıldığı, kaldı ki mahkemece ön inceleme duruşmasında; "HMK 140.maddesi gereğince yapılan incelemede; davanın muvazaa nedeniyle tapu iptali tescil talebi olduğu, davacı tarafın davacının murisinin muvazaalı suretle tescili yaptığı, 7 ay sonra vefat ettiğini iddia etmesine karşı davalı tarafların husumet yönünden itirazda bulunduğu, ayrıca usulüne uygun vekaletname ve sağlık raporu doğrultusunda noterden alınan vekaletname ve belediye rayiç bedeli üzerinden satışın yapılması nedeniyle muvaza ididasını kabul etmediği anlaşıldı... ‘’ saptaması karşısında tahkikatın muris muvazaası hukuksal nedeni üzerinde durularak yürütülmesi gerektiği açıktır....
Somut olaya gelince, mahkemece muris muvazaası yönünden araştırma yapılmamış, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek inançlı işlem yönünden inceleme ve değerlendirme yapılmıştır Hâl böyle olunca, mahkemece yukarıdaki ilke ve esaslar uyarınca muris muvazaası yönünden araştırma yapılması, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalı ... vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı alacak davasında 6100 sayılı HMK.nın 6/1. maddesi ne göre yetkili mahkemenin yerleşim yeri mahkemesi olduğu, davalının yetki itirazında bulunduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın Osmaniye Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; mirasbırakan G........Ş..........'ın maliki olduğu 604 ada 114 parsel sayılı taşınmaz ve ............ plaka sayılı araçların temliki bakımından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil ile bedel istekli davanın taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açıldığı, mahkemece, ön inceleme duruşmasında davalı Sehalahattin'in yetki itirazının kabul edilerek bedel istekli dava bakımından önce 10.07.2013 tarihinde tefrik kararı verilerek, ardından da davalı Selahattin'in yerleşim yeri mahkemesi yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. ./.....