Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu somut olayda; sigortalı ... 31.12.1996 tarihli kazası nedeniyle, kurumca belirlenen % 47,20 oranındaki sürekli göremezlik derecesi esas alınmak suretiyle 63.527,34 TL gelir bağlandığı, kesinleşen tazminat dosyasında...17.09.2008 tarihli raporunda ise sigortalının sürekli göremezlik derecesinin % 41,20 olarak belirlendiği, bunun üzerine Mahkemece, sigortalının % 41,20 sürekli göremezlik derececesine göre hesaplanan ilk peşin sermaye değerin Kurumdan sorulduğu, alınan hesap tablosunda, ilk peşin sermaye değerinin 73.885,93 TL olarak gösterildiği, bunun üzerine Mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere sigortalının sürekli göremezlik derecesi % 25'in üzerinde olduğundan aylık miktarında herhangi bir değişiklik meydana gelmemesine rağmen ve % 41,20 oranındaki sürekli göremezlik derecesine göre sigortalıya bağlanması gereken gelir miktarı ile % 47,20 oranındaki sürekli göremezlik derecesine göre bağlanan gelir miktarı arasındaki çelişki giderilmeksizin...

    Kurum; 15.07.2006 tarihli kazası sonucu %17,20 olarak belirlenen göremezlik oranının, kontrol muayenesi sonucu bilahare 24.08.2009 tarihi itibarıyla artmayla % 27,20 oranına yükselmesi nedeniyle bakiye gelir talep edilmiştir... Sürekli göremezlik oranındaki artışa bağlı olarak değişime uğrayan gelir, düşük göremezlik oranı nedeniyle bağlanmış olan başlangıçtaki gelir olup; gelir hesabındaki unsurlardan biri olan göremezlik oranındaki değişim karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen göremezlik oranına uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır....

    İhtisas Kurulundan alınacak rapor ile Yüksek Sağlık Kurulu Kararı arasında sürekli göremezlik oranına yönelik görüş ayrılığı bulunduğu takdirde çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp Genel Kuruluna gönderilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Somut olayda, Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü' nün 22.12.2014 karar tarihli raporunda davacının sürekli göremezlik oranının % 100 olduğunun ve 01.03.2016 tarihinde kontrol muayenesinin gerektiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Yapılacak ; davacı sigortalının sürekli göremezlik oranındaki kontrol muayene kaydının devam edip etmediğinin, sürekli göremezlik oranının kesinleşip kesinleşmediğinin yukarıda belirtilen yöntem ve usuller doğrultusunda araştırılarak, sürekli göremezlik oranının kesinleşmesinden sonra tazminat istemleri hakkında bir karar verilmesinden ibarettir....

      Öte yandan, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin tazminat davalarında öncelikle, zararlandırıcı sigorta olayının kazası niteliğinde olup olmadığının saptanması ile, haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için, Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin, hüküm tarihine en yakın tarihteki verilere göre belirlenen tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir. 21. Bu kapsamda kazası sonucu sigortalıda oluşan göremezlik oranı; sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerini, diğer bir ifadeyle kazası sonucu meydana gelen zararı ve dolayısıyla tazminatın miktarını doğrudan etkilediğinden, sigortalıda oluşan sürekli göremezlik oranının saptanmasında zorunluluk bulunmaktadır....

        Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; kazası nedeniyle göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesine rağmen Kurumun zararlandırıcı olayı kazası olarak nitelendirmediği ve bunun bir sonucu olarak da davacının Kurumca tespit olunan bir maluliyetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır....

          İhtisas Kurulundan alınacak rapor ile Yüksek Sağlık Kurulu Kararı arasında sürekli göremezlik oranına yönelik görüş ayrılığı bulunduğu takdirde çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp 2. Üst Kuruluna gönderilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Somut olayda, ... Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından belirlenen % 3 oranındaki gücü kaybının hükme esas alındığı, bu haliyle sürekli göremezlik derecesinin yukarıda açıklanan prosedüre göre belirlenmediği anlaşılmaktadır. Yapılacak ; 5510 sayılı Yasanın 95. maddesin de belirtildiği şekilde davacıda kazası sonucu oluşan sürekli göremezlik oranını belirleyen karar almak ve çıkacak sonuca göre karar vermektir. O halde, davacı vekili ile davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

            Anılan maddeye göre kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli göremezlik gelirine hak kazanacağı, kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir....

              Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 19.05.2001 tarihinde tamir edilmekte olan şanzıman rulmanının çekiç ve keskiyle vurularak çıkarılması sırasında sıçrayan çapağın davacının sağ gözüne isabet etmesi sonucu yaralandığı, sağ göz glop şerjorasyonu,ppv+silikon enjeksiyonu operasyonu uygulandığı,sağ görme P+P+, sol görme tam olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişince hazırlanan 06.11.2003 tarihli raporda olayın kazası olduğunun tesbit edildiği,Sosyal Güvenlik Kurumu Malüliyet Dairesi Başkanlığınca davacının sürekli göremezlik oranının 08.03.2004 tarihinde %36 olarak belirlendiği,davacıya gelir bağlandığı, Yüksek Sağlık Kurulunun 20.05.2005 tarihli raporunda oranın %36 olarak tesbit edildiği, kontrol gerekmediğinin bildirildiği, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun 11.12.2006 tarihli raporunda, davacının sürekli göremezlik oranının % 28 olarak tesbit edildiği, Adli Tıp 3....

                Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı T3 26.09.2005 tarihinde kazası geçirdiği, davalı Kurum tarafından davalı T3 sürekli göremezlik derecesinin %17,2 olarak belirlendiği ve tedavi masrafları, geçici göremezlik ödemeleri ile peşin değerli sermaye gelirinin tahsili için bu davanın davacısına karşı rücuan tazminat davası açıldığı, Konya 4. İş Mahkemesi’nin 2018/48 E ve 2019/147 K sayılı kararı ile rücuan tazminat isteminin kabulüne karar verildiği, daha sonra T3 tarafından sürekli göremezlik derecesinin yeniden tespitinin talep edildiği ve davalı Kurum tarafından T3 sürekli göremezlik derecesinin %28 olarak belirlendiği, davalı Kurum tarafından yeniden belirlenen sürekli göremezlik derecesi nedeni ile yeniden PSD, geçici ödeme ve geçici göremezlik ödemelerinin tahsili için Konya 4. İş Mahkemesi’nde yine rücuan tazminat davası açıldığı anlaşılmaktadır....

                Mahkemece, davacının davalı işyerinden kendi isteği ile ayrıldığından, kaza ile işsiz kalma arasında illiyet tespit edilemediğinden maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 46/1 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54.maddesine göre bedensel zarara uğrayan kişi tamamen veya kısmen çalışamamasından kaynaklanan zararını isteyebilir. Sigortalının bedensel zarar sonucu işgücü kaybı geçici veya sürekli olabilir. Geçici göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelirde kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamındadır. Raporlu olunan dönemde çalışamayan sigortalının bu dönemde yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının oluşacağı ve bu zararın da maddi zarar içerisinde kabul edilmesi gerektiği açıktır....

                  UYAP Entegrasyonu