Dava, taraf muvazaası iddiası ile açılmış olup, dairemiz sadece muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği bakımından görevlidir. Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesine dayalı muvazaa iddiasına bakımından mülkiyet hakkının öncesinde davacıya ait olup olmadığı yönünden bir ayrıma da gidilmiş değildir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarihli ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan daire başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.3.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı tazminat (bedel )istemine ilişkindir. Dava yasal dayanağını Yargıtay İBK'nin 01/04/1974 tarih, 1/2 sayılı içtihatları birleştirme kararı, 4721 sayılı TMK'nın 706. Maddesi , 6098 sayılı kanunun 19. Maddesi, 237. Maddesi , 2644 sayılı TK'nın 26. Maddesinden almaktadır. Muris muvazaasında, miras bırakan ile sözleşmenin tarafı aralarında yaptığı bağış sözleşmesini genellikle satış veya ölünceye kadar bakma akdi ile gizlerler. GÖrünüşteki sözleşmenin vasfı tamamen değiştirildiğinde muris muvazaası aynı zamanda tam muvazaa özelliği de taşır. Muris muvazaası ile taraf muvazaası arasında kasıt yönünden farklılık vardır. İlkinde mirasçıları , diğerinde ise üçüncü kişileri aldatma ve zarara uğratma kastı vardır. Bu nedenle muris muvazaasında murisin mirastan mal kaçırmak amacıyla hareket edip etmediği önemlidir. Bunun dışında mirasçıların kim olduğunun herhangi bir önemi yoktur....
Davadaki öncelikli istek muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak, taşınmazın el değiştirmesi nedeniyle bedele ilişkindir. HMK'nun 111.maddesi uyarınca öncelikli isteğin incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Uyuşmazlığın çözümüne geçmeden evvel “muris muvazaası” kavramının hukuki niteliği üzerinde durulmasında yarar vardır. 01.04.1974 gün ½ sayılı İçtihadı Birleştirme kararında saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar, görünürdeki satış sözleşmesinin Borçlar Kanunu'nun 18 (Türk Borçlar Kanunu'nun 19) maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilecekleri ilkesi benimsenmiştir. Bu noktada muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davada sözleşmenin şekil ve içerik yönünden geçersizliği ileri sürülmekte olup, öncelikle murisin gerçek irade ve amacı belirleneceğinden, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı bedel isteğinin konusu da taşınmazdır....
Açılan dava her ne kadar muris muvazaası ile açılmış olsa da dava konusunun hukuki niteliğini belirlemek hakimin görevidir. Müvekkilim bu malların davalı adına tescilinden işbu dava açılmadan önce haberi olmadığı için muris muvazaası olarak dava açılmıştır. Oysa ki davalı murisin haberi olmadan da işbu tapuları kendi üzerine geçirmiş olacağından, davalının yaptığı işlemin muris muvazaası olmayabileceği de aşikardır. Bu sebeple tanıklar dinlenmeden davanın reddedilmesi hukuka uygun değildir. Muris İbrahim Çelik davalıya miras paylaştırma amacıyla taşınmazları devretse bile miras sözleşmesi yapacak bilgi ve görgüye sahiptir. Zira kendisi kız kardeşlerinin Taraklı Ulucami’deki dükkan üzerinde hak talep etmeyeceklerine dair bir sözleşmeyi kız kardeşleri ile yapmıştır. Buna benzer bir sözleşmeyi kızı ile de yapardı. Tüm bu beyanlar neticesinde Yerel Mahkemece verilen karar hukuka uygun olmadığından esastan bozulması gerekmektedir....
Ne var ki; eldeki davada muris muvazaası hukuksal nedeni yanında, ehliyetsizlik, hile ve gabin hukuksal nedenlerine de dayanıldığı halde, mahkemece, ehliyetsizlik, hile ve gabin yönünden hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan, sadece muris muvazaası iddiası araştırılarak davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Öte yandan; mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olup, davacılar tarafından ehliyetsizilik, hile ve gabin hukuksal nedenleri bakımından mirasçı olmayan üçüncü kişiye karşı terekeye iade istekli olarak dava açıldığı halde mirasbırakan ...’nin tüm mirasçılarının davada yer almaları sağlanmayıp usulüne uygun taraf teşkili yapılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır....
Esasen yukarıda da değinildiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Bir başka ifade ile, murisin iradesi önem taşır.Bu durumda, mirasbırakanın satış yoluyla yaptığı temlike ilişkin gerçek amaç ve iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı kabul edilmelidir. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; hükmüne uyulan bozma ilamı gözetilmek suretiyle muris muvazaası hukuksal nedeni bakımından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Gerçekten de; davalı ... hakkındaki davada ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası iddiası ileri sürülmüş olmasına karşın temyiz aşamasında muris muvazaası iddiası incelenmemiştir. Davalı ... hakkındaki muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iddiaya gelince; Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'in dava konusu 10289 ada 58 parsel sayılı taşınmazdaki 125/770 payını 17.10.2007 tarihli vekaletname ile vekil kıldığı davalı oğlu İlhan aracılığıyla davalı ...'ye aktardığı, davalı ...'nin davalı ...'ın kaynı davalı ...'in eşi ...'...
Ancak davada ehliyetsizlik yanında muris muvazaası hukuksal nedenine de dayanılmıştır. Bilindiği üzere Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPUNUN HAKSIZ ELE GEÇİRİLMESİ NEDENLİ YARGITAYA G.TARİHİ:09.02.2016 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava, 3621 Sayılı Kanundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Haksız işgal nedenli KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu taşınmazlara ilişkin tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....