Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, 2863 Sayılı Kanun'un 65/b maddesinde öngörülen “geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına, koruma amaçlı imar plânlarına ve koruma bölge kurullarınca belirlenen koruma alanlarında öngörülen şartlara aykırılıktan” söz edilemeyeceği ve suçun manevi unsurunun oluşmadığı anlaşılmakla; Yapılan yargılama sonunda yüklenen suç açısından sanığın kastının bulunmadığı, suç kastı ile hareket etmediği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, hukuki sebeplerin değerlendirilmesinde ve uygulanmasında hataya düşüldüğüne ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 19.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    , 2863 Sayılı Kanun'un 65/b maddesinde öngörülen “geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına, koruma amaçlı imar plânlarına ve koruma bölge kurullarınca belirlenen koruma alanlarında öngörülen şartlara aykırılıktan” söz edilemeyeceği ve suçun manevi unsurunun oluşmadığı anlaşılmakla; Yapılan yargılama sonunda yüklenen suç açısından sanığın kastının bulunmadığı, suç kastı ile hareket etmediği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, hukuki sebeplerin değerlendirilmesinde ve uygulanmasında hataya düşüldüğüne ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 19.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      , 2863 Sayılı Kanun'un 65/b maddesinde öngörülen “geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına, koruma amaçlı imar plânlarına ve koruma bölge kurullarınca belirlenen koruma alanlarında öngörülen şartlara aykırılıktan” söz edilemeyeceği ve suçun manevi unsurunun oluşmadığı anlaşılmakla; Yapılan yargılama sonunda yüklenen suç açısından sanığın kastının bulunmadığı, suç kastı ile hareket etmediği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, hukuki sebeplerin değerlendirilmesinde ve uygulanmasında hataya düşüldüğüne ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 19.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        , 2863 Sayılı Kanun'un 65/b maddesinde öngörülen “geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına, koruma amaçlı imar plânlarına ve koruma bölge kurullarınca belirlenen koruma alanlarında öngörülen şartlara aykırılıktan” söz edilemeyeceği ve suçun manevi unsurunun oluşmadığı anlaşılmakla; Yapılan yargılama sonunda yüklenen suç açısından sanığın kastının bulunmadığı, suç kastı ile hareket etmediği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, hukuki sebeplerin değerlendirilmesinde ve uygulanmasında hataya düşüldüğüne ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 19.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          , 2863 Sayılı Kanun'un 65/b maddesinde öngörülen “geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına, koruma amaçlı imar plânlarına ve koruma bölge kurullarınca belirlenen koruma alanlarında öngörülen şartlara aykırılıktan” söz edilemeyeceği ve suçun manevi unsurunun oluşmadığı anlaşılmakla; Yapılan yargılama sonunda yüklenen suç açısından sanığın kastının bulunmadığı, suç kastı ile hareket etmediği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, hukuki sebeplerin değerlendirilmesinde ve uygulanmasında hataya düşüldüğüne ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 19.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Davacının özellikle ihtiyati tedbir kararı verilmesi yönündeki isteği ise yukarıda gösterilen yasal düzenlemeye uygun bulunmadığından yerinde görülmemiştir....

            Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Davacının özellikle ihtiyati tedbir kararı verilmesi yönündeki isteği ise yukarıda gösterilen yasal düzenlemeye uygun bulunmadığından yerinde görülmemiştir....

              Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı, sit alanında kalmayan tescilli yapının koruma alanının, 2863 sayılı Kanunun 8 ve 57. maddeleri gereğince Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı ilke kararı doğrultusunda, … ada, … , … , … , … parsel sayılı taşınmazlar olarak belirlenmesi üzerine, koruma alanının belirlenmesine ilişkin İstanbul V Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile alınan kararın hukuki dayanağı olarak gösterilen Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 05/11/1999 tarih ve 664 sayılı ilke kararının iptali istemiyle dava açılmıştır....

                LTD ŞTİ’ne kiralanıp teslim edildiği, dava konusu yerde yapılan keşif neticesinde alınan fen bilirkişisi raporunun içeriği ve ekindeki krokinin incelenmesinde, kurul kararı ile belirlenen koruma alanının iki farklı koordinatta gösterildiği, krokiye göre; kurulun 12.05.1999 tarih ve 8455 sayılı kararı kapsamına göre yapılan çizimde, dava konusu eylemlerin koruma alanı sınırları dışında, yeni hesaplanan düzeltilmiş koruma bandına göre yapılan çizimde ise dava konusu eylemlerin, koruma alanı sınırları içerisinde kaldığının görüldüğü, mahkemece söz konusu çelişkinin giderilmemiş olduğu, sanık tarafından temyiz aşamasında ibraz edilen; Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 20/04/2016 tarih 4260 nolu kararı ile; 02/07/2015 tarih 3469 nolu kurul kararı ile yasal soruşturma başlatılmış ise de; ilgilisinin başvurusu üzerine yapılan inceleme ve tespit sonucu, anıt mezarının yerinin ve koruma alanı sınırlarının hatalı işaretlendiği anlaşıldığından karar ekindeki yeni koordinatlarla hazırlanan...

                  Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Kabule göre; İDM'nce eldeki davada verilebilecek bir geçici hukuki koruma tedbiri olabileceği halde talebin ikiye bölünerek istenmesi sebebiyle aynı anda ihtiyati tedbir talebinin ve ihtiyati haciz talebinin reddine şeklinde 6100 Sayılı HMK'nun 26,33 maddeleri ile 406.maddenin gerekçesine aykırı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

                  UYAP Entegrasyonu